Babam Başarıma Sevinmedi mi?
Asude Usluer Uğurlu
Babam tahsilsiz biriydi. Tek bildiği iş demircilikti. Sabahtan akşama kadar atölyesinden çıkmaz, kızgın fırının önünde örsün başında demir döverdi. Üniversiteyi bitirdiğim gün diploma törenime annem ve 6 kardeşim geldikleri halde babam işinin başından ayrılmayacağını söyleyerek gelmemişti. Doğrusu benimle iftihar mı ediyordu kıskanıyor muydu anlayamadım. Tören dönüşü annem ve kardeşimle neşe içinde babamın atölyesine uğradık. Babam her zamanki gibi önlüğü üzerinde demir dövmekteydi. Bizi görünce çekici elinden bıraktı. Annem sevinçle “Kızımız okulun iftihar listesine girdi” dedi. Babam hiç duymamış gibi yüzüme bile bakmadan “Madem okul bitti artık işe başlaman gerekir. Hadi şu ocağı temizleyiver” dedi. Annem karşı çıkar gibi olsa da babamı bilirdim. Kolay kolay kızmazdı ama işi konusunda ciddiydi. Eğer ocak temizlenecekse gerçekten temizlenmesi gerektiği içindi.
Tören cübbemi çıkararak işe koyuldum. Fazla uzun süren bir iş değildi. Zaman zaman yaptığım için tecrübeli de sayılırdım. Yarım saat içinde işim bitti. Annem ve kardeşlerimle birlikte babama elveda diyerek evin yolunu tuttuk. Annem olanlar çok üzülmüş, mana verememişti. Yol boyunca ağladı. Hatta ağlaması akşam yemeğine kadar sürdü.
Hava karardıktan kısa süre sonra babam geldi. Sofra kurulmuş kendisini beklemekteydik. Annem onu görünce bütün gün biriktirdiği öfkesini çıkarırcasına söylenmeye başladı. Babama bu yaptığının hem kabalık hem de düşüncesizlik olduğunu sevgili kızının mezuniyet törenine gelmemesi yetmezmiş gibi ona ocağı temizletmesinin akıl alacak şey olmadığını söyledi.
Babamsa sanki onu hiç duymamış gibi sofraya oturdu ve bana dönerek şunları söyledi.” Bugün iyi iş gördün. Sayende az da olsa kar ettik. Sen edebiyatçı olmak istiyorsun. Fakat şunu bil ki büyük şair de olsan paranın nasıl kazanıldığını iyi anlaman gerekir. Ben isteseydim 2-3 dolar verip o fırını başkasına da temizletebilirdim. Bu işi sana yaptırmamın hele böyle mezun olduğun günde senden bunu istememin iki sebebi var. Sevgili kızımın üniversite okudu diye burnu büyüyen gururlu insanlardan olup olmadığını gözlerimle görmek istedim. Öyle olmadığını görmek elindeki diplomadan bile daha çok sevindirdi beni.”
Sözlerini bitirdikten sonra babam ayağa kalkıp beni kucakladı. Ağlamamak için kendini zor tuttuğunu anlayabiliyordum. Sonra da bana beyaz zarf uzattı. Göz ucuyla baktığımda gördüm ki içinde epey para vardı…
GENÇ'ın Yazısı.