Rüya Tabirinin Sırrı
Rüya tabirciliği artık bir geçim kaynağı. Belki her zaman böyleydi. Ama şimdilerde hiç olmadığı kadar öyle. Dolayısıyla bu kadar abartılması, gizem ve bilinmezlik kılıfıyla süslenmesi normal. Konuyla ilgili metinlerin de bu kadar safsata içermesi olağan.
Popüler bir rüya tabiri sitesinin giriş yazısında rüya kavramı ile ilgili şunlar yazıyor: “Geçici ölüm denilen uykuda görülen garip hâller... Niçin ve ne sûrette rüya görüyoruz? Bu bir fenomendir. İlk insanın yaratılışından bugüne kadar filozoflar, bilim adamları çeşitli şekillerde açıklamışlar, düşünmüşler fakat rüyayı kesin bir şekilde belirleyememişlerdir. (Yok böyle bir şey!) Ancak şu kadarını bilmemizde fayda vardır ki rüya, büyük ve soyut bir dünyadır. Aynı zamanda rüya, öldükten sonraki yaşantımız ile de ilişkilidir. Bu ilişkiyi yakalamak, temiz duygu ve ruh temizliğiyle ancak mümkün olabilmektedir.”
Bunların çoğu safsata.
Çünkü rüya tabirciliği artık bir geçim kaynağı. Belki her zaman böyleydi. Ama şimdilerde hiç olmadığı kadar öyle. Dolayısıyla bu kadar abartılması, gizem ve bilinmezlik kılıfıyla süslenmesi normal. Konuyla ilgili metinlerin de bu kadar safsata içermesi olağan. Sonuçta; çoğunlukla elle tutulur, sonuçları gözlemlenebilir ve ölçümlenebilir süreçler içermeyen bir alan. Bu hususta bir yalan yahut yanlış söyleseniz, kimse çıkıp da “Hayır kardeşim! O öyle değil böyle. İşte bu da delili” diyemez. Atış serbest yani.
Bir başka rakip sitenin giriş yazısı ise şöyle: “Gördüğünüz rüya inşallah hayır çıkar. Rüya tabirleri rastgele herhangi kaynaksız bir yerden bakılmamalı. Tercihiniz İslami rüya tabirleri olmalı. Size rüyanızın yorumu ile alakalı doğru kaynağı sunduğuna dikkat ediniz. Rastgele farklı farklı rüya tabiri kitaplarının karıştırması olanlara itibar etmeyiniz. Gördüğünüz rüyanın tabirini doğru bir şekilde öğrenmek için bizi takip ediniz. “(Burada site adı var)” rüya tabirleri, size en doğru kaynağı büyük bir titizlikle sunmaya çalışmaktadır...”
Bu ikinci örneği ise artık endüstrileşen rüya tabiri sektöründeki kıyasıya rekabeti daha iyi anlayabilmeniz için verdim. Örnekteki bariz pazarlama dili umarım ne demek istediğimi anlamanıza yardımcı olmuştur.
Gelelim işin aslına. İşin aslı; Allah, her şeyi olduğu gibi rüyaları da bir ilimle, bir sistem üzere yaratmıştır. (Talak: 12, Kamer: 49) Keza; konu üzerinde bilimsel araştırmalar yapan, ilmi tezler ileri sürenlerin pek çoğu doğal olarak isabet kaydetmiştir. Ancak sorun şu ki Müslümanlar, pozitif ilme dayanan açıklamaları nedense din dışı gibi algılama eğilimi göstermekte. İstisnası pek az olmak üzere.
Evet; rüyaların kahir ekseriyeti gerçekten de psikolojiktir. İnsanın ruh dünyasını yansıtma, gerçek hayatta tatmin edemediği arzularını simule ederek onları rahatlatma, korkularıyla tamamen güvenli bir ortamda yüzleşme imkânı sağlama ve böylece günlük hayatlarında daha dengeli bir ruh hâlini yakalamalarına yardımcı olma gibi pek çok işlevleri vardır. Ve bunlar haktır.
Azın azı bir kısım rüyalar ise gerçekten de gaipten yahut gelecekten haber verebilmekte. Ancak bu dahi tamamen ilmin sınırları içinde gerçekleşen yani kitapta yeri olan bir durum. Çok kişi rüyalarla ilgili mistik düşüncelerinin yıkılmasından rahatsız olmayacak olsa kabaca onun da işleyişini anlatırdım… Ancak şimdilik mümkün değil.
Ama size rüya tabirinin sırrını verebilirim: Rüyalar âlemine misal âlemi denmesinin bir nedeni vardır. Orada meseleler, konuşma dilinde olduğu gibi doğrudan değil simgelerle yani misallerle ifade edilir. Dolayısıyla size rüyasını anlatan kişinin simgeler dünyasını anlamadan isabetli bir rüya yorumu yapamazsınız. Eskilerin rüya tabir kitapları bu yüzden çoğunlukla işlevsiz kalır. Mesela rüyada ekmek görülmesi bir kişi için rızık ve zenginlik anlamına gelirken bir diğer kişi için fakirlik anlamına gelebilir. Simgelerin anlamları ise topluma, zamana, kişiye hatta mevzuya göre değişir. Bu; bilmeniz gereken ilk ve en önemli husustur. Rüyaların tabir edildiği gibi çıkması meselesi biraz buna dayanır. Asıl nedeniyse inançlarımızın kendi gerçekliklerini oluşturmalarıdır. Rüya tabirinin asıl sırrı budur. Yusuf Aleyhisselam’a neden geleceği görme değil de “tevil” ilminin verildiğini düşünürseniz daha iyi anlarsınız. Ancak “Sır verilmez sızdırılır” kaîdesi gereğince; benden bu kadar...
Son bir ipucu: “İnanıyorsanız üstünsünüz.” (Al-i İmran: 139)
Sinan Özgenç'ın Yazısı.