Sait Aktaş / Genç Haber Merkezi 

Son yıllarda duymaya alışık olduğumuz bir söz diyalog. Özellikle toplumun değişik grupları arasında yıllardır devam eden ayrılıklardan kavgalardan sonra aradaki buzları eritmek amacıyla diyalog hareketleri başladı gidiyor. Diğer taraftan dinler arası diyalog amacıyla yapılan faaliyetler var.

Ben bu diyalogları uzun uzadıya inceleyecek değilim. Dünya nezdinde diyalog nasıl bir çağrışım uyandırıyor. Üzerinde durmak istediğim konu bu. Buradan konuyu Papa seçimleri ve sonrasına getirmek istiyorum.

Hepinizin bildiği üzere geçtiğimiz ay Katolik dünyasının ruhani lideri 16. Benediktus’un istifası dünya gündemine oturmuştu. Yeni Papa seçimi ise yakın zamanda yapıldı. Arjantinli Francesco Katolik dünyasının yeni lideri oldu. Bu arada bir Papanın istifa etmesi de kafa karıştırıcı. Beni alâkadar etmiyor, ancak papa dini bir lider sonuçta. Bir mezhebin önderi. Güya bir peygamberin selefi konumunda. Düşünün, Bir peygamber, peygamberlikten istifa edebilir mi? Sorusu bile ne kadar güldürücü.

Sonuçta yeni papa görevine başladı. Ne dememiz gerekir inanın bilmiyorum. Her ne ise… Ardından ilginç gelişmeler devam ediyor. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın Papaya tebriklerini iletmesi herhalde çiçeği burnundaki Papanın şevkini arttırmıştır. Diğer bir gelişme ise bütün Hıristiyan âlemini yakından ilgilendirecek bir husus. Hıristiyan dünyası 959 yıl sonra bir ilke şahit oldu. Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos yeni Papanın göreve başlama törenine katılması Katolik ve Ortodoks dünyası arasında esen sert rüzgârlara rağmen gerçekleşti. Patriğin bu törene katılması iki mezhep arasında bin yıldır süre gelen sorunların çözümü açısından önemli bir adım olduğu dile getirildi. İki mezhep arasındaki hesaplaşma sona erecek mi acep? Olumlu bir neticede Hıristiyan dünyası nasıl bir görünüme kavuşacak? Soruları çoğaltabiliriz.

Biz bu durumun olumlu neticeler doğuracağını düşünelim! Bu durum ne kadar uzun süreli bir çözüm getirecek. Arada bin yıllık bir dönem var. Bu dönemin meydana getirdiği hasarlar kapanabilir mi? En önemlisi bu anlayış kime ve ne için hizmet ediyor. Bir tarafın sorun çıkarması üzerine bu sefer durum daha vahim bir hal alacaktır onlar için. O zaman birileri istifa mı eder, yoksa tarih tekerrür eder birileri kilise falan basar mı? Alın size diyalog meselesi… 


M. Sait Aktaş'ın Yazısı.