Gençlerin hâli ne olacak diye derde düşenler, kaygılananlar ve endişelenenler varsa eğer, aşağıdaki hadis-i şerifi daima akıllarında tutsunlar, gençlere ne verdiklerinden daha ziyade, hangi duygularla ve nasıl verdiklerine çok dikkat etsinler…

Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyururlar:

“(Vaktiyle) bir adam:

“- Ben mutlaka bir sadaka vereceğim.” dedi.

Geceleyin evinden sadakasını alıp çıktı ve onu bilmeden bir hırsızın eline tutuşturdu. Ertesi gün belde halkı:

“- Hayret! Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş!” diye konuşmaya başladı.

Adam:

“- Allâh’ım! Sana hamdolsun. Ben mutlaka bir sadaka daha vereceğim.” dedi.

Yine sadakasını alarak evinden çıktı ve onu (bu sefer de bilmeden) bir fâhişenin eline tutuşturdu. Ertesi gün halk:

“- Olur şey değil! Bu gece bir fâhişeye sadaka verilmiş!” diye dedikoduya başladı.

Adam: “- Allâh’ım! Bir fâhişeye (de olsa) sadaka verdiğim için sana hamd olsun. Ben mutlaka bir sadaka daha vereceğim.” dedi.

(O gece, yine) sadakasını alıp evinden çıktı ve onu (bu defâ da bilmeden) bir zenginin eline koydu. Ertesi gün halk:

  “- Bu ne iştir! Bu gece de bir zengine sadaka verilmiş!” diye (hayretle) söylenmeye başladı.

Adam:

“- Allâh’ım! Hırsıza, fâhişeye ve zengine (de olsa) sadaka verdiğim için sana hamdolsun.” dedi.

(Bu ihlâsı üzerine) uykusunda o adama:

“- Hırsıza verdiğin sadaka, belki onu yaptığı hırsızlıktan utandırıp vazgeçirecektir. Fâhişe belki yaptığından vazgeçip iffetli bir kadın olacaktır. Zengin de belki bundan ibret alıp Allâh’ın kendisine verdiği maldan muhtaçlara dağıtacaktır.” denildi.” (Buhârî, Zekât 14; Müslim, Zekât, 78)

Bu hadis-i şerifi her okuduğumda, “Ne olacak bu gençliğin hâli?” şeklindeki klasik soru gelir aklıma ve cevabını bulmuşçasına sevinirim. Nedir o cevap? Paylaşayım sizlerle de:

Gençlerin hâli ne olacak diye derde düşenler, kaygılananlar ve endişelenenler varsa eğer, bu hadis-i şerifi daima akıllarında tutsunlar, gençlere ne verdiklerinden daha ziyade, hangi duygularla ve nasıl verdiklerine çok dikkat etsinler… Çünkü ihlasla ve güzel niyetler eşliğinde yapılan gençlik çalışmaları, mutlaka amacına ulaşacaktır, hiç tahmin edilmeyen yüreklerde bile makes bulacaktır, bundan asla şüphe edilmesin…

Hiçbir genci ayırmadan, kimseyi dışlamadan, dar kalıplar içinde kalmayarak, ecri yalnızca Allah’tan bekleyerek, tertemiz bir niyet ve kalple hizmet etmekten geri kalmamak gerekiyor. Ümitsizliğe kapılıp da “sözlerimiz ve faaliyetlerimiz tesir etmiyor, beklediğimiz şeyler olmuyor, emeklerimiz boşa gidiyor” şeklinde düşünmek, kazanma kuşağında kaybetmek manasına gelir. “Sen Allah için bir adım at, karşılığını görmezsen ben kâfir olayım” diyen Hz. Mevlana’yı anlayamadığımızı gösterir.

Hâsılı kelam, büyük gayretler eşliğinde gençlik çalışmalarında bulunan herkese, yukarıda bahsi geçen hadisten ibret alarak, kuşatıcı bir gönlün ve ihlasın önünde hiçbir şeyin duramayacağını yeniden hatırlatmak isterim.

Yüreklerimizi bütün insanlığın ufukları çapında açabilirsek eğer, tüm insanlığa bedel olabiliriz, olmazları oldurabiliriz…


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.