Ömer Faruk Türk

İstisnalar kaideyi bozmaz... Birçoğumuz günlük hayatımızda pek fazla olmasa da en azından bir kaç defa kullanırız bu ifadeyi. Ama her söz, ifade ve cümlede olduğu gibi anlamının nerelere dayanabileceğini ve tam olarak ne anlama geldiğini sorgulamaktan çok uzağız. Bir ifadenin küçük yahut büyük bir doğruluk payı olağandır. Lakin ifadenin doğruluk payı ne kadar büyük olursa olsun her zaman bu geçerliliğini koruyacağı manasına gelmez. Bunun da farkında olmamız lazım. Aynı burada olduğu gibi birçok şeyin eksik olması ve doğru olmamasının ya da yanlışın doğru olduğu konusunda itiraz edilmesinin sebebi bu alandaki eksikliğimize dayandırılabilir.

İstisnalar kaideyi bozmadığı sürece birçok konuda ve alanda iyileşemeyeceğimiz gibi birçok alanda ve yönde de aksine kötüleşeceğiz. Bu söz tamamen yanlıştır demiyorum fakat zaten mana ile bakıldığında her sözün bir doğruluk payı vardır, ufak da olsa en yanlış görünenin dahi…

Bu ifademizin doğruluğunu daha iyi anlatabilmek için anlatımı basit bir örnekle canlandırabiliriz. Her zaman için en belirgin sorunlardan biri haline gelmiş başarılı-başarısız öğrenci tanımı. Bir sınıfta veya bir bölümde tahsil gören öğrencilerin tanımı hemen her zaman genel bir ifade ile başarılı-başarısız olarak tanımlanır. Akabinde ise “lakin şu öğrenci” veya “öğrenciler” hariç olmak suretiyle devam ederek azınlığı arka plana atmak gibi bir alışkanlık vardır. Lakin yapılması gereken muhasebeler ne kadar önem arz etse de yapılmamaktadır. Bir sınıfın öğrencileri değil de “sınıf şöyle başarılı, böyle iyi” diyerek sınıfın kendisi başarılı olarak tanımlanır. Oysaki başarılı sıfatının yüklenmesi gereken, sınıf değil öğrencilerdir. Ve eğer sınıf da başarısız olarak nitelendirilen bir veya daha fazla öğrenci varsa bunların sebebini araştırmak bunun idrakinde olan bütün insanların sorumluluğudur. Fakat ne yazık ki bu sorumluluk bireyin kendisine ve çevresine bırakılıyor. Neden böyle olduğunu sorgulamak ise her zaman bireyin kendi idraki ile olamıyor. Kimi zaman sorumluluk duygusu gelişmediği için kimi zamansa başka nedenlerden ötürü. Bu işin içinde olan herkesin sorgulaması gereken, başarısız öğrenci. Daha doğrusu öğrenciye yüklenen başarısız sıfatının nedenleri. Öğrenciye değil, öncelikle bu soruları sorumlu bireyin kendisine yöneltmesi iyi bir sonuç doğuracaktır. “Sınıftaki öğrenciler başarılı iken falan öğrenci niye böyle” yahut “Ya diğer öğrencileri de kötü yönde etkiler ise sınıfın hali nice olur” gibi olabilir şahsen vardığım kanıya göre.

İstisnalar kaideyi bozmaz... Bir kaçış, boş vermişlik ve kolaycılık olarak tanımlanabilir bu ifadeyi kullananların davranışları. Çünkü istisnalar kaideyi bozmadığı sürece hoyratça artabilir ve tehlikeli bir hal alabilir. Fakat iyi olarak nitelendirilen istisnaları bu ifadenin varış noktasının dışında tutuyorum. Her konuda dengeli olmamız gerektiği gibi her doğru ve yanlışta da aynı şekilde dengeyi korumalı kendimizi sorgulamalıyız. Öyle inanıyorum ki böyle yapıldığında birçok mevzu hayırla ve güzellikle nihayet bulacaktır.


GENÇ'ın Yazısı.