Dergimiz yazarları biraraya gelip birer cümlelik bir sohbet yapsalardı acaba kime hangi cümle düşerdi? İşte size deneme.

Bu ay sizlerden herhangi bir mail alamadım. Sanırım kimsenin derdi ya da tasası kalmadı. Yoksa küstük mü ey okuyucularım? Madem kimsenin sıkıntısı yok, ben de kendime göre takılayım dedim. Dergimizin yazarlarını hayali bir şekilde konuşturayım, sizi birazcık gülümseteyim istedim. Tabii kızmazlar inşallah bana, kızarlarsa da suçlusu siz olun. Biz zorladık güzin abiyi, ona kızmayın bize kızın diye mailler atın editöre. :) Hadi kalın selametle.

Rabia Gülcan – Ne söyleniyorsun yine Ayşegül?

Ayşegül Genç – Bunu anlatmaya senin kelimelerin bile yetmez ki...

Sami Yaylalı - Popüler olsun da ne söylerse söylesin Rabia abla.

Asım Gültekin- Duygusallıktan, denemelerden nefret ediyorum ama.

Ömer Çelik- Nefret etme o kadar, günaha girersin bak.

Taha Kılınç- Olaylara daha geniş açıdan yaklaşalım dostlar, ayıp oluyor ama.

Nedim Kaya- Haklısın Taha, Çin’de yediğim ördek harikaydı mesela.

Hande Berra- Nedim bey Çin sadece ördekten ibaret değil, orada harika bir Çin Seddi var, es geçmeyelim lütfen.

Yasir Demirci- Güneşin doğduğu yerden haberler var demek. Çin’de şu an çok değişik şeyler oluyor ona göre. Bir dahaki sayıya yazacağım hepsini.

Mehmet Emin Kul- Hayrola millet, daha mizahi bir konu bulamadınız mı?

Hatice Keskin- Mizah değil de bulmacadan söz açsak? Hayat bir bulmacadan ibarettir diyorum, var mı itiraz eden? Serkan Bilge, siz ne dersiniz mesela bu konuda?

Serkan Bilge- Benim bir şey dememe gerek yok, Üstad Necip Fazıl her şeyi söylemiş: “Beni beklemeyin gelemem, o bir hevesti, aynalar aynalar, yolumu kesti.”

Halil İbrahim Kurucan- Müthiş bir tablo, bu ruh halimizi hemen fotoğraflamalıyım.

Adem Ergül- Lütfi bey, geliştiren ve özgürleştiren bir liderlik için bu tür konuşmaların…

Mehmet Lütfi Arslan- Adem bey kusura bakmayın, yazınızı kesmek zorunda kaldım. Çok uzundu.

Salih Eroğlu- Lütfi abi yarım sayfadan fazla yazmayacağım, er sözü veriyorum.

Ali Düz- Sen yine az çok yazıyorsun Salih. Bak bana, telif için yazdığım anlaşıldı, kampüsten haberler sayfasına son verdiler. Ne yapacağımı bilemiyorum.

Sinan Özgenç- Manyak bir keşfim var: Tasavvufa gir, sonra yarım derviş köşesini birlikte yazarız, telifleri kırışırız. Zaten ben birkaç isimle yazıyorum kimse anlamıyor. Paraları yiyoruz Süleyman Ragıp’la birlikte.

Mesut Kaya- Asım’ın nesli ne hale gelmiş. Üzüldüm. İrfan atlasınız yok sanırım.

Salome- Mesut bey yeni nesil yer altında. İrfan atlası değil de sanırım bir el feneri olsa kâfi.

İbrahim Refik- Tarih bu konuştuklarımıza şahit olsun ki, bütün mesele tarih bilip bilmemekle ilgili.

Özgül Bozkuş- Bir insan kendisini bilmedikten sonra Tarih bilse ne olur bilmese ne olur İbrahim bey. Biz psikologların terapileri olmasa kim bilir bugün ne haldeydi bu ülke.

Alican Tatlı- İstediğini söyleyen istemediğini işitir dostlar. Biz Allah diyelim, gerisi hikaye.

Harun Kırkıl- Alican hocam alındım ama.

Mehmet Lütfi Arslan- Ayın 24’ü oldu, acil baskıya giriyoruz.

Yusuf Deren- Post modern laiklere şöyle okkalı bir iki söz etseydim keşke...


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.