Ayşe Tunçayak Gündüz

Çok mu uç bir şey istiyorum ben? Çok mu ulaşılmaz? Uçuyor muyum? Hayal dünyasında mı yaşıyorum?

Oysa üzerinde çok çalışarak, en önemlisi uygulama yapılarak zamanla oturacak şeyler. Belki de olgunlaşmadığı için ben anlatamıyorumdur. Yine de tekrar tekrar deneyeceğim. Ta ki, o aynayı bulana kadar…

İnsanlara güzel şeyler vermek gayesinde olan, tebliğ etmeye çalışan, eğitim-öğretimle uğraşan anne baba olan herkes Allah’ın Rab isminden pay alır. İnsanlardaki sorunları tedavi etmek, Allah ile arasındaki engelleri azaltmak, ruhu olgunlaştırmaya çalışmak, insanların özlerini, istidatlarını görmelerini sağlamak için uğraşırlar. Aslında bunları insan önce kendinde uygular bir nevi. Yanmadan sıcağı, buz kesmeden soğuğu öğretemezsiniz. Ve ne yaparsak yapalım önce kendimiz içindir her şey. Kendimizi görürüz çırpınırken yavaş yavaş. Fakat bildiklerini ve kendini başkalarına adamak isteyen bir insanın bir miktar firaseti ve basireti olması gerekir.

İki çeşit görmek var bana göre, bu açıdan bakıldığında. Bir, Allah’ın nuru ile görmek. Bakara 273 te dediği gibi Rabbimin. “Siz onları simalarından tanırsınız.” Ayetinde olduğu gibi. Fakat bu konuya hiç girmeyeceğim. Epey uzak oluşumuzdan...

İkinci görmek ise çok daha sınırlı fakat yine de çok işe yarayacağına inandığım bir basamak. Örneğin hamile bir kadına biri gelse ve “bebeğin erkek olacak ve bir kolu da olmayacak” dese. Bu kadın doktora gittiğinde ultrasonla bakan doktor da aynı şeyi söylese. Birinin Allah’ın nuru ile gördüğünü diğer bir beşer de bir araçla görmüş olacak. İşte böyle bir araç geliştirmekten bahsediyorum.

Ama sadece bundan bahsetmiyorum. Aynı zamanda ne öğretiyor olursak olalım bu öğretilen şey ile insanın içine doğru yolculuk yaptırılabileceğinden bahsediyorum. Edebiyat ile müzik ile matematik ile her şey ile. Bu, araç dediğim, öğretiyor olduğumuz “şey” ile sorunların ve gelişimin önündeki engellerin arka yüzünü, sebebini görebilip yine bu araç ile yapılmaya çalışılan bir tedaviden bahsediyorum. Psikoloji bilmekten bahsediyorum. Tasavvufu içmekten bahsediyorum.

Ah dost! İçimde bir beste var. Duyabildiğimce yazıyorum bazen. Kırık dökük şeyler çıkıyor ortaya. Hadi gel de bitirelim, birlikte söyleyelim.


GENÇ'ın Yazısı.