Mustafa Kutlu, Zafer Yahut Hiç, Dergâh Yay. 197 Sayfa

Her yıl bir hikâye kitabı yayınlama geleneğini bozmadan sürdüren Mustafa Kutlu, bu sefer okuyucularına “Zafer Yahut Hiç” diyerek seslendi. Zafer Yahut Hiç, biraz umutla, biraz acıyla, daha çok da aşkla bezeli.

Kitap, ilk bakışta İstanbul`un dışında yeni yeni şehirleşmekte olan Tepeköy ve sakinlerinin öyküsü gibi görünmektedir. Aslında Kutlu, bu insanların hayatları üzerinden daha büyük bir öyküyü anlatmaktadır bize; Türkiye`nin sosyolojik değişiminin öyküsü. Bu sosyolojik tahlili yaparken de yine bir aşk hikâyesinden yararlanıyor Kutlu; Oya, Bulut, Ferit ve Canan`ın arasında geçen aşk dörtgeni.

Kitaptaki karakterlerin isimlerinin yaşamlarıyla da uyumlu olması dikkat çekici. Anadolu`dan bir ekmek kapısı bulmak umuduyla İstanbul`a gelen bu insanlar zamanla “İstanbul`dan içre bir İstanbul” olan Tepeköy`e yerleşiyorlar. İlk başta burada bir dikili taş bile yokken bulunan kaynak suyunun etrafına yerleşile yerleşile burası bir belde haline geliyor. Sonrası çoğu İstanbul taşrasının kaderiyle aynı: Fabrikalar, atıklarla dolu bir dere, içme suyu sorunu, sağlık sorunları, eğitim sorunu vs. Mustafa Kutlu Türkiye`nin bu unutulmuş insanlarının öykülerini anlatırken hiç birini diğerinden ayırt etmiyor. Karakterlerin hepsinin ayrı ayrı öyküsü var ve kitapta hepsine yer veriliyor. Hiç biri diğerinden değerli ya da değersiz değil. O, insanın en doğal, en yalın halini yakalamaya çalışıyor.

Kutlu`nun sade ve bir o kadar da çarpıcı üslubundan bir hikâye dinlemek isteyenler için “Zafer Yahut Hiç” bir solukta okunası…


Selim Tiryakiol'ın Yazısı.