Eşref Aydoğmuş

Öncelikle kısaca kendini tanıtır mısınız?

Ben Arda Turan. 30 Ocak 1987’de Fatih’te doğdum. 11 yaşında Galatasaray altyapısına girdim. 2-3 senedir hem Galatasaray’a hem de Türk Milli takımına hizmet etmekteyim.

Futbola nasıl başladınız? Küçükken böyle bir şey var mıydı aklınızda?

Futbola çok erken başladım. Küçüklükten beri futbol oynuyorum. Kendimi bildim bileli... Bir başlama yaşım yok. Şimdiki Hüseyin Bürge lisesinin olduğu yer boştu. Orada top oynayarak başladım. Çalım atmayı orada öğrendim yani. Hayatımdaki en büyük zevklerimden birisi. Ama Arda’yı Arda yapan Manisa’ya kiralık gitmesidir.

Galatasaray’a nasıl girdiniz?

10-11 yaşındaydım. Seçmelere geldim birinin vesilesiyle. Biri beni bir maçta görmüş. Oradan seçmelere girdim ve kazandım. Böyle.

Futbolcu olmasaydın ne olmayı düşünürdün?

Futbolcu olmasaydım bilmiyorum ama derslerim çok iyiydi. İyi bir okul okuyup, iyi bir öğrenci olup, sonra da iyi bir okula girip ülkeye hayırlı bir meslek sahibi olurdum diye düşünüyorum.

Futbolun toplum üzerinde ne gibi etkileri olabilir?

Futbol, ekonomileri çok gelişmemiş ülkelerde bir hayat felsefesi. Herkes onunla yatıp onunla kalkıyor. Futbol bir sosyal aktivite olarak insanları birbirine yaklaştırması, insanların mutluluğu ve insanları sorunlarından uzaklaştırması bakımından çok önemli bir etken bence. Aslında bakıldığı zaman futbol her şey olmasa da çok şey...

Sizin için önemli bir anınızı anlatır mısınız?

Hakan şükür, gol rekorunu kıracağı zaman 3-4 maçtır gol atamıyordu. O gün ona dedim ki “Hakan abi hadi bugün rekoru kıracaksın, asistini de ben yapacağım. O gün öyle oldu.

Skibbe gitti, Bülent Hoca geldi. Şu an durumlar nasıl, takıma uyum sağlayabildi mi sizce?

Bülent hocanın durumu gerçekten çok iyi, çok keyifli. Bize çok faydalı oldu gerçekten. Hem moral bakımından hem çalıştırıcılık bakımından çok iyi bir hoca kendisi. Küçüklükten beri de örnek aldığım, çok sevdiğim birisidir. Efsanevi bir futbolcuydu, efsanevi bir hoca olur umarım. O yolda da ilerliyor bence.

Maçlarda genellikle diğer oyuncuların sana karşı klasik bir hali mevcut. Bazen üçlü, hatta dörtlü sıkıştırmalarla karşılaşıyorsun...

Benim yaptığım çalımları kim yaparsa yapsın ona da böyle olacağını düşünüyorum. Birebir geldiğinde direkt rakibin üstüne gitmeye çalışıyorum. Ama üçlü sıkıştırma vb. durumlarda bu olmuyor. Böyle durumlarda başka taraflardan oynamalıyız. Diğer arkadaşlarım için güzel bir şans bence. Sonuçta futbol bir takım işi. Benim oynamam benim için bir yere kadar iyi olmalı. Sonuçta kazanan Galatasaray olmalı.

Evdeki Arda Turan’dan bahseder misin biraz?

Daha uysal, az konuşan, genelde kitap okuyan, kendi düşüncelerine hakim olan birisi. Kendime dikkat ederim. Yani; yememe, içmeme, uykuma vs. Etmem de gerekiyor haliyle...

Galatasaray’dan ayrılmayı hiç düşündün mü?

Yok hiç düşünmedim. O, menajerimle kulübüm arasında bir şey. Öyle bir anlaşma olacaksa da değerlendiririz. Avrupa’ya gitmek istiyorum, ama başka bir yerde de söylediğim gibi giderken Galatasaray’a çok büyük para kazandırmak istiyorum. Hem kendimi maddi anlamda ilerletmek, hem de ülkemi en güzel şekilde manevi olarak temsil etmek çok önemli benim için...

Hayatında istediğin yere gelebildin mi?

Hayatımda istediğim yere geldim şükürler olsun. İnşallah daha iyi yerlere de gelirim.

Futbola kimi örnek alarak başladın?

Emre Belözoğlu’nu örnek alıyordum. Futbola onu örnek alarak başladım. Çok çok severdim onu, hala da aynı.

Türkiye’de ve dünyada örnek aldığın futbolcular var mı?

Yok, ama karakter olarak örnek aldığım futbolcular var: Arif Erdem, Hakan şükür, Orhan Ak gibi ama oyun olarak hiç bir futbolcuyu örnek almıyorum...


GENÇ'ın Yazısı.