Bir büyük zât anlatıyor: “Yolculuk sırasında bir ayağı üzerinde sıçrayan aksak bir şahıs gördüm. Hâli garibime gitti ve dedim ki: ‘Senin sefere çıkmana ne gerek var? Çünkü senin sefer aletin yok.’ Şöyle cevap verdi: ‘Sen Müslüman mısın?’ Ben de ‘evet’ dedim. Bunun üzerine: ‘”İnsanları karada ve denizde taşıtlara yükledik. (İsra, 70)” ayetini oku. Çünkü taşıyan ve yürüten O’dur. O’nun aletsiz götürmesi de ümit edilir.’”

Evet, O isterse aletsiz, vesilesiz ve vasıtasız da götürür, çünkü alet de, vesile de, vasıta da O’dur, O’ndadır, O’ndandır. Ne var ki, her işi bir sebep dairesinde yaratan, kendisine ulaşmak gibi en yüce gaye için bile vesile aranmasını isteyen de yine O’dur. O yüzden biz vesileye en az vuslat kadar önem veririz. Vuslatın heyecanı, bereketi ve ışıltısı vesile ile belli olur. O ne kadar heyecan, ne kadar şevk dolu ise vuslat da o kadar yakın, o kadar kesindir; böyle düşünür, böyle ümit ederiz.

Biz GENÇ’i, çıktığı ilk günden bu yana vuslata götüren bir vesile olarak gördük. Her sayısında vuslat haberi veren bu vesilenin, haberini verdiği yere layık olması için titredik. O yüzden her satırına sadece zihnimizi ve nazarımızı değil, gönlümüzü de koyduk. İstedik ki GENÇ ile her buluşan okuyucumuz, vuslat heyecanı, bereketi ve ışıltısı ile buluşmuş olsun. Hamdolsun; çok zaman öyle oldu. Güzel haberler aldık; sevindik, şükrettik. Beşeriz; şüphesiz o satırlara karanlık tarafımızdan sıçrayan isler de olmuştur, ama vuslatın gözleri kamaştıran pırıltısı bunları örtmüş, geçmiştir; böyle dua ettik.

Biz GENÇ olarak şuna inanıyoruz: İşaret ettiğimiz yerin yüzümüze yansıyan pırıltısı, bizim tek satırımıza muhatap olana bile vuslatı hissettirmiş, hatırlatmıştır. Bazen bu, sekinet olmuş ruha, bazen nazar olmuş gönle, çok zaman da tohum olmuş zihne düşmüştür. Her düşen neyse o bizi çoğaltmış, gerek çeperimizi ve gerek çevremizi genişletmiş, bizi büyüterek erişmeyi arzuladığımız o esenlik yurduna daha da yaklaştırmıştır.

Geçtiğimiz ay sonunda Anadolu’nun dört bir tarafından gelmiş GENÇ temsilcilerimiz ile işte bu mânâyı paylaşmaya çalıştık: Biz vuslata götüren bir vesileyiz, o yüzden bir yerde kalmamalı, sürekli kendimizi çoğaltmalıyız. Yaşadığımız güzellikleri bunlara lâyık olanlarla paylaşmaz, dolayısı ile çoğalmazsak şükrümüzü eda etmiş olmayacağız. GENÇ, manevi güzelliklerin ortasında yeşermiş taze bir haber olarak çoğaltılmayı bekliyor. Bu haberi ne kadar çok yere ve gönle ulaştırabilirsek o kadar artacak ve zenginleşeceğiz. Bu anlamda bir tanıdığımızın daha GENÇ ile buluşmasına vesile olmak, hasretle bizi bekleyen yere doğru istekle adım atmak anlamına gelecek.

***

Yeni dönem kampanyamız, bu aydan itibaren hediye kitaplarımızın okuyucularımıza ulaşması ile iyice hız kazanacak. Eminiz ki kitaplarımızı elinize alıp incelediğinizde çok seveceksiniz. Aman umre hediyemizi atlamayın. “Peygamber Efendimizden 365 Örnek Davranış” kitabımızdan 50 davranışı doldurup gönderenler arasından bir okuyucumuz kendi seçtiği bir yakını yahut arkadaşı ile umreye gitme fırsatı yakalayacak.

***

Bu sayımızda artık esamesi okunmayan nezaket konusunu ele aldık. Kapak görselimiz gerekli mesajı veriyor; efendi olmak gerek. Harun Kırkıl’ın hazırladığı dosya bu efendiliğin nasıl olacağını eskimez efendilerden muhteşem örneklerle sergiliyor.

Bir sonraki sayıda buluşmak duasıyla Allah’a emanet olunuz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.