Türkiye uzun zamandır terör örgütlerinin hedefinde. Başkent Ankara beş ay içinde üçüncü kez vuruldu. Ardından İstanbul’un göbeği, İstiklal Caddesi intihar eylemi ile kana bulandı. Geriye doğru bakıldığında son beş altı ay içerisinde yüzlerce masum insanımızı teröre kurban verdik.

Dört koldan terör kıskacına alınmak istenilen ülkemizde artan terörü sadece iç politik hesaplarla izah etmek mümkün değil. Terör eylemleriyle Türkiye’nin içine kapatılmak istendiği artık çok daha net bir biçimde görülüyor. Suriyeleşen, Iraklaşan, yönetilemeyen bir ülke algısı verilmeye çalışılıyor.

Evet, Gezi olaylarından bu yana ülkemiz saldırı altında. Emperyalist güçler “biz Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken sen uzak dur” diyorlar piyonları terör örgütlerinin eylemleri üzerinden. Kulaklarına üfledikleri devletçik vaatleriyle, Suriye’deki iç savaşı Türkiye’ye taşıma ihalesi verdikleri PKK gibi terör örgütleriyle Türkiye’yi diz çökmeye zorluyorlar. Geçmişte Osmanlı’ya karşı Ermeni çetelerini kullanan emperyalistler şimdi PKK’yı emperyalist hedeflerine ulaşmak için maşa olarak kullanıyorlar.

Ama başaramayacaklar. İçerideki terör sevicilerin sandık yoluyla başaramadıklarını, teröristlerin arkasına saklanarak, bu uğurda sivilleri hedef alan en kanlı, en vahşi terör eylemlerini meşrulaştıracak kadar ihanet içinde olan çevrelerin algı operasyonlarına rağmen başaramayacaklar.

Türkiye, istedikleri gibi yönlendirdikleri eski Türkiye değil artık. Yakın coğrafyası kendi güvenliğini tehdit edecek şekilde şekillendirilirken, yüzyıl aradan sonra yeni bir Sykes-Picot yazılırken, burnunun dibinde bir PKK/PYD devleti tesis edilmeye çalışılırken olan biteni sadece seyredecek kadar acz içinde değil Türkiye. Çapulcuların algı operasyonlarına pabuç bırakacak kadar sahipsiz bir ülke değil çok şükür.

Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.