Doğu Türkistan

Türklerin en eski yurdu olan Orta Asya’nın merkezinde yer alan Türkistan’ın doğu kesimidir. 1949 yılından beri Çin Halk Cumhuriyeti işgali altındadır. En eski Türk boylarından olan Uygurların yaşadığı bölge eski kaynaklarda Uygur Eli diye geçer. Kavimler göçünde batıya yönelen Türklerin Batıya hiç gitmeyerek yerleşik hayatı tercih eden boyu Uygurlar, asırlardır bu bölgede yaşamaktadır. Süreç içerisinde inançları da değişmiştir. Şamanizm, Manihaizm ve Budizm’den sonra nihayet İslamiyet’i kabul etmişlerdir. Bu yüzden Çin işkencelerine mahkûm edilmişlerdir.


Kuresh Kusen

1959-2006 yılları arasında yaşamış Doğu Türkistanlı şair, müzisyen, ozan. Doğu Türkistan kültürünü, istiklal ve istikbal mücadelesini eserlerinde anlatan Kuresh, Doğu Türkistan kültür Elçisi olarak kabul görmüştür. Men Ölmidim (ben ölmedim), Atlanduk, Uygurların annesi Rabia Kadir, Karındaşlarım, Erkek Su gibi eserleri ülkemizde de zaman zaman yer bulmaktadır. ‘‘Men ölmidim’’ eserinden birkaç mısra: (Youtube’da kendi sesinden mutlaka dinleyin.)

"Kök bayrakni vetenge asmay turup ( gök bayrağı vatana asmadan) düşmenlerni tamami atmay turup (düşmanların tamamını atmadan), azaplignin tangliri atmay turup (çektiğimiz azaplar sona ermeden), meni öldi dimeng hey âdemler (bana öldü demeyin ey insanlar), men ölmidüm, ölmeymen yak ölmeymen (ben ölmedim, ölmem, yok ölmeyeceğim)"


Rabia Kadir

Uygur halkının insan hakları mücadelesini yöneten aktivist önderi. 90’lı yıllarda Çin Halk Kongre üyesiydi ve Kadın Hakları üzerine gayretleriyle biliniyordu. Ancak 1997 yılında yaptığı bir konuşmada Çin’in Sincan bölgesine uyguladığı politikayı sert bir dille eleştirince 1999 yılında hapse girmiş, uluslararası baskılar ile 2005 yılında hapisten çıkınca eşiyle birlikte Amerika’ya iltica etmiş. Bu ilticadan sonra 2006’da Dünya Uygur Kurultayı Başkanı seçilmiş, insan hakları konusunda çeşitli ülkelerden ödüller almış, Uygurlar konusunda dünyanın bildiği tek isimdir. Çocukları hâlâ Çin gözetimindedir ve Çin ile ABD arasında politik gerilimlere sebep olmaktadır. Özellikle Müslüman ülkeler arasında Çin’in Uygurlara yönelik baskısını artırma vesilesi olarak görüldüğü için pek sevilmez, fakat Uygurlar onu kutsal görür ve onlar için Devlet Ana’dır.


Hoca Niyaz

Doğu Türkistan mücadelesini ilk başlatan kişidir desek yeridir. 1931 yılında başlattığı Kumul ayaklanması Komünist Rusya ve Çin’e karşıdır. Bu ayaklanmadan sonra Kaşgar’da Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurulabilmiştir.

Hoca Niyaz Doğu Türkistan İslam Cumhuriyet’inin Cumhurbaşkanı’dır. Cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye’den yardım istemiştir. Maalesef beklenen yardım gönderilememiştir.

Kısa bir süre sonra Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’ne karşı birleşen Komünist Rusya ve Çin devleti işgal edip Hoca Niyaz’ı ve beraberindeki 100 bin kişiyi şehit etmiştir.


Gök Bayrak

Türkiye’nin ay yıldızlı bayrağının gök (turkuaz-mavi) renkli halidir. Doğu Türkistan bu bayrağı kullanmaktadır. Doğu Türkistan’ın özgürlüğü için yapılan eylemlerin simgesidir. Hem gök bayrağın hem de Doğu Türkistan mücadelesinin tarihini incelemek için www.hurgokbayrak.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.


Doğu Türkistan Kanayan Yara mı? Gündem Değiştirme Metaforu mu?

Geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu Ramazan’da da Çin’in Doğu Türkistan’a oruç tutma yasağı koyduğu yönünde haberler çıkınca Türkiye’nin her yerinde tepki eylemleri yapılmaya başlandı. Ancak eylemin dozunu ayarlayamayıp Çin restoranın basanlar, Koreli turistleri Çinli diye dövenler oldu, bunların aksine kendisinin Çin’de yaşadığını, Doğu Türkistanlılara hiçbir zulüm yapılmadığını ve bu işleri Amerika’nın gündeme getirerek Çin ile Türkiye arasındaki füze anlaşmasını bozulmaya çalışıldığını söyleyenler de oldu. Doğu Türkistan konusunda neyin doğru neyin yanlış olduğunu takip etmek zor ama Anadolu Ajansı ve benzeri devlet menşeili kaynakları takip etmek lazım.


Barat Hacı

Onu Süleyman Çobanoğlu’nun şiiri sayesinde tanıdım. O, Doğu Türkistan mücadelesinin mücahidi, aksakallısı. Berat Gecesi doğduğu için adı Barat’tır. Çin işkencesine doğuştan aşina. 1933’te kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin kurucu mücahitlerinden. 1937’de bu devlet yıkıldığında hapse girmiştir. 80 santimetre eninde bir metre uzunluğunda karanlık beton bir hücrede, elleri ve ayakları prangalarla bağlanarak, bir gün yiyip bir gün oruç tutarak 21 yıl direndi Barat Hacı. Başında dopbası kucağında aksakalıyla 1993’te Türkiye’ye geldi. Bir elinde al bayrak bir elinde gök bayrak kendisini Çin Konsolosluğu’na kelepçeleyerek ferdi eylem yaptı. Barat Hacı 2003’te hacı olmuş, haccın sonunda da Mekke’de vefat etmiştir. “Onun adı Barat’tı yani Berat yani Kurtuluş.”


Unutulan Vatan Doğu Türkistan

Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin genel sekreterliğini yapmış olan İsa Yusuf Alptekin’in kitabıdır. İsa Yusuf Alptekin Doğu Türkistan mücadelesini yazdığı kitabıyla dünyaya duyurmuştur. Kitabın arka kapak yazısı şudur.

“Bu kitap bir çağrıdır. Esarete karşı hürriyeti savunanların, mahkûmiyete karşı istiklal mücadelesi verenlerin, mustazafların, zulme başkaldıranların tüm insanlığa yönelttikleri bir yardım çağrısı.

Fakat eseri okuyunca da göreceğiniz gibi, tüm gayretlere rağmen bu çağrı karşılıksız kalmaktadır. Bir toplum Kızıl Çin’in zulmüne terkedilmektedir. Kitap aynı zamanda insanlığa bir ikaz mahiyetindedir. Ümidimiz bu çağrının bir an önce cevabını bulması, Doğu Türkistan’ın esaretten kurtulmasıdır.”


Çin İşkencesi

Çinlilerin yaptıkları zulümlerle övünmek için tüm dünyaya yaydıkları işkence şekilleri. İnsanlık onurunu hiçe sayan bu işkencelerin amacı asla bir şey öğrenmek ya da mahkûmu konuşturmak değildir. Keyif için yaparlar bu işkenceyi. Çin işkencesinin yüzlerce çeşidi vardır ama en bilinenleri su, sirke, asit damlatılarak yapılanlardır. Bu tür işkencelerin en hafif sonucu delilik ya da körlüktür. Başta Doğu Türkistanlı Müslümanlar olmak üzere Çin’in her türlü mahkûmuna uyguladığı bu işkenceler yüzünden birçok asker savaşta esir düşmek yerine direk ölmeyi tercih ederler.


Sami Yaylalı'ın Yazısı.