Esad Mücahit Eskimez

Nisan ayı güreşte art arda gelen güzel haberlere sahne oldu. Birçok sporcumuz Avrupa Şampiyonası’ndan madalya ile dönerek yüzlerimizi güldürdü. Biz de dikkatlerin bu alana çekilmesini fırsat bilerek güreş sporunun genç yeteneklerinden olan ve geçen sene Dünya Gençler Güreş Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Arif Özen ile bir araya geldik. Kendisiyle güreş kariyerini, dünya şampiyonluğunu ve hedeflerini konuştuk.

Güreş kariyerin ile başlayalım söyleşimize. Bildiğim kadarıyla güreş sizde bir aile geleneği. Güreşe başlama hikayenizi öğrenebilir miyiz?

Sizin de demiş olduğunuz gibi güreş bizde aile sporu. Babam olsun, amcamlar olsun, dedem olsun hepsi güreş bilen, güreşi seven insanlardı. Bende onlardan görerek güreş yapmak istedim. Bir bakıma onlar teşvik etmiş oldular beni.

2010 yılında köydeki zor şartlarda başladık güreşe. Köyde antrenman yapacak yerimiz yoktu. Genelde toprak üzerinde ya da dağda koşu yaparak antrenmanlarımızı sürdürüyorduk. Bu antrenmanlarla seçmeleri kazanmak zordu. İlk sene yapılan güreş seçmelerini kazanamadım. 2011 senesinde Denizli’de yapılan güreş eğitim seçmelerini kazandım. Kazandıktan sonra da güreş eğitime gittim. Orada dört yıl sürecek olan bir periyoda başlamış olduk.

O süreçte çeşitli antrenman ve müsabakalarımız oldu. Bu antrenmanlar tabii köydeki gibi değildi, biraz daha yoğunduk ve ekipman konusunda artık daha iyiydik. Hocalarımız da başımızdaydı. Bu çalışma ve müsabakalarla geçen dönemden sonra Serhat Balcı Hocamızın dikkatini çektim ve beni kendi kulübüne çağırdı. Böylece güreş kariyerim tam manasıyla başlamış oldu.

Yakın zamanda Dünya Gençler Güreş Şampiyonası’ndan altın madalya ile döndünüz. Öncelikle tebrik ediyorum bu gururlandıran başarınızdan ötürü. Şampiyonluğa giden süreç nasıldı?

Gençler dünya şampiyonluğu kolay bir başarı olmadı. Zaten düşündüğünüzde güreş çok ağır ve fedakârlık gerektiren bir spor. Biz bu fedakarlığı çok küçük yaşlarda ailemizden, dostlarımızdan ayrılarak göstermiştik.

Şampiyonluğa giden süreç elbette çetindi. Ülkemizde yeterli altyapı her yerde yok ne yazık ki. Bunun eksikliğini hissediyorsunuz çoğu zaman. Ama yine de ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek için varımızı yoğumuzu ortaya koyarak çalışmalara başladık. Dünya şampiyonasından önce Avrupa’da aldığımız madalya ile de özgüven tazelemiştik.

Ailemizin ve milletimizin desteği ile beraber şampiyona için Slovakya’ya doğru yola çıktık. Önce Rus, ardından Amerikalı ve daha sonra da Gürcü rakiplerle karşılaştım ve minderden galip ayrıldım. Rakiplerimin genel olarak güreş geleneğine sahip ülkelerden olması beni ekstra zorlayan bir etken oldu. Yarı finalde İranlı rakibim ile güreşim psikolojik bir savaş halinde geçti ve finale yükseldim. Final maçında Hintli Dupiak Punia ile karşı karşıya gelerek 2-1 üstünlükle şampiyonluğa ulaştım.

Bu sonuç benim için onur vericiydi. Aileme ve ülkeme bu duyguyu tattırdığım için çok mutlu oldum. Orada binlerce kişinin önünde bayrağımızı dalgalandırmanın, İstiklal Marşı’mızı söyletmenin hissettirdikleri tarif edilemez gerçekten. Bu anları tekrar yaşamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım İnşallah.

Genç bir sporcu olduğunuzdan önünüzde değerlendirilebilecek uzun bir kariyer var. Yaklaşık bir buçuk sene sonra da 2020 olimpiyatları var. Hedefleriniz neler?

Her sporcunun olduğu gibi benim de hedeflerim var. Ve bu hedeflerimin en üstünde de olimpiyat şampiyonluğu yer almakta. Ama güreş hemen sonuç alabileceğiniz bir spor değil. Kademe kademe ilerlemek gerekiyor. Ben de basamakları birer birer çıktığımı düşünüyorum. Balkan şampiyonluğu, Avrupa şampiyonluğu ve ardından Dünya şampiyonluğu.

2020 olimpiyatları var önümüzde. Eğer bir talihsizlik olmazsa 2024 ve 2028 olimpiyatları için de önemli adaylardan olduğumu düşünüyorum. 2020 olimpiyatlarına en iyi şekilde hazırlanıp ilk olarak orada boy göstermek önemli. Yaşım genç olduğundan 2020’de alacağım bir madalya beni ilerideki olimpiyatlarda altın madalyanın favorileri arasına sokar. Hayal etmekten fazlasını gerektiren ciddi bir süreç.

Arif Özen şampiyona programları dışında nasıl bir çalışma rutinine sahip?

Çalışma konusunda genelde milli takım kamplarında veya kulüp bazındaki antrenmanlarımızda yoğun bir takvimimiz oluyor. Kondisyon, süratlilik ve güreşin olmazsa olmazı kuvvet açısından çok ağır antrenmanlara tabii tutuluyoruz.

Çalışma programımızın dışındaki aktif dinlenme zamanlarında da vücudumu çok fazla yormamaya dikkat ediyorum. Çünkü tekrar ağır antrenmanlar ve yüklemeler başlayacak. Hiç dinlenmeden bu yüklenmeleri yaptığınız takdirde bir sakatlık ile karşı karşıya kalmanız işten bile değil. Vücudun kapasitesi de belli en nihayetinde. Bu kapasiteyi haddinden fazla zorlamamak gerekiyor.

Bu dinlenme süreçlerini de minik sportif oyunlar veya koşu gibi kendimizi yormayacağımız aktivelerle, iyi beslenerek ve uyku düzenine dikkat ederek geçiriyoruz. Spor hayatımız boyunca formumuzu korumamız gerekiyor. Bunların tamamı bir bütün olarak çok önemli.

Bu sporla ilgilenmeyi düşünen arkadaşlarımıza ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

Güreş sporuyla uğraşacak kardeşlerim için verebileceğim tavsiyelerden bir tanesi düzenli bir hayatları olması. Her şey yolunda gitmezse, kafanızın sürekli olarak takıldığı şeyler olursa bu spor hayatınızı fazlasıyla etkileyecektir.

Güreş odaklı bir program tutturmak da mühim. İyi beslenip, iyi çalışıp, iyi dinlenmeniz lazım. Güreşte olmazsa olmaz üç kuraldır zaten. Bu üçlü olmadan sadece güreş değil; hiçbir spor verimli olmaz.

Çoğunlukla her başarılı sporcunun kendi alanında ilham aldığı bir büyüğü oluyor.

Güreş kariyeri ve yaşamıyla ufkunuzu açan bir güreşçi var mı?

Güreşinden ve kariyerinden etkilendiğim Serhat Balcı Hocam, ağabeyim var. Sancaktepe Belediye Kulübü’nde üç sene öğrencisi olarak bulundum. Serhat Balcı Hocam efendiliğiyle, güreş disiplini ve kariyeriyle -kendisi birçok şampiyona da ülkemize madalya kazandırmıştır- beni derinden etkiledi ve güreşe bağlanmamda önemli bir yere sahip oldu.

2016 Rio Olimpiyatları’nda şampiyon olan Taha Akgül Abimizden de büyük destek aldım. Sadece sporuyla değil, ağırbaşlılığı ile de kendisi benim önümde çok güzel bir örnek. Başarılarını zaten söylemeye gerek yok. Umarım ben de onun elde ettiği başarıları devam ettirebilirim.


GENÇ'ın Yazısı.