Aklımız Başımızda Değil
“32 sayı oldu, ne söylediniz bugüne kadar” diye sorsalardı, “Başta kendimiz olmak üzere tüm gençlere iki soru sorduk, başka fazla bir şey yapmadık” diye cevap verirdim. Evet, biz bu kadar sayıyı, işi ve tantanayı sadece kulakları değil, zihinleri ve gönülleri popüler kültürün kara bulutları ile perdelenmiş gençler iki sorunun farkına varabilsinler diye yaptık:
1. 6,5 milyardan fazla insanın içerisinde neden “artı bir” olarak yaratıldığının farkında mısın?
2. Dünya yarın sabah sensiz uyansaydı neyin eksikliğini hissedecekti?
Geçen ay uğradığımız Aksaray’da bir kız kardeşimiz bizim bu iki sorumuzu duyduktan sonra elini kaldırdı ve şunu sordu: “Bir üçüncü sorunuz daha olur muydu, olsaydı bu ne olurdu?” Biraz duraksadıktan sonra şu cevabı verdim: “Bu iki soru ile o kadar meşgulüz ki üçüncü bir soru aklımıza bile gelmez, gelse de dönüp meşgul olamazdık bile.”
Cevaplarını ancak kendimizin verebileceği bu iki soru ile o kadar dertliyiz ki başka hiçbir şey aklımıza gelmiyor bizim. Aklımız başımızda değil çünkü. Aklımız sorularımızda. Kalbimizle beraber.
***
Bahar diriliği ile GENÇ yüreklerin ritmi de hızlandı. Konya, Aksaray, Kütahya geçtiğimiz ay yetişebildiğimiz yerlerdi. Bu ayın programında Ankara, Adana ve Gaziantep var. Buluşmalar, bereketli tohumların, genç gönüllerle buluşması demek. Nerede, nasıl ve ne zaman biteceğini kimsenin kestiremeyeceği bir hasat mevsimi için bu tür gidişler gelişler şart. Başka hiçbir gayemiz olmaksızın, ufkumuzda o hasat mevsiminin hasreti, gidiyoruz, geliyoruz bakalım. Rabbimiz gösterecek, ne gösterilmesi gerekiyorsa.
***
Mayıs şölen ayı. Ankaralı GENÇ Gönüllüler sağ olsunlar, yaklaşık bir senedir ara verdiğimiz bu buluşmalar sayelerinde yeniden başlıyor. 9 Mayısta Ankara Kocatepe Kültür Merkezi’ndeyiz. Bir gün sonra da Adana Seyhan Kültür Merkezi’nde. Herkesi bekliyoruz. Hadi GENÇ Gönüllüler şölendir, dertlenme vakti geldi…
***
Mayıs aynı zamanda fetih ayı; mübarek olsun. Gençlere “Fatih gelseydi neyin derdine düşerdi” mealinde bir soru sorduk. Sadece bu soruya eğilmenin bile çok önemli kazançları olacağını düşünüyoruz. Hakikaten Fatih kıvamında birisinin bugün neyin derdine düşeceği sorusuna verilecek cevaplar bizim neyin derdine düşmemiz gerektiği noktasında göz açıcı olabilir. Bilmiyorum fark ettiniz mi ama biz soruları seviyoruz. Soruları bulmadan cevapları bulamayacağımızı bildiğimiz için…
Gelecek sayıda buluşmak temennisiyle Allah’a emanet olunuz.
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.