Bugün çok sevdiğim çocuklarla çok güzel vakit geçirdim. Türlü türlü etkinlikler yaptık, oyunlar oynadık, sohbet ettik, yemek yedik… Kısacası anı heybemize bir sürü anı daha ekledik. Fiziksel olarak oldukça yorgun hissetsem de ruhen o kadar enerjik hissediyorum ki bu hissi bana başka hiçbir şey veremiyor. Onlarlayken vakit çok hızlı geçiyor, bir saat sanki bir dakikaymış gibi oluyor. Onların masumiyeti bambaşka bir bakış sunuyor bana. Yetişkince/Genççe bakmanın ne kadar körelttiğini hatırlıyorum beni. Her defasında bir ders alıyorum onlardan. Ders alabilmeyi seviyorum. Her zaman yaptığım listeye bugün de masum kalabilmeyi ekledim. Kendi kendime “Onlar gibi masum ol” dedim. Ve sürekli demek için söz verdim.

 
Masumiyetin tanımını sorsalar bana hiç şüphesiz küçük bir çocuğun bakışları derim. Bence dünyada istisnasız her çocuk için geçerli bir kanun bu. Masum olmak. Suçsuz olmak. Saf olmak. İyi olmak. Sevecen olmak. Karşılıksız sevmek. Gülümsemek. Güldürmek. Sarılmak. Sarıp sarmalamak. Çocukça yapmak bunları. Keyfi tarifsiz. Bir çocuktan öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki. Hangi birini saysam, nasıl anlatsam bilemiyorum. Ama şunu biliyorum ki ne okullardan öğrenebiliyoruz bunlarıne de büyüklerimizden. Çocukça düşünsek mesela belki birçok sorunumuzu çok kolay çözeceğiz. Çocukça davransak daha mutlu olacağız. Çocuklar gibi eğlensek daha yaşanabilir olabilir hayat. Çocuk gibi kızsak belki kindar olmayacak kalplerimiz. Çocuk gibi sevsek hiçbir karşılık beklemeyeceğiz. Çocuk gibi yaşasak bence asıl o zaman yaşamış sayacağız kendimizi. Gözlerindeki umudu alıp gönlümüze asabilsek hiçbir şey deviremeyecek bizi. 
 
Yüzlerinde yer edinmiş mütebessim bir ifade sanki çakılı kalmış orada. İçerisinde biraz mahcubiyet, biraz heyecan, utanç, sevgi, endişe, güven, özlem barındırarak diğer yüzlere sıçrıyor. Her birini aynı anda bu kadar profesyonelce nasıl yaşıyorlar hayret ediyorum. Bu yüzden onlara baktığımda sadece onlara bakmak istiyorum. Hayretim katlansın istiyorum. Başka hiçbir şey dikkatimi çekmesin, başka bir şeyle ilgilenmeyeyim, kimseyle konuşmayayım başka, duymayayım istiyorum. Çünkü o an sadece onlarla olabilmek ve her hallerindeki kusursuzluğu canlı canlı görebilmek beni muhteşem bir heyecanın içerisine atıveriyor. İyi ki varsınız çocuklar. Hep olun. Seviyorum, hem de çok. 


Gamze Çakır'ın Yazısı.