Kelime Ağacımızı Ne Zaman Fark Edeceğiz?!
Geçen yazımızda Arapçada kelimeler arasındaki zevkli matematiksel ilişkiden bahsetmeye çalışmıştım.
Kelime köklerindeki üç sesi yakalayabilir kıvama geldiğinizde artık o üç sesten türeyen bir çok kelimeyi de yakalayabileceksiniz.
Geçen sayı dergimizdeki tasarımcı kardeşlerimiz görsel olarak bir ağaç içinde aynı kökten gelen kelimeleri vermeyi tercih etmişler, takdir ettim. Bu aynı zamanda bende ağaçtan bahsetmek isteğini de uyandırdı.
Nedir ki o ağaç?!
Kökü nedir, gövdesi nedir, dalı, yaprağı nedir? Ah o ağaç!
“O ağacın altında!” (!)
Türkiye Cumhuriyeti okullarında öğretildiğine göre mesela ağaç kelimesinin kökü ağaçtır!
Bana göre ise ağaç kelimesi kök değildir, ağ’dır!
Ağ ile ağaç arasındaki ilişkiyi görememek için ne yapmak lazım biliyor musunuz, yıllarca okula gitmek, orada anlatılanlara inanmak lazım!
Ben inanmıyorum bana öğretilenlere!
“Razı değilim beni tanımayan tarihe! Tam düşerken tutunduğum tuğlayı kendime rab bellemeyeceğim” İsmet Özel
Ağaç`ın kökü "ağ"!
Ağ kelimesinden türeyen kelimelerden bahsetmek istiyorum. Hani şu internet ağı, haber ağı, örümcek ağı dediğimiz kelime. Eğitim sistemine sorarsanız "ağ" kelimesinden sadece "ağarmak" ve "ağartı" gelir onlara göre. Ama bana sorarsanız ön ek gelmeden (Hüseyin Rahmi Göktaş buna önek değil değinge diyor, ben anlaşılsın diye önek diyorum!) on kelime daha var "ağ"dan türeyen. Öneklerle beraber bakıldığında ise elli kelime daha var! Sistemin iki kelime türediğini düşündüğü, öyle öğrettiği kelimeden 60`tan fazla kelime türediğini görüyorsunuz!
İşte dillerin insanlara Allah`ın emaneti olduğunun farkında olan zihniyet ile batılılaşmacı, kendine güvenmeyen ezik zihniyetin kelime ufku!
Tepeden inmeci zorla modernleşmeci, ucube zihniyet iki kelime ile irtibat kurabilirken diğeri altmıştan daha fazla kelime ile irtibat kurabiliyor! Medeniyeti ile Rabbi ile bağlantılı zihniyetin Türkiye`ye nasıl bir ufuk getireceğini varın hesap edin!..
Ön eksiz "ağ"dan türeyen kelimeler:
Ağız
Ağrı
Ağlamak
Ağış
Ağır
Ağıl
Ağaç
Ağa
Ağarmak
Ağartı
Ağu
Ağıt
Evet, bunlar "ağ"dan türeyen kelimeler. Fakat bu kadarla keseceğimi düşünürseniz yanılırsınız.
Zira takip edenlerin bildiği gibi biz Türkçenin sadece sondan eklemeli değil hem sondan hem baştan ses alarak yeni kelimelere ulaşabilen bir dil olduğunu düşünüyoruz. Bunu utanmadan bir de savunuyoruz(!)
Bunu sizlerin de görebilmeniz için türeyebilecek tüm kelimeleri yazıyorum:
Ön ekli ağ`dan türeyen kelimeler:
B-ağ
B-ağır
B-ağırsak
B-ağdaş
B-ağa (kaplumbağa, kurbağa, tosbağa)
B-ağlaç
B-ağış
B-ağlama
C-ağ (mutfak için mi kullanırsınız kimi yörelerde?!)
Ç-ağ ( Zaman anlamında bir çağ’ımız var bir de çocuk anlamında bir çağımız var!)
Ç-ağırmak
Ç-ağlamak
Ç-ağıltı
Ç-ağatay
Çağıl çağıl
Ç-ağlayan
Ç-ağpar ( bu kelimenin anlamını bilmiyorum!)
d-ağ
d-ağılmak
d-ağıtmak
d-ağdağalı
g-ağaç (uzun bunulu kimse, ağaçkakan)
k-ağan
k-ağnı
k-ağır (öksürmek)
k-ağşamak
s-ağ (el, canlılık, katkısız, gibi anlamlar)
s-ağalmak (iyileşme)
s-ağanak
s-ağdıç
s-ağı (kuş gübresi)
s-ağık (dalgın, saf)
s-ağmal (süt veren)
s-ağır
s-ağlam
s-ağlık
s-ağrı
t-ağar ( ağzı geniş toprak küp)
v-ağılamak (gürültü)
v-ağıldamak (gürültü anlamına geliyormuş)
y-ağ
y-ağ-cı
y-ağın (güçlü yel için)
y-ağış
y-ağmur
y-ağız
y-ağlı
y-ağmurcun (böyle bir kuş türü varmış)
z-ağ (güç kuvvet anlamı var)
Z-ağrak (sade yağ kabı)
Bu kadar kelimeyi yazdık. Teker teker. Bu yazdığım kelimelere gelen yeni eklerle türeyenleri ise yazmadım. Hem mantık olarak yazmamıza gerek kalmadan okur o kelimeleri kendisi de bulabilir.
Fakat, mesela lağım, kağıt, mağara, mağaza, rağbet, ağda gibi kelimeleri yazmadım. Zira bunların başka dillerden geldiğine dair bilgiler var elimizde.
Dikkatinizi önek olarak gelen seslere çekmek istiyorum:
b, c, ç, d, k, s, t, y, z! Bu sesler yeni kelimeler türetmeye müsait sesler olarak kelimenin başına gelmiş. Her kelime kökü her ses ile yeni kelimeler üretmeye müsait değil, bunu bilmek gerekiyor!
Ayrıca her sesin kelimeye getirdiği bir anlam yoğunluğu var.
b, ç, s, y seslerinden çokça kelime türerken bazı seslerden çok az kelime türemiş.
Tüm bunların aslında bize verdiği kimi ipuçları var ama onlara şimdi fazlaca giremeyeceğiz.
Sadece bu başa gelen seslerin kelimeye kattığı belirgin bir anlam var mıdır, onu biraz açmak istiyorum. -ş sesinin işteşlik, karşılıklılık beraberlik anlamı kattığını üç gramlık aklıyla sistem de biliyor!
-l sesinin edilgenlik, -n sesinin dönüşlülük anlamı kattığını biliyoruz!
-m`nin aitlik anlamı kattığını da biliyoruz.
Hüseyin Rahmi Göktaş`ın bulgularıyla başka seslerin de ne gibi anlamlar kattığına dair bilgimiz artmış, belirginlik kazanmış oluyor.
Bu konuyu H. Rahmi`den önce de ele alanlar olmuş elbet ama Hüseyin Rahmi`nin farkı bir sistem getirmiş olması ve sistemiyle zihnimizde kelimelerin, harflerin yerini tamı tamına bulmuş olması! (Bu son ifade usta yazarımız Rasim Özdenören`e ait!)
b sesi
b sesi geldiği kelimeye yaklaşık olarak ben anlamı, birleşme anlamı katıyor diyebiliriz. Mesela "orası" kelimesine bakalım. şu an siz bu yazıyı okurken kendinize görebildiğiniz bir yeri "orası" olarak seçiniz. şimdi, o noktanın "burası" olabilmesi için ne yapmak lazım? Çok da zihninizi yormadan cevap veriniz: Orada olabilirsek "orası" "burası" olur! Yani ben`in b`si orası ile olursa orası burası oluyor!
Bunu bildiğiniz Türkçeye başka bir dilden girmemiş tüm b ile başlayan kelimelerde deneyebilirsiniz.
bakmak, bulmak, bilmek, bir, bitmek, bol, baş, bağ, bal, batmak, bölmek, büzmek... Yeter ki baktığınız kelimenin türkçe olduğunu biliniz...
k sesi
Yaklaşık olarak sertleşme, katılık anlamı katıyor kelimeye. Yere ağan şey akar hale gelebiliyor.
Anlam- Anlam yoğunluğu farkı!
Tabii burada önemli bir hususu da vurgulamalıyım: bu sesler tek başlarına bir "anlam katıyor" demiyorum, dikkat ediniz, "anlam yoğunluğu katıyor" diyorum. Anlam yoğunluğu anlamdan daha fazla bir şey! Bu önemli!
ç sesi!
Ç sesindeki anlam yoğunluğunu Hüseyin Rahmi Göktaş RunaSimi kitabında muhteşem güzellikte anlatır. -s, -ş, -z ve -ç seslerini anlattığı bölümdedir bu bilgiler. “Ç” sesi uçlarda bir ses! Ağzımızdan çıkışı da yani telaffuzu da öyle! Anlamı da uçları ifade ediyor. B`enin dışındakini ifade eden "S"deki anlam yoğunluğu "ş"de daha da arttırılmış olur. Anlam da karşılıklılık ifade eder bir anlama ulaşır. "z" sesinde karşılıklılıktan çoğulluğa ilk adım atılır ama çoğul da olmamıştır henüz. İkiz, üçüz, beşiz derken, omuz, diz, göz, boğaz, ağız derken iki adet olmayı ifade eden bir anlam vardır kelimede. Dördüz ile olsa birbirleri ile ikişer ikişer anlamını bulan bir dördüzlüktür, beşizliktir ortadaki. Ve sonra da "ç" ile sınıra ulaşır, iki karşılıklı kişi üç kişiye ulaşmış, çoğalmış, çoğul olmuş olur!
Daha başka seslerin de anlamı var. Ama biz yazımızın sonuna gelmiş olalım.
Bu ay biraz karışık, teorik mahiyette, hazmetmesi kolay olmayan şeylerden bahsettik. Ama artık bağlantısını kuracak olan sizsiniz!
Selam ile!
Asım Gültekin'ın Yazısı.