Yiğit Bulut, Habertürk TV’nin genel yayın yönetmeni ve Habertürk Gazetesi’nin köşe yazarı. Habertürk TV’de yönettiği programlarla, gündem oluşturan, gündem değiştirebilen, gazetecilik yeteneğini sonuna kadar kullanan etkili bir isim. Yıllar önce, ekonomi sayfalarında kritikler yazarken, adı pek duyulmamıştı. Ara ara çıktığı televizyon programlarından ve CNN Türk televizyonundaki ekonomi yorumculuğundan ötürü gözümüze az çok aşina idi.
Ne zaman ki, Ciner Grubu Habertürk TV’yi satın alıp aynı zamanda aynı isimli gazeteyi çıkardı. Böylece birçok isim burada parlamış oldu. Bu isimlerin başında da, şüphesiz ki Yiğit Bulut geliyor. Heyecanlı anlatımları, jöleli saçları, iyi tıraşıyla tam bir “beyaz Türk” imajı veriyordu izleyenlere. Aylar geçti, hem TV ekranlarında, hem gazete yazılarında, Yiğit Bulut, şöyle sözler söyleyip yazmaya başlamıştı:
“Büyük Avrasya Konfederasyonuna geçiş süreci başladı! Türkiye Ortadoğu’da “en büyük benim” doktrinini açıkladı! Türkiye, Avrupa Birliği projesinin ‘alternatifidir’ ve bunu idrak etmelidir!”
Bu yazıları okuyunca, TV’de “Büyük Türkiye’ye doğru ilerliyoruz!” gibi sözler söyledikçe Yiğit Bulut, onu çok sevmeye başladık. Dolu dolu analizleriyle, adeta bir fenomen olmuştu. Böyle bir “beyaz Türk”ün bu düşünceleri, şüphesiz halka şaşırtıcı geliyordu. Ve Yiğit Bulut, bunun için, başarısına daha da başarı kattı. Bunu da, hak ettiğini düşünüyoruz.
Sonuç olarak, hizipçilik yapmadan, sinemizi geniş tutarak bakmak gerekiyor. Yüz tane yorum yapılabilir, mesele başka yerlere çekilebilir, ama ne gereği var? Her şeyin arkasında bir şer aramaya gerek yok. Yiğit Bulut iyi işler çıkartıyor! Ya, sadece maaşına ve yayınların rating oranına bakan bir adam olsaydı? Ya da, Ertuğrul Özkök gibi, zeki, fakat son derece rasyonalist bir kafaya sahip olsaydı? Banane bunlardan dememek lazım, Türkiye, “TV Türkiye’si” bunu unutmamak lazım. Türkiye’de halkın gündemi TV üzerinden akıyor.
Yiğit Bulut’a “medyanın büyüsüne” kapılmadığı ve idealleri doğrultusunda işler yaptığı için teşekkür etmek gerekiyor.