Merve Kurtoğlu

Miras kaldı tüm söyledikleriniz, para gibi, altın gibi tüketilmek üzere. Ölü toprağa tekrar ve tekrar fidanlar dikmeye çalıştınız, çürüyen dudaklarınızla hâlâ bir şeyler fısıldıyorsunuz takipçilerinize, artık biraz sussanız. Geriye bıraktığınız cümlelerin gölgesinde kalmak istemiyoruz cennetten haber vermedikçe.

Birçok giden memnun değil ki yerinden tweet atıp duruyor. Yanlış duymadınız insanoğlu ölümsüzlüğü buldu. Lokman Hekim’in yapamadığını “Lives On” şirketi yaptı. Siber ölümsüzlük...

Londra’nın Queen Mary Üniversitesi, MarcBedwood adlı bir pazarlama uzmanının fikrinden yola çıkarak bir sistem geliştirdi. Çürüyen bedeniniz azot döngüsüne katılırken söylemek isteyip de vaktinde söyleyemedikleriniz bir bir düşüyor siber aleme. En çok hangi meyveyi seversiniz, ne tür müzikler dinleyip kimleri sever kimleri sevmezsiniz, hangi film sizin oscarınızı almıştır, hangi derginin sayfalarını karıştırırken kendinizi dünya turunda bulursunuz tüm bu soruların cevabını alan şirket, çürüyen dudaklarınızdan çıkacak kelimeleri çürüyen parmaklarınızın yerine yazıyor. Sizin yerinize tweetler atıyor.

“Ne çok sözü vardı söyleyecek rahmetlinin...” cümlesi rahmetli oldu artık anlayacağınız. Sanal alemin sanal kuşları uçtukça ölüm fikri de uçtu belleğimizden. Yaşarken konuşamayanlar öldükten sonra devam edecek konuşmaya... Sizden geriye söylenmesi gereken çok mu söz kalmıştı? Can kuşunuzu uçurmuşken twitterdaki kuşlarınızı kapatsaydınız kafeslerine, habersiz bıraksaydınız geride kalanları ve sadece ölseydiniz. Olmaz mıydı? Olmadı işte...

Miras kaldı tüm söyledikleriniz, para gibi, altın gibi tüketilmek üzere. Ölü toprağa tekrar ve tekrar fidanlar dikmeye çalıştınız, çürüyen dudaklarınızla hâlâ bir şeyler fısıldıyorsunuz takipçilerinize, artık biraz sussanız. Geriye bıraktığınız cümlelerin gölgesinde kalmak istemiyoruz cennetten haber vermedikçe.

Şirket, “Kalbiniz atmadığı zaman da tweet atmaya devam edin.” diyor. Bense, biraz sussanız da, eskisi gibi ölseniz diyorum.


GENÇ'ın Yazısı.