Sariye Dönmez

Arkadaşlarınızla yemeğe gittiğiniz herhangi bir kafenin girişinin engelli bireylere uygun olup olmadığını daha önce hiç sorguladınız mı? Okuduğunuz okulun girişinin engelli bireye uygun olup olmadığını sorguladınız mı? Bunlar küçük detaylar ama bu küçük detaylar engelli bireylerin sosyal hayatlarını zorlaştırıyor. Engelli kavramının anlamını biliyoruz fakat sadece kavramın anlamını bilmek engelli bireyi anlamak için yeterli değil. Biraz da anlamaya çalışsaydık eğer o zaman kaldırımlara araç parketmezdik, parkedenleri uyarırdık biraz empati yapabilseydik eğer alışveriş merkezlerinde otoparklara engelli bireyler için yapılan araç park yerlerine üzerinde kocaman bir engelli ibaresi olmasına rağmen aracımızı gönül rahatlığıyla park edemezdik. Engelli bireyin ihtiyaçlarından haberdar olmadığımız sergilen bu tarz davranışlardan açıkça görünüyor, empati yeteneğinden yoksun olduğumuzda yukarıda verilen örneklerden bariz bir şekilde anlaşılıyor. Madem biz engelli bireyi anlayamıyoruz engelli birey kendini anlatsın diyerek mikrofonu engelli vatandaşlarımıza uzattım 

BİZ ÜCRETSİZ BİNDİĞİMİZ İÇİN ADIMIZI BELEŞÇİ KOYMUŞLAR 

Aydın Çalışkan, Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği üyesi… Aydın Bey 20 yıl önce bıçaklanma sonucu yapılan yanlış ameliyattan dolayı felçli kalmış, kendisine sokağa rahat bir şekilde erişim sağlayabiliyor musunuz diye sordum. ’’Bazı yerlerde diyebilirim. Kaldırımlar tamir oluyor fakat engelliler düşünülerek yapılmıyor orayı gidip ilgili makama söylemeniz gerekiyor o zaman düzeltiyorlar ağaçlar, telefon direkleri veya duyarsız vatandaşların kaldırıma araç park etmeleri de kaldırımlar da önümüze çıkan engeller arasında yer alıyor. Engelliler için rampa yapıyorlar mesela ama çok dik olabiliyor yaşıyoruz böyle şeyleri gördüğümüz zaman uyarıyoruz gerekli makamlara da bildiriyoruz’’ cevabını verdi. Durumunuzdan dolayı sosyal hayata zorlaştıran en büyük etken sizce nedir diye sordum ‘’ Mimari engellerden şikâyetçiyim, çoğu asansörlere giremiyoruz. Yeni binaları anlatayım sağlık ocağı var benim evimin olduğu bölgede rampası çok dik sağlık ocağına çıkamıyorum çıksam da inemiyorum size bu şekilde elli tane bina gösterebilirim. Gittiğimiz yerlerde WC problemi yaşayabiliyoruz örneğin adalara gidiyoruz, kullanabileceğimiz bir yer yok bu nedenle sesimizi duyurmak adına arkadaşlarımızla orda eylemde yaptık inşallah bu tür sorunları aşacağız.’’ şeklinde yanıtladı. Aydın Bey, Otobüsleri bedava kullandığından dolayı şöförlerin kendisine ‘’beleşçi’’ dediğini ve bundan hoşnut olmadığını dile getiriyor. Bazı şöförlerin kendisini almadığını, bazı şöförlerin ise kendisini terslediğini sözlerine ekleyen Çalışkan, ‘’Birkaç sene öncesinde daha çok zorluk çekiyorduk. Biraz bilinçlenmeye başlamışlar işaret dili filan da öğreniyorlarmış’’ dedi. Hiç bir vatandaşın düşüncesizce davranması sebebiyle zor duruma düştüğünüz oldu mu diye sordum .’’Bir gün PTT’de güvenlik görevlisi ile tartıştım, bina 3 katlı olduğundan dolayı güvenlik görevlisinden memuru çağırmasını rica ettim, çağıramam çık hallet ben yapamam dedi yanımda engelli arkadaşım da var kamera şakası filan herhalde dedik dilekçe verdik üç sene oldu halen bekliyoruz. Noterlerin hiç birine giremiyoruz genellikle kamu kuruşlarında bu tarz sorunlar yaşıyoruz ama yavaş yavaş düzeliyor ’dedi. Kendisi, toplumdaki duyarlılık seviyesinin az olduğunu insanların bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı diye sordum. Engellilerle ilgili bir gazete yok, engellilere nasıl davranılmalı onlarla nasıl konuşulmalı gibi dersler ise Üniversitelerde yeni yeni işleniyor galiba inşallah düzelecek sizin de çabanızla bizimde çabamızla bazı şeyleri inşallah aşacağız dedi.

TOPLUM ENGELLİYİ YARDIMA MUHTAÇ OLARAK GÖRÜYOR, BİZLERE ACIYARAK BAKIYORLAR 

Sultan Karapolat, Üsküdar Üniversitesi Psikoloji bölümü 1. sınıf öğrencisi, gözüne giden sinirler gelişmemiş o nedenle doğuştan görme engelli… Yaşadığınız bölgenin size uygun olarak tasarlandığını düşünüyor musunuz? diye sordum.’’ “Yaşadığım şehrin bize uygun olarak tasarlandığını düşünmüyorum” diyerek şöyle devam etti: “Örnek verecek olursak mesela kaldırımlar bozuk olabiliyor, hep kaldırımlara araba park ediliyor. Bence bununla ilgili bir düzenleme yapılmalı.’’ Ardından, toplumun engellilere bakış açısı sizce nasıl diye sordum. ’’Toplum engelliyi yardıma muhtaç olarak görüyor, bizlere hep acıyarak bakıyorlar. Yolda toplu taşıma araçlarında gördüklerinde hemen acıdıklarını ifade edecek davranışta bulunuyorlar” diyerek ifade etti. Sokağa rahat bir şekilde erişim sağlayabiliyor musunuz sorusunu ise’’Yolların ve kaldırımların bozuk olması, sarı çizgilerin üzerinde olmaması gereken şeylerin olması, direk çöp kovası vb. şeylerin olması elbette bunlar rahatça yürümemize engel oluyor.’’ diyerek açıkladı. Sultan Hanım, İnsanların o engelli yapamaz diye bir önyargıda bulunmasından rahatsız olduğunu da belirtti. ’’ biz engelliler imkan verildiği sürece her şeyi yapabiliriz. Biz ne yardıma muhtaç insanlarız, ne de aciz. Evet bir engelimiz var ama imkan olduğu sürece istediğimizi yapabiliyoruz.’’ ifadesini kullandı. 

İNSANLARIN YOLDA YÜRÜYORKEN BİLE BİR PALYAÇOYU İZLER GİBİ BAKMALARI KÜÇÜMSEMELERİ RAHATSIZ EDİCİ BİR DURUM 

Günce Efendioğlu, Üsküdar Üniversitesi reklam tasarımı 3. sınıf öğrencisi daha önce Doğuş üniversitesinde 2 yıllık halkla ilişkiler ve tanıtım bölümünü bitirmiş. anne karnında beyin kanaması sonucu beynin yürüme fonksiyonlarının bir kısmını kaybetmesi nedeniyle bedensel engelli.. Günce Hanıma, toplumun engellilere bakış açısı sizce nasıl diye sordum ‘’Maalesef bize alışkın olmadıkları için çok fazla saygı gösterdiklerini, bizim de bu toplumda yaşadığımızı düşündüklerini söyleyemeyeceğim. Çünkü insanların yolda yürürken bile dönüp bir palyaçoyu izler gibi bakmaları, küçümsemeleri çok rahatsız edici bir durum. Yıllardır bu sorunla başa çıkmaya çalışıyorum ama yoruldum.’’ dedi. Ardından Okul hayatınız boyunca arkadaşlarınızın size karşı tutumu nasıldı diye bir soru yönelttim.’’ İlkokul ve lise dönemlerinde çok parlak olduğunu söyleyemeyeceğim ama yine aralarından bana çok sahip çıkan, yardımcı olan insanlar vardı. Üniversite dönemimde ise hiçbir sorun yaşamadım çünkü hem yaş olarak olgunlaştık hem de bakış açılarımız değişti.’’ diyerek cevapladı. Günce Hanım engelli bireylerinde toplumda herkesin sahip olduğu, haklara sahip olduğunun kabullenilmesini istiyor. Yaşadığınız bölgenin (semt ) size uygun olarak tasarlandığını düşünüyor musunuz diye sorduğumda ise ‘’Maalesef bu soruya hiçbir zaman evet deme şansım olmadı. Çünkü kaldırımlar, merdivenler her yer engelle dolu.. engelli olan biz değiliz, bize sunulan yetersiz imkanlardan dolayı toplum bize engelli ibaresi koyuyor. Amerika’da bizim konumumuzda olan birçok birey araba bile kullanabiliyor’’ diyerek yanıtlıyor. 

TOPLUM ENGELLİYE DUYARLI OLMAZ ANCAK ENGELLİ TOPLUMU DUYARLI YAPABİLİR

Fatih Bayer Üsküdar Üniversitesi Psikoloji bölümü öğrencisi aynı zamanda Türk Milli takımı atletizm sporcusu.. Gözlerini talihsiz bir kaza sonucunda, 9 yaşında kaybettiğini dile getiriyor.. Kendisine toplumun engellilere bakış açısı sizce nasıl diye soruyorum.’’Toplumun engelliye bakışından ziyade engellinin topluma bakışıyla ilgileniyorum.Engelli birey topluma kendini kanıtlıyabilirse küçük bir çevrede de olsa gariplikler ortadan kalkar ama birçok filmde bile engellilerin sadece dilendiği gösterilen toplumda işimiz gerçekten zor .’’ diyerek cevaplıyor. Durumunuzdan dolayı sosyal hayata ayak uydurmanızı zorlaştıran en büyük etken sizce nedir diye sordum ‘’Engelimin sosyal hayatımı zorlaştırdığını pek düşünmüyorum yapamadığım çok kısıtlı durumlar var.’’ diye belirtti. Yeterince sosyalleşebiliyor musunuz diye sorduğum da ise “Sosyallik konusunda çok şükür sıkıntım yok ama bu soru çok spesifik yani bir çok arkadaşımın sosyallik konusunda büyük sıkıntılar içinde olduğunu ne yazık ki biliyorum” şeklinde cevapladı. Ardından Hiç bir vatandaşın düşüncesizce davranması sebebiyle zor duruma düştünüz mü diye soruyorum. ‘’Vatandaşların düşüncesiz davranması günde birçok kez diyebilirim ama dediğim gibi gülüp geçiyorum’’ şeklinde yanıtladı.

BİLİYORLAR Kİ GÖRME ENGELLİYİZ AMA KULLANDIĞIM BEYAZ BASTONUN ÜZERİNDEN ATLAYARAK GEÇMEYE ÇALIŞANLAR BİLE OLUYOR

Yasemin Bozkurt Türkiye Görme Engelliler Derneği üyesi.. Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Türk dili ve edebiyatı okuyor halk arasında tavuk karası olarak bilinen, retinitis pigmentosa rahatsızlığı sebebiyle görme engelli.. atletizimin dallarından koşu ve uzun atlama ile ilgileniyor..Görme engellilerin oynadığı Goalball oyununu da severek oynadığını söylüyor. Yasemin Hanıma, toplumun engellilere bakış açısı sizce nasıl? diye soruyorum. ‘’Olaylar üzerinden gideceğim’’ diyerek sözlerini şöyle sürdürdü :‘’Yoldan karşıdan karşıya geçeceğim zaman bazıları direk kolumdan tutup hiçbir şey sormadan nereye gideceksin bile demeden karşıya geçiriyorlar bazıları yürüdüğüm yolun ortasında öyle dikiliyorlar kenara çekilirseniz geçeceğim demek zorunda kalıyorum. Biliyorlar ki görme engelliyiz ama kullandığım beyaz bastonun üzerinden atlayarak geçmeye çalışan vatandaşlar bile oluyor hatta atlayayım derken düşen insanlarda var kimisi kolumdan tutup ittiriyor. Bana, dur dur gelme diyorlar. Azrailmişiz gibi korkanlar bile var kimileri yardım etmek istiyorlar bazılarına ben izin veriyorum, bu yollar sizin için uygun mu? Size yardımcı oluyorlar mı? diye soruyorlar bende görebilen bir vatandaşım ama görme engellilere yeterince yardımcı olmuyoruz diyen bilinçli vatandaşlar da oluyor bazılarını da açıklayarak ben bilinçlendirmeye çalışıyorum. Dur, dur gelme diyen birine bir keresinde benden korkmanıza gerek yok siz de bir görme engelli adayısınız ama inşallah olmazsınız dedim böyle birini gördüğünüzde kaçmak yerine yardımcı olabilirsiniz dedim ve o vatandaşımıza anlattım’’ Sonrasında kendisine Okul hayatınız boyunca arkadaşlarınızın size karşı tutumu nasıldı şeklinde bir soru yöneltiyorum‘’Arkadaşlarımın hepsiyle aram iyiydi beni engelli olarak görmüyorlardı. Birinci, ikinci ,üçüncü sınıfı normal bir okulda okudum dördüncü sınıftan Sabancı görme engelliler okuluna geldim. Normal okulda okurken %50- %60 oranında görüyordum Sabancı’ya geldiğimde çok zorlandım daha önce hiç görme engellilerle karşılaşmamıştım o ortama ve okula alışmam Bir, iki yılı buldu, yemek filan yemiyordum. Üniversite arkadaşlarım ile de aram iyi ilk başta görme engelli olduğumu anlamadılar görünüşte belli olmadığından dolayı ama ben her dersime giren hocaya görme engelli olduğumu söylüyordum bide biz Braille alfabesi kullanıyoruz ben bu alfabeyi kullanınca baya sıkıntı olmuştu başta hocalar bile kızım sen ne yapıyorsun öyle diyordu, ben söyleyince anlıyorlardı. Görme engelli olmayan arkadaşlarım alfabeye , engelli olan arkadaşlarımdan daha çok ilgi gösteriyordu . Bende engelli olmayan arkadaşlarıma alfabeyi öğretmiştim Görme engelli olmayan arkadaşlarımın bu yaklaşımı beni çok sevindirmişti.’’ diye cevaplıyor. Ardından Sokağa rahat bir şekilde erişim sağlayabiliyor musunuz? diye sordum ‘’Kaldırım da yürüyorken yol kenarlarındaki demirlere, ağaçlara filan çarpıyorum mesela bazı esnaflar masalarını dışarıya çıkarıyorlar baya dar bir alan zaten görenler bana çarpıp yanımdan jet gibi geçiyor yani yürüyemiyorum. Bizim için yapılan sarı kabartmalı yollar bile bizim için yapılmamış gibi bazı yerlerde o yolun sonuna geliyorsunuz sağa mı gideceğiz sola mı gideceğiz belirtisi bile yok’’ şeklinde yanıtladı. Durumunuzdan dolayı sosyal hayata zorlaştıran en büyük etken sizce nedir? diye sordum.’’ Mesela bazı esnaflar sarı kabartmalı yolun üstüne arabasını koyup satış yapıyorlar bu da haliyle yoldan yararlanmamızı önüne geçiyor. ‘’diyerek ifade etti . Toplu taşıma araçlarını kullanmanız mümkün oluyor mu? sorusunu ise ’’Sürekli kullanıyorum. Otobüslerde sistem var ama sistem, sistem değil şöförler sistemi açıyor ama sesini sonuna kadar kısıyorlar, çok hafif duyuluyor, bir gün şöförün bir tanesine sesini açabilir misiniz diye rica da bulundum bana dedi ki bunun sesi böyle sabit açılmıyor dedim ki siz de bir kumandası var ya da bir düğmesi var ondan siz açabiliyorsunuz o da öyle bir şeyin olmayacağını söyledi bende 153’ü arayıp sorayım var mı yok mu deyince sesini biraz daha açtı ama yine de anlaşılmıyordu bence biz demeden onların açması gerekiyor çünkü toplu taşımalardaki bu sistemin eğitimini alıyorlar toplantıları oluyor bilinçliler yani bu konuda kullanmıyorlar. Bunu yapan çok şöför var.’’ Dedi. 

İNSANLAR SİZE BİRAZ DAHA FARKLI BAKIYORLAR

İlker Şaşmaz, Üsküdar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği 3.sınıf öğrencisi… Doğuştan gelen Duchenne kas distrofisi rahatsızlığı var. Son 4-5 senedir hayatını çok fazla etkilemeye başladığını söylüyor. Kendisine, Yaşadığınız bölgenin (semt) size uygun olarak tasarlandığını düşünüyor musunuz? diye soruyorum ‘’Sadece yaşadığım semt değil ülkemizin de engelliler açısından pek uygun bir mimarisi yok’’ şeklinde yanıtlıyor. Toplumun engellilere bakış açısı sizce nasıl? diye soruyorum. ’’Aslında insanlar yardım etmek istiyorlar, çok kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum genelinin ama bir bilinç eksikliği var toplumda o yüzden biraz sıkıntılar oluşuyor.’’ diye ifade ediyor. İlker Bey’e ilkokul ve lise dönemlerinde arkadaşlarının kendisine karşı nasıl bir tutum içerisinde olduğunu soruyorum. İnsanlar size biraz daha farklı bakıyorlar, .kötülükten değil tabi ama bilgisizlikten nasıl yardım edeceklerini bilmiyorlar.’’ diyor. Sonrasında hiç bir vatandaşın düşüncesizce davranması sebebiyle zor duruma düştünüz mü diye soruyorum ’’Evet, sıklıkla.. Mesela bir yere gidiyorsunuz bir rampadan çıkacaksınız ama oraya sizi düşünmeyen bir vatandaş arabasını parketmiş. Bu ülkemizde çok sık olan bir durum bunlarla çok karşılaşıyoruz.’’ Dedi. İlker Bey, İnsanların engelliler hakkındaki düşünceleri olumlu olsa da bilinçlendirilmeleri gerektiğini düşünüyor. 

BİR YERE GİDERKEN O YERİN NE GİBİ ZORLUKLARI VARDIR ACABA DİYE DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALIYORUM 

Tuğba Demirkıran, Üsküdar Üniversitesi psikoloji bölümü 3. Sınıf öğrencisi.. Bir trafik kazası sonucu omuriliğinde ezilme meydana gelmiş ve kendisine prapleji tanısı konulmuş. Tuğba Hanıma, toplumun engellilere bakış açısı sizce nasıl diye sordum . ‘’Toplumun engellilere bakış açısı maalesef ki ülkemizde biraz garip. En basiti dışarı çıktığın zaman bütün gözlerin üstünde olduğunu fark ediyorsun. Şahsen turistlerin olduğu ortamlarda daha rahat ettiğimi söyleyebilirim çünkü seni garipsemiyorlar. Durumunu oldukça olağan görüyorlar. Kendilerinden ne eksik ne de fazla.’’ şeklinde yanıtladı. Ardından kendisine , toplumun size karşı davranışlarından hoşnut musunuz diye bir soru yönelttim.‘’ Az önce ülkemizdeki insanların bizi garipsediğinden bahsettim ama davranış konusunda milletimin hakkını yiyemem, arada istisnalar olsa dahi gerçekten çok yardımsever bir millete sahip olduğumuzu söylemeden geçemeyeceğim. ‘’ cevabını verdi. Durumunuzdan dolayı sosyal hayata ayak uydurmanızı zorlaştıran en büyük etken sizce nedir diye sorduğumda ise’’ Sosyal hayata elimden geldiğince ayak uydurmaya çalışıyorum. Çalışıyorum diyorum çünkü bir yere giderken oranın ne gibi zorlukları vardır acaba diye düşünmek zorunda kalıyorum. Yani en basiti bir mekana gideceğim zaman acaba düz giriş midir ya da rampa veya asansör var mıdır diye düşünmek zorunda kalıyorum. Bu gerek eğlence mekanları olsun gerek eğitim yerleri. Özellikle bir engellinin eğitim yerleri konusunda böyle bir tedirginliğinin olmaması düşüncesindeyim ya da gereken yerlerin bireye bu tedirginliği yaşatacak fırsatı vermemeleri gerekir desem daha doğru olur.’’ diyerek cevapladı. Elinizde olsa toplumda engelliler adına nasıl bir düzenleme yapardınız diye sorduğumda ‘’ Elimde olsa çevreyi, binaları kısacası her yeri, her şeyi engellilere göre düzenlerdim çünkü zaten her iki durumda da fiziksel engeli olmayan biri için değişen bir şey olmaz. Belki duymuşsunuzdur mimarın biri yapacağı binanın çizimini yapmadan önce tekerlekli sandalyeye oturup o bölgede kısa bir gezinti yapıp öyle çizermiş o misal işte. Gerçekten çok ince ve zarif bir davranış’’diyerek ifade etti. Hiç bir vatandaşın düşüncesizce davranması sebebiyle zor duruma düştünüz mü diye soruyorum’’ Evet düştüm’’ diyerek yanıtladı Sözlerine şöyle devam etti ‘’ Bu konuda tek sıkıntım taksiciler. Nedendir bilmem ama sorun çıkaran çok taksici oluyor. Almayanlar mı dersin, aldıktan sonra dırdır edenler mi dersin... İşlerinin yoruculuğuna veriyorum (vermeyi tercih ediyorum diyelim). Tabi hepsi için konuşmuyorum aralarında şeker gibi olanlar da az değil.’’ Kendisine son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı diye sordum.’’Bu röportajı kimin okuyacağını bilmiyorum. Belki mimarlar belki mimar adayları, taksiciler, iş verenler, engelli arkadaşı olanlar vs.. Lütfen engelli bireyleri eksik olarak görmeyin. Ön yargılı olmayın. İş yapamaz, bir şey beceremez diye düşünmeyin. Biraz empati kurmaya çalışarak dünyayı onların gözlerinden görmeye çalışın. Sizin için çok basit olan bir şey onlar için çok zor olabilir (misal kaldırım, merdivenler vb.). Bu zorlukların farkında olun. Onları engelli olarak görmeyin onlara engel olacak şeyleri ortadan kaldırın ön yargılarınız başta olmak üzere. Onları gördüğünüz zaman garip garip, dik bakışlarla bakarak onları utandırmayın. Siz farkında değilsiniz ama onlara bu şekilde baktıkça onlar utanıp çevrelerine bakamaz hâle geliyorlar. Son olarak asıl engel bedende değil, beyinde ve yürekte bunun bilincinde olmak umuduyla ‘’ şeklinde yanıtladı. 

Toplum Yeterince Duyarlı Değil.Engellilere Tanınan Haklar Yetersiz

Röportaj gerçekleştirdiğim kişilerin hepsi iki soruyu aynı şekilde yanıtladı.

1) Engellilere yeterince duyarlı davranıldığını düşünüyor musunuz? sorusuna ‘’Toplum yeterince duyarlı değil insanlar bilinçlendirilmeli ‘’dediler.

2) Engellilere sunulan hakları yeterli buluyor musunuz ve bunlardan faydalanabiliyor musunuz? Sorusu ‘’Hayır engellilere tanınan hakları yeterli bulmuyorum’’dediler.

Yapılan röportajlarda anlatılanlar gösteriyor ki engelli bireyin önündeki en büyük engel aslında toplum bilinçsizliği.. Tahmini rakamlara göre Türkiye’de 9 milyon engelli var. Röportaj gerçekleştirdiğim 7 kişi aslında 9 milyonun sesi olmaya, bir şeyler anlatmaya çalıştı. Umuyorum ki bu cümlelerin gücü toplumda bir şeyleri değiştirmeye, herkes için yaşanılır yapmaya yeter. 


GENÇ'ın Yazısı.