Adem Turan

Yıl 1972, Paris’ten geliyordu mektup. Osman Sarı henüz mezun olmamıştı Ankara Hukuk’tan. Bu tarihten altı yıl sonra o mesajın gereğini yerine getirdi ve Sakarya Üniversitesi’ne öğretim elemanı olarak girdi.

Yıllar böyle böyle geçti ve sayısız öğrencisi oldu Osman Sarı’nın. Ama birçok akademisyende olduğu gibi, onun da ürün vermesini engelledi bu durum. Otuz beş yılda iki şiir kitabıyla bir deneme kitabı; hepsi bu kadar.

Rasim Özdenören’e göre Osman Sarı kendi tarzının en büyüğüdür. Gazelleri Türk şiirinin abideleridir. Özellikle de “Taş Gazeli.”

Osman Sarı. 1946 Maraş Sarımollalı köyü doğumlu. Dört çocuktan en küçüğü. İlk okuduğu kitap köye gelen çerçilerden annesinin telkinleri ile aldığı İmam-ı Gazali’den “Eyyühe’l-Veled.” Hah! diyor annesi, bu kitabı alalım.

Her hafta bir kitap… Ve bu kitaplar geceleri gaz lambası ışığında okunuyor büyük bir haz ve dikkatle. Anne ümmidir.

Hz. Ali Cenkleri, Kerem ile Aslılar, Âşık Garipler, Seyf-i Mülük hikâyeleri, Yunus Emreler, Mevlitler… Hep bu dönemde okunuyor.

Bir daha tekrar etmenin ne sakıncası var; anne ümmidir.

Allah böyle bir anne vermez herkese, nasip etmez.

Osman Sarı İstanbul’da yaşayan Maraşlıların en sûfi meşrep olanlarından belki de. Onu uzun bir kervanın en sonunda yapayalnız, bir başına yürürken düşünebilirsiniz rahatlıkla; omzunda heybesi ve elinde âsâsıyla…

Ama içindeki yanardağın hala faaliyette olduğunu gözlerine bakınca görebiliyorsunuz. Hele biraz oturup konuşunca, “Önden Giden Atlılar”ı nasıl yazdığını da...

Önlerinde okyanus

Kızgın bir çöl arkada

Asıl içlerindedir

Zaptedilmez bir deniz

Önden giden atlılar

Bütün bunlardan sonra onu şöyle tanımlayabiliriz artık: Osman Sarı, Büyük Doğu mektebinden mezun olmuş bir diriliş eri, bir edebiyat emekçisi, bir mavera yolcusu….................................................


GENÇ'ın Yazısı.