Biz iki kanatlı kuşun uçtuğunu biliriz. Ne tek başına kitap âlimi, ne tek başına tekke dervişi. Hem okusun, hem yaşasın, bilgi dolu da olsun irfan sahibi de. Entelektüel birikimi de olsun tasavvuf terbiyesi de. Tek kanatlı olunca ya kitap yüklü merkep oluyor insanlar ya kaba softa ham yobaz.

Misafir olduğum bir şehirde erken sayılabilecek bir saatte, raylı sistemli bir araçta yol alıyordum. Bilirsiniz, her şehrin az çok belli bir kimliği vardır. Bazı şehirler rengârenktir, canlıdır; bazı kentler gri ve sessizdir. Karşımdaki koltuklarda oturan anne kız da tam bu şehre göre dediğim iki insandı. Sivil de olsa resmi havası olan kıyafetler, biraz soğuk ve serin, disiplinli ve düzenli, planlı bir hayatı gösteren duruşlar… Küçük kız, arada sırada annesi ile birkaç cümlelik sohbetler edip sonra okuduğu kitaba dönüyordu. Şu kelime ne demek, inene kadar şurayı bitirir miyim vs. Kitabın adı da yayınevi de çok rahat okunabiliyordu. Tanıdığım bir yayınevinden, tanımadığım bir kitaptı çocuğun okuduğu.

O an karşımda kitap okuyan, muhtemelen ilkokul öğrencisi bu kızcağızın genç bir hanım olduğu zamanları hayal ettim. Okuduğu kitaptan yola çıkarak tabii. Okuduğu kitabın karakteri belli bir kesimle o kadar çok özdeşleştirilmiş, İslam karşıtı söylemlerde o kadar çok kullanılmıştı ki, hayalimdeki genç hanımı başı örtülü biri ile birlikte, dini temsil edecek herhangi bir karede gülen yüzü ile düşünemedim.

Biz iki kanatlı kuşun uçtuğunu biliriz. Ne tek başına kitap âlimi, ne tek başına tekke dervişi. Hem okusun, hem yaşasın, bilgi dolu da olsun irfan sahibi de. Entelektüel birikimi de olsun tasavvuf terbiyesi de. Tek kanatlı olunca ya kitap yüklü merkep oluyor insanlar ya kaba softa ham yobaz.

Okumayan insanın zihni melekeleri gelişmiyor, fakat kâinat boşluk kabul etmediğinden, hayat için geliştireceği değer yargılarını kulaktan dolma bilgiler, sosyal medyadan aşırma beylik cümlelerle besliyor insanoğlu.

Okumanın önemi ve ne okumalı kuyularına dalmadan, daha sevimli bir alana gidelim. Çocuk kitaplarına. Çocuk kitapları son yıllarda ciddi atılım gösterdi. Birçok yayınevinin artık çocuklar için de çalışmaları var. Çok kitap var ama alana biraz girdiğinizde hemen fark edileceği üzere ülkemiz dünyanın epey gerisinde. Bizim camianın çoğu ürünü ise cicili bicili giyinmiş ama parmağı havada bir öğretmen havasında. Yiğidi öldür hakkını yeme. Aslında kaliteli çocuk edebiyatı eserleri için uğraşan yayınevlerimiz de yazar, çizerlerimiz de, dergimiz de var, hamdolsun. Maksadım zaten yiğidi öldürmek değil, objektifleri tribünlere çevirmek.

Okuma yazmayı işten saymayan bizim ailelerimiz, hocalarımız değil mi? Yeter ki sussun, ağlamasın, beni meşgul etmesin diye çocuğuna türlü abur cubur alan ama kitaba gelince çok pahalı bulan ebeveynleri siz de tanıyor olmalısınız. Çocuğu ile AVM gezen ama kitapçıya, kütüphaneye yolu düşmeyen ebeveynler, çocuklarının okuma alışkanlığı kazanması için öğretmenlerden sihirli dokunuş bekliyorlar. Ödevlerini yapması için dil dökenler, akşam uyumadan önce çocuğuna masal okumak için gayret göstermeyebiliyor. Çocuğun kitapla kuracağı ilişkiyi dışarıdan birilerinin imar etmesini beklediğimiz gibi, kaliteli çocuk kitapları olmamasının sebebini de hep dışarıda görüyoruz.

İmkânımız olsa da İncil’den hikâyeler anlatan çocuk kitaplarından birkaçını size gösterebilseydik. Bizim Kur’an kıssalarını anlatan kaliteli baskısı, çizimleri olan kaç kitabımız var? Kudüs? Yabancı yayınlarda çocuklar için nicesi varken, bizim çocuklarımızın Kudüs’ü öğreneceği bir tanecik kitap daha yeni yayınlandı. Ardı gelecek gibi görünüyor inşallah.

Peygamber kıssalarını düşünün. Sadece Musa as’ın, Yusuf as’ın, Yunus peygamberin hayatından bile kaç cilt çocuk kitabı çıkar. Ama önce okuyucunun “kıssanın neden tümü yok, ee çocuk ne ders çıkartacak burada, bu sayfalarda neden yazı az, bu resimler çok renkli, kitabın sonunda neden etkinlik örnekleri yok, soru cevap olaydı..” demeyeceği bir ortam mı lazım? Dile, kelimelere, satır aralarında, çizimlerin sanat yanına, baskının kalitesine bakılan bir dimağ zevkini mi bekliyor acaba, o güzelim kitaplar?

Yaptığımız her seçim, birçok alandaki sonucu tetikliyor. Çocuklarımıza iyi kitaplar okuyalım, alalım, yazarları ile tanıştırmaya çalışalım. Mesajın kendisi belki de zaten kitaptır.


Rabia Gülcan Kardaş'ın Yazısı.