Boztepe`de çay içip şehri seyrederken yaşlı bir adam aynı melodiyi ıslıkla çaldı. Sırtındaki kambur
Boztepe`de çay içip şehri seyrederken yaşlı bir adam aynı melodiyi ıslıkla çaldı. Sırtındaki kambur
Pervanenin gölgesi düştü antik şehre, Zeus`un tüyleri ürperdi. Kuş bakışı seyrettim Bergama`yı. Tiya
Kehribar renkli kum taşından yapılmış konakların, tapınakların, saray ve kalelerin şehri Jaisalmer`e
Yokuşun altında iki dev çınar. Bugüne kadar bağrında şiir taşıyan bir ağaç hiç görmemiştim. Pirinç l
Yaşlı mabedin direkleri arasından yürüyorum. Kelimeler dökülüyor dans eden kızların eteklerinden, Bu
Adalet sarayının karşısında İtalyan sanat müzesi, az ileride Fransız sarayı ve eski yönetim binaları
Kaldırımda fesli, şalvarlı bir adam rengarenk Osmanlı macunu dolduruyor çubuğa. Limon, çilek, nane
Bu şehrin sazı da, sözü de, kahvesi de meşhur. Çerkez`in Kahvesi`nde bakır cezveler iki kere yanaşır
Depremlerin sallayıp yıktığı İznik hâlâ sürprizlerle dolu. Müzede sıralanmış Yunan, Roma, Bizans lah
Otele girerken yine gül yaprakları döktüler başımdan aşağı, meyve suyu ikram etti pala bıyıklı kapı
Tek engel evimin eşiğiydi; bir adımda atladım üstünden, arkamda sorumluluklar, bir masa dolusu kağıt
Ne zaman yurtdışına çıksam bir şehir düşer aklıma. Bazen bir tabak yemek, bazen yeşil ormanlar, baze