İlişki Sanal, Kalp Gerçek
Doç. Dr. Ali Ayten
Sanal âlem gençliğin kaypaklığını besleyen enstrümanlar sunuyor. Kurallar ve insanların söz ve davranışlarının sonuçlarına katlanmalarını sağlayan bağlayıcılık özelliği sanal âlemde en zayıf noktaya iniyor. Diğer taraftan sanal alem insanlara sahte bir cesaret duygusu veriyor. İnsanların yüzüne gözlerinin içine bakarak söyleyemeyeceğiniz pek çok şeyi klavyenin tuşlarıyla tuşlayabiliyorsunuz. Sanki o sözleri sizin zihniniz üretmiyor ve sizin ağzınızdan çıkmıyor gibi.
Facebook’un ülkemizde yayılmadığı zamanlar... Heyecan vericiydi. Yıllarca görüp konuşmadığımız arkadaşlarımızı bulup arkadaş akdimizi sanal alemden yeniliyorduk. İşlem basitti ekliyordum, kabul ediliyordu. Yıllarca görmediğimiz izini kaybettiğini düşündüğümüz arkadaşların resimlerini bugünkü hallerini görmek gerçek hayattaki yakınlığımıza bağlı kalarak farklı yorumlar eklemek çok hoştu. Merak duygumuzun giderildiğini hissetmek gönlümüzün bir köşesinde belli belirsiz hatıraları yeniden canlandırmak vefa duygumuzu güçlendiriyordu. Bunlar sosyal medyanın ilk görünüşte deneyimlediğimiz ilk olumlu yanlarıydı. Ancak bir de olumsuz yanları vardı. İnsanlar gerçek hayattaki kavgalarını hesaplaşmalarını oraya taşıyorlardı, herhangi bir doğrulama ihtiyacı hissetmeksizin edindikleri her türlü bilgiyi orada paylaşıyorlardı. Zorbalığın sanal versiyonunu insan tabiatının o kötü tarafını bütün teknolojik imkânları da kullanarak orada sergiliyorlardı. Kitleleri oradan manipüle ediyorlardı. Bu olumsuz yönlerini gördükçe sanal alem ve sosyal medya ile ilgili soru işaretlerimiz arttı. Seneler geçtikçe insanlar gerçek hayatta tanımadıkları herhangi bir hukukları olmayan insanlarla sanal arkadaşlıklar kurmaya başladılar. Gerçek arkadaşlarının arkadaşlarıyla sanal arkadaş sanal kanka oldular.
Normalde gerçek hayatta insan ilişkileri sosyal normlarla çevrilmiş, bir anlamda insanların hak ve hukukları bu normlarca bir dereceye kadar korunmuştur. Ancak sanal alemde böyle bir sosyal norm henüz geliştirilmemiştir. Belki ilerleyen zamanlarda olumsuz tecrübeler insanları bu tür sanal bir normlar sistemi geliştirmeye itecektir kim bilir. Ancak günümüzde ahlakın şekillendirdiği sosyal normlar insanların bireysel olarak taşıdıkları kadar var. Yani bilgisayarın başında oturan, akıllı telefonu elinde tutanın tanıdığı bildiği kadar ahlakı ve normları var sanal dünyanın. Ancak bunlarında müeyyidesi tamamen bireysel bilgi ve eğitim derecesiyle sınırlı. İşte bu özelliklere sahip olan sanal alem bir taraftan insanların birbirine ulaşmasını kolaylaştırıp hızlandırırken diğer taraftan da normları esnetiyor ve bireylerin vicdanıyla sınırlandırıyor. Burada sanal alemin ya da sosyal medyanın “sosyalliği” sorgulanmaya değer. Çünkü herkes birey olarak var olduğu ve kendi normalini kendisinin belirlediği bir dünya ne kadar sosyal olabilir. Bu normların esnekliği gençlik döneminin kaypaklığıyla birleşince pek çok ilişki biçimi herhangi bir norm olmaksızın kendi seyrinde akıp gidiyor. Sanal âlem gençliğin kaypaklığını besleyen enstrümanlar sunuyor. Kurallar ve insanların söz ve davranışlarının sonuçlarına katlanmalarını sağlayan bağlayıcılık özelliği sanal âlemde en zayıf noktaya iniyor. Diğer taraftan sanal alem insanlara sahte bir cesaret duygusu veriyor. İnsanların yüzüne gözlerinin içine bakarak söyleyemeyeceğiniz pek çok şeyi klavyenin tuşlarıyla tuşlayabiliyorsunuz. Sanki o sözleri sizin zihniniz üretmiyor ve sizin ağzınızdan çıkmıyor gibi. Gerçekten de söz ağzınızdan çıkmıyor hani derler ya “söz ağızdan bir kez çıkar” çünkü o çıktı mı bir bağlayıcılığı vardır. Sözümüz sözdür icabında. Ancak sanal alemde durum hiç de öyle değil. Herhangi bir sosyal norm yok, kişiyi muhatabına ve topluma karşı sorumlu hale getirecek şahitler yok. ‘Eller ne der, gören olur, elaleme nasıl anlatırız’ durumu derdi hiç yok. Sadece kendimiz ve isteklerimiz var. Bir de sınırsız internetimiz. Bütün bunlar bireyciliğin tavan yaptığı, herhangi bir kural ve kaidenin sınırlandırmadığı post-modern bir zihnin vicdanına terkedilmiş bir alemde nelerin olabileceğinin habercisidir. Öncelikle sanal âlemdeki iletişim gerçek bir iletişim değil, adı üzerinde sanal ve eksik bir iletişim. İnsanların mesajlarını muhatabına sadece sözle anlatmadığını beden dilinin de iletişimde önemli bir unsur olduğunu düşündüğümüzde sanal alemde nasıl bir iletişim olduğunu tahmin edebilirsiniz. Ne tür hataların yapılacağını kestirebilirsiniz. Yanlış anlamalardan, fevri yazılan mesajlardan ötürü ne kalplerin kırılacağını ne arkadaşlıkların heba edilebileceğini hesaplayın.
Bireyselliğin arttığı ve ötekini anlamanın gerçek karşılaşma alanlarının ve sosyal örüntülerin azalması nedeniyle azaldığı ortamda kalbin kalbi anlaması zorlaşmaktadır. Artık günümüzde insanoğlu herhangi bir kişi ya da grupla ilişkide bulunurken daha korunmasız durumda.
Aslında bugünün gençliği dünün gençliğinden daha iyi ya da daha kötü değil. Gençlik aynı gençlik. Ancak bugünün gençliğinin daha rahat davranmasını sağlayan kendisini sınırlayan ve sorumluluklar yükleyen sosyal normların biçim değiştirmiş olmasıdır. Teknolojik gelişmeler ve şehirleşme yepyeni bir kültür oluşturmakta ve insanlar sorumluluklarını ve ahlaki ilkelerini aynı hızla güncelleyememekte ve yeni oluşan bu alana aynı hızla aktaramamaktadır. Bireyselliğin arttığı ve ötekini anlamanın gerçek karşılaşma alanlarının ve sosyal örüntülerin azalması nedeniyle azaldığı ortamda kalbin kalbi anlaması zorlaşmaktadır. Artık günümüzde insanoğlu herhangi bir kişi ya da grupla ilişkide bulunurken daha korunmasız durumda. Nesiller arasındaki farklılık çok hızlı değiştiği için ebeveyn ile çocukların dünyaya bakışı ilişki kurma biçimleri farklı. Aileler çocuklarının yanlışlarını düzeltmek hatalarını onlar için en az zararlı hale getirmek için çaba sarf etmekteler. Ancak bazı aileler için sanal alem henüz bir bilinemezler dünyası. Sanal âlemi bu her şeyi kolaylaştıran insan üzerindeki sorumluluk ve bağlayıcılığı azaltan veya bazı durumlarda ortadan kaldıran yönü gençlerin duygusal dünyasında da yansımaktadır. Sanal alem hız konusunda iyi olsa da bir insanı gerçekten tanıma hususunda aynı imkanı sunmaz. İnsanlar başkasının duygularını nasıl anlayabilsin. Henüz duygular internette aktarılamıyor. İnsanlar gerçekte ne kastettiklerinin o anda hangi haleti ruhiye içerisinde olduklarının ne kadarını anlatabiliyor, aktarabiliyorlar. Zaman ilerledikçe sanal alemde kendi içinde bir tür sanal normlar geliştiriyor ve bunlar iletişimin düzelmesi için uygulanıyor. Aynı konu sanal mahremiyetin gerekliliği konusunda da söylenebilir. İnsanlar farklı mekânlarda bulunduğu için aynı mekanda bulunmanın ve yüz yüze konuşmanın oluşturacağı mahremiyet durumunu yeterince hissedemeyebilirler. Bu da onları her konuda daha cüretkâr kılabilir.
Dini motiflerin ve mukaddes söylemlerin de sanal alemde karşılıklı kullanılması söz konusudur. Ancak bu söylemler gerçek hayatta olduğundan daha az ya da daha fazla kullanılmıyor. Yukarıda da bahsedildiği üzere farklılık söylemlerde değil söylemin kullanıldığında sanal alemde bir bağlayıcılığının olup olmamasıdır. İnsanlar gerçek hayatta iletişim esnasında da muhatabı etkilemek için dini ve manevi söylemleri kullanıyorlar. Ancak sanal alemin dezavantajı karşıdaki kişinin gerçekten söylediğini ne kadar hissettiğini bilme ya da bu konuda bir fikir edinme ihtimaliniz gerçek hayattakinden daha düşüktür. Bir insan dini argümanları da kullanarak iyi edebi bir metin oluşturabilir, ikna edici cümleler kurabilir ancak bunu ne kadar hissettiğini ve hayatına ne kadarını yansıttığını takip etmeniz sanal alemde daha zordur. İnsanların herhangi bir hayal kırıklığı kalp kırıklığı yaşamamak için gerçek hayatta tanımadığı bilmediği insanları mümkünse arkadaş olarak eklememesi, ekliyorsa farklı bir kategoride eklemesi yararlı olabilir. Daha çok beğenilme daha çok arkadaşı olma arzusunu bırakarak nitelikli arkadaşa sahip olmayı tercih etmek yararlı olacaktır. Sanal mahremiyetin ve sanal alemde yapılıp edilen her şeyin sorumluluk yükleyeceğine dair bilincin kazandırılması gerekmektedir. Ancak bu bilincin kazanılması zaman alacağından herkesin bireysel olarak kendi özelini koruma hususunda dikkat etmesi yararlı olacaktır. En nihayetinde sanal alem hukuku ve sanal alem fıkhının oluşturulması yararlı olabilir.
GENÇ'ın Yazısı.