M. Huzeyfe Erdemir

Günümüzde birçok müesseseyle bir arada yaşıyoruz. Hemen hepimizin aklına geldiği gibi bunlar hayatımızı idame ettirmede yardımcımız olan farklı veçhelere sahip müesseseler. Mesela yemek yeme ihtiyacımızı karşılayan restoranlar, okuma ihtiyacımızı karşılayan kitapçılar vs. Sayılarını ilgi ve ihtiyaç oranınıza göre arttırmak mümkün. Fakat günümüz modern tek dünyacı algı her kavrama uyguladığı gibi ‘müessese’ kavramına da kısırlaştırıcı, tek tarafından bakıcı bir yön çizmiştir. Haliyle bu algının mahpusu olmuş beyinler -bunu fark etmeseler bile- kavrama sadece bu açıdan bakarak hayallerine müşahhas müesseseleri getirmektedirler. Kavramı insan olmanın eşref-i mahlukatlığından geçirirsek müessese algımıza bir buud daha ekleme fırsatımız olur. Farkına vardığımız bu buud iç hassalarımızı kapsayıcı ‘mücerret müessese’ buududur.

İnsan olmanın çift kanatlı ahenginden olan batınımız, mücerret müesseselerin farklı amaçlar ihtiva eden kısımlarından oluşur. Mesela gazap, şehvet, nefs vb. sayılarını derinliğimize göre arttıracağımız birçok müesseseyi barındırırız. Bu müesseselerin kimi hak kimi batıl özellikleri temsil eder. Bu özelliklerin kendi içinde ahengi vardır. Eğer insan bu ahengi kaçırırsa nasıl bir kitapçının kar-zarar dengesini zararın lehine ağır basacak şekilde kaçırmasının sonucu iflas olursa insanın da mücerret müesseselerinin ahengini kaçırması büyük iflaslara sebep olur. Tek farkla ki kitapçı iflasının menfi sonuçlarını bu dünyada alır ve çareler üretebilir. Fakat mücerret müesseselerinin ahengini kaçıran insan, iflasını ahirette hisseder. Takdir edersiniz ki bu durum insan için geri dönülmez, çok acı bir tecrübe olur.

İşte idrakinde sıkıntı çektiğimiz bu müesseselerimizden biri de ‘Vicdan’dır. Vicdan insanın haller karşısındaki tavrını belirler. Mesela insan mazlum bir kimse gördüğünde ona acımak, üzülmek yoluyla vicdan müessesesini çalıştırır. Bunun yanında vicdan müessesesine kilit vurmuş insan ise çok rahat o mazlumu katledebilir. Tarih bu neviden örneklerle doludur. Fakat günümüzde bu müessese amacının dışında kullanılmaya başlanmıştır. Tabelasında ‘Vicdan’ yazan müessesimizin tabelasını indirmiş yanına ‘Rahatlatma’ kelimesini iliştirmiş sonucunda da bu terkibe ‘Vicdan Rahatlatma Müessesesi’ demişiz. Günümüz insanının belki de kapısını en çok aşındırdığı müesseselerdendir. Mesela insan bir işi eksik yaptığı zaman bu eksikliği tam kendinde arayacağı sırada vicdan rahatlatma müessesesini çalıştırır. Bir anda vicdanını rahatlatacak bir kaçamak bulur. Fakat bilmez ki hayatından bir eksikliği atmamış sadece yaptığı kaçamakla kurtulduğu zannına kapılmıştır. Bu sebepledir ki insanımıza bir meseleyi izahta çok sıkıntı çekeriz. Çünkü o sıkıştığı anda başvuracağı yeri iyi bilir. Vicdanını rahatlatır ve kurtulur. İşte en derinden bir müessese… Tehlikesi aşikâr, farkındalığı mecburiyet… 


GENÇ'ın Yazısı.