Ayıp Ayıp
Üç kuruş para ve üç günlük şöhret için değiyor mu bari İslam’ın izzetine ve ciddiyetine düşürdüğünüz gölge? Ayıp, Ayıp!
Adam ilahiyat profesörü. Burada isim vermeden tekinden söz edeceğim. Benzerleri çok. Sözüm hepsine. Aşağıda kısmen ve çoğunlukla sansürleyerek aktaracağım bir takım mevzuları hikaye edip şöhret ve para kazanıyor(lar): “…Cennette bekar kişi kalmayacaktır. Cennetliklerin en alt derecesine günde 72 kadın verilecektir. Tam mümin ise günde 100 (el değmemiş hanım manasında bir kelime) ile … münasebette bulunacaktır. Cennette kadınlar … münasebette bulunduktan sonra yine … (el değmemiş hanım manasında bir kelime) olacaklardır. Cennette erkeğe 100 erkek gücü verilecektir. Cennete girenler 33 yaşına döndürülecektir. Cennetlik erkekler cennete vücutları kılsız, yüzleri sakalsız, gözleri sürmeli olarak gireceklerdir. Cennete giden kadın, dünyada din uğruna şehit olan erkeğe verilecek fakat kadın orada beş erkek istemeyecek, sadece bir erkek isteyecek ama o adamın beş erkek gücü olacak, ona her türlü zevki tattıracaktır…”
Ne diyeyim, yok; daha doğrusu nasıl diyeyim bilmiyorum… Bu mudur yani cennet cennet diye peşinde koştuğunuz sizin? Bu kadar basit ve yüzeysel mi? Ya şu hiç aklınıza gelmiyor mu: Evet yukarıda sözü edilen bazı ifadelerin bir kısmı, bazı hadislere dayandırılıyor ama… Ya cennet, sizin tahayyülünüzden daha manevi, daha derinlikli bir durumsa? Mesela cennet; hiçbir sınırlama olmaksızın kişilerin her arzusunun gerçekleştirilmesi prensibiyle çalışıyorsa? Yani yukarıda sözü edilen durumlar, sadece bunları ve bu şekilde isteyenler için bu şekilde vaki olacaksa? Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de cennetin; cennetliklerin her arzusunun gerçekleştirildiği yer olması prensibinden hareketle, bazı hadis-i şeriflerinde; muhatabının arzularına göre bazı tasvirler yapmış olamaz mı? O kişiye kendi cennetini tasvir etmesinden söz ediyorum yani. Öyle olmalı ki söz konusu hadislerin bir kısmı aynı konuda bir şey söylerken, bir diğer kısmı da başka şeyler söyleyebiliyorlar…
Yukarıdaki metne tekrar bakın; başta bir erkeğe 100 erkek gücü verilmesinden söz ediliyorken, sonrasında bir erkeğe beş erkek gücü verilmesi söz konusu ediliyor. Kendi bir araya getirdikleri bir kısa paragrafta dahi gözlerinden kaçan; aynı konudaki iki farklı hüküm! Eminim ikisini de farklı hadislere gözü kapalı dayandırabilirler. Sorun yok. Zaten ben de tam olarak bunu söylüyorum ya… İkisi de hadis olabilir. Ama biri muteber diğeri zayıf yada mevzu hadis olabilir ya da hepsi birden… Yahut hepsi de muteber olabilir. Fark etmez. Bu insanların anlamakta zorlandıkları husus şu: Muhatabın karakter, arzu ve anlayışına göre farkı hükümler içerebiliyor hadisler. Hal böyleyken, sözü edilen ifadeleri, hiç tereddüt etmeden İslam’ın genel kaideleriymiş gibi sunmayı; unvanlarının çokluğuyla çelişen anlama kıtlıklarından mı yoksa maksatlı şekilde bilerek mi yapıyorlar gerçekten emin değilim.
Hayır! Müslüman hanımlardan biri çıksa ve sorsa onlara ki: “Hocam adetler yahut huriler bahsine hiç girmiyorum lakin cennetlik kadınların “verilmesi” ifadesi bile tek başına kadını nesne düzeyine indirgeyen erkek egemen bir yorumlama anlayışının göstergesi değil mi? Biz mal mıyız?” Yahut “Kadınlar da erkekler de cenneti Allah’ın rızası veya affını kazanmak suretiyle ama illa ki bir manada kesb ile kazanıyorlarsa niye erkeklere kadınlardan daha çok?” “Kadınlara şu kadar verilecek ama kadınlar o kadarını bile istemeyecek diyorsunuz. Bununla beraber belli ki erkeklere ne kadar verilirse o kadar isteyecekler. Eğer bu standart bir uygulamaysa kadınların iradeleriyle oynanacak demek değil midir bu? Eğer öyleyse cennet bunun neresinde?”
Şahsen benim anlamadığımsa şu; Kuran-ı Kerim’de pek öyle detaylı cennet tasvirlerine rastlanamazken bu insanlar, nasıl oluyor da cennetteki kıllarımızın bile nasıl olacağını söyleyebiliyorlar?
Üç kuruş para ve üç günlük şöhret için değiyor mu bari İslam’ın izzetine ve ciddiyetine düşürdüğünüz gölge? Ayıp, Ayıp!
Sinan Özgenç'ın Yazısı.