Ben kelimelerin sihrine, büyüsüne, gücüne inanan bir insanım. Bir kelimenin varlığının ya da yokluğunun insanın hayatını değiştirebileceğini düşünürüm. Hele bazı kelimeler vardır ki varlıkları en büyük zenginlik, yoklukları çekilmez fakirliktir. Herkes için kelimeler, onların zihinlerinde ve kalplerindeki anlamı ve hayatlarındaki önemi değişebilir ama bazı kelimeler vardır ki çoğu insan için önemi değişmez, değişmemeli. İtina kelimesi bence böyle bir kelime.

İtina kelimesini bir düşünelim önce isterseniz. Anlamından önce yerini. Hayatımızda ne kadar var, ne kadar duyuyor, ne kadar konuşuyoruz? Bu önemli çünkü Ahmet Hamdi Tanpınar diyor ki: “Biz evvela kelimeleri öğreniriz. Sonra yaşadıkça teker teker manalarını öğreniriz.” Yani bir kelimenin zihinde yer alması, o kelimeyi bilmek demek değildir. Yaşadığımız zaman o kelimeyi bilebiliyoruz. Önceden itina kelimesini her yerde görürdüm. Esnaf kartvizitlerinde bile vardı. İtina ile tamir edilir, itinayla boya yapılır vs. Artık itina kelimesini ilanlarda bile göremiyorum. Tabi ki yine tamir ediliyor bir şeyler, boya yapılıyor ancak ne kadar itina ile yaptıkları soru işareti. İddiasını kaybetmiş bir emek gibi her iş.

İtinanın bugün yaşadığımız bazı dertlere derman olabilecek kritik kelimelerden biri olduğunu düşünüyorum. Çok güzel bir söz var: “İnsanların sorunları, çözümü görememeleri değil, sorunu görememeleri.” Aslında çözüm basit, görünür, aşikar... Ama bazı şeyleri sorun olarak görmedikleri için, sorunu tam tespit edemedikleri için, çözümü de aşikar olduğu halde görüp, hayatlarına adapte edemiyorlar. İtina böyle bir şey... İtinayı kaybettiğimizi fark edersek, ne kadar önemli olduğunu anlarsak, hayatımıza tekrardan alırsak birçok sorun çözülecek hayatımızda göreceksiniz.

(İyi Gidiyorsun, Mehmet Dinç, Aşina Kitap, 136 sayfa, 1. Baskı Nisan 2019)


Mehmet Dinç'ın Yazısı.