Özgül Bozkuş

Soru: Üniversite birinci sınıf öğrencisiyim. Öğrenci evinde kalıyorum. Buraya gelmeden önce temizlik noktasında takıntılarım vardı. Arkadaşlarla aynı evi paylaşmak bu takıntılarımı artırdı. Arkadaşlarımın oturduğu yerlere oturduğumda giysilerimin kirlendiğine inanarak her seferinde onları yıkıyorum. Yanımdan geçen bir arkadaşım bana dokunmuştur düşüncesiyle bedenimi temizlemeye çalışıyorum. Ellerimi kapı kulpları dahil hiçbir yere mendilsiz dokunduramıyorum. Her gün ıslak mendil ile çantamı, içindeki eşyaları çok sık siliyorum. Hatta okurda not tuttuğum defterleri eve gelince mikrop kapmıştır diye temize çekip yırtıp atıyorum. Burada anlatamayacağım bu gibi birçok davranışlarım var. Bu nedenle okulu bırakmayı düşünüyorum. Hem o evde kalmaya dayanamıyorum, hem de düşüncelerimden dolayı okul hayatımı sürdüremiyorum. Bazen delirecek gibi oluyorum. Aslında idealist biriydim. Şimdi tüm hedeflerim kayboldu sadece temizliğe odaklandım. İlaç da kullandım ama çözüm olmadı. Çok acil önerilerinizi bekliyorum.

Cevap: Yaşadıklarınıza bakınca sıkıntılarınızın hayatınızın anlamını kaybettirdiği ortada. Temizlik hastalığı “obsesif” yani “takıntı” probleminizin olduğunu gösteriyor. Bu bir temizlik hastalığı değil, içinde bulunduğunuz sıkıntıdan kurtulmak için kendi adınıza oluşturduğunuz kendi temizlik kurallarını uygulamaya yönelik günlük yaşantınızı bozan takıntı hastalığıdır. Daha önceden böyle bir problemin olması sizin çocukluktan itibaren ciddi anlamda zor bir hayat geçirdiğiniz ifadesi.

Bu tür problemlerin nedeni; ailedeki çatışmalar, anne baba kavgaları, kalabalık aile ortamı içinde büyüme, annenin titiz ve baskıcı olması, hastalık ve hastane ile sık sık karşılaşmalar, okul ortamındaki sosyal ilişkilerdeki zayıflıklar. Sizin probleminiz de bu nedenlerin biri veya birkaçından kaynaklanabilir. Kalabalık ortamlarda yaşamak, aile dışı fertlerle aynı evi paylaşmak gibi durumlar problemi ortaya çıkarıcı ve arttırıcı etmenlerdir.

İfade ettiğiniz problemlere bakınca, yaptığınızın bir mantığı olmadığı sizde biliyorsunuz. Ama bu hastalıkta asıl problem mantıksız olduğunu bilmenize rağmen bunları yapma zorunluluğunu hissetmeniz. İçinizdeki suçluluk ve yetersizlik duyguları o kadar ağır basmış ki her gün yeniden kirlendiğinizi, ve bu kirden kurtulabilmek mantıksız dahi olsa hareketlerin yapılması gerektiğini beyninize yerleştirmişsiniz. Gerçek hayattan kopmaya başlamışsınız. Hayatta en zor olan şey, iradeye dayalı faaliyetlerde o iradeyi göstermektir. Aklınızın ve inancınızın önüne bastırılmış duygular geçmiş, akıl ve inancınızı bu duygular hapsetmiş. Kirlilik bilimsel anlamda ya görünen kirliliktir ya da gözle görülmeyen mikropların tespiti sonucudur. Din olarak kirlilik günaha bulaşmak ve dinin koyduğu temizlik kurallarını ihlal etmektir.

Çözüme gelince;

-Temiz olmadığını düşündüğünüz her konu için tarif ettiğimiz bilimsel ve manevi kirlilik ölçülerine göre gözden geçirin. Örneğin, namaz kılacaksınız, kıldığınız mekanda gözle görülür bir kirlilik ya da namaza engel olacak manevi bir kirlilik yoksa kendi doğrularınıza göre oluşturduğunuz kirliliğe göre, namazı kılmaktan vazgeçmeyi düşünmek yerine hemen “hayır burası temiz, benim düşüncelerim yanlış, doğru olan düşünceye teslim olmam gerekir” diye davranışınızı namaz kılmaya yönelteceksiniz.

-Düşüncelerinizin yanlış olduğunu bilmenize rağmen yanlış davranışlar yapıyor ve bunu rahatladığınız için doğru kabul ediyorsunuz. Beyne düşünceler noktasında sizi rahatlatan sonu sıkıntılı mesajlar yerine doğru mesajları vererek doğru düşünceler oluşturacaksınız. Doğru düşüncelere bağlı doğru davranışlar sizi bu sıkıntıdan kurtaracaktır. Kaldı ki doğru düşünemeseniz bile, düşüncenin tersine doğru davranışları yapmaya kendinizi zorlamanız aynı şekilde etkili olacaktır. Yani kapı kulpunda mikrop-kir yok, siz de olmadığına inanıyorsunuz ama dokunamıyorsunuz. “Evet mikrop olabilir ama dokunabilirim” diyerek ya da “mikrop yok, dokunabilirim” diyerek kesinlikle kapı kulpunu tutacaksınız. Hiç kimse size kendinizden oluşacak davranışlardan daha etkili olamaz.

Okulu bırakmaya gelince, bu durum okul olsa da olmasa da tedavi edilmesi zorunlu olan hayat boyu sizi olumsuz etkileyecek bir durum. Hedeflerinizi uzak ve yakın hedefler olarak yeniden belirleyin. Bu tür konulara takılarak aklı, zamanı ve imkanı boşa harcamanın sizin hedefinizde olmayan ve size yakışmayan davranış olduğunu düşünün. Bir insan bu aleme gerçek doğrulara ulaşmak ve onlarla huzurlu yaşamak yerine kendi doğrularını oluşturup huzursuz, mutsuz ve işe yaramayacak bir halde yaşamak için gönderilmemiştir. Temizlenecek ve düzeltilecek bir çok konu için emeğinizi harcamak varken kendinizi kendinize harcatmayın. Selamlar..


GENÇ'ın Yazısı.