Osmanlıyı küçültme projesi diye de anılan ve bugünkü Ortadoğu sınırlarının çizildiği Sykes-Picot anlaşmasının 100. yılı geçen ay itibariyle geride kaldı. Gerek Irak ve gerekse Suriye’de ortaya çıkan bölünmüşlüğün ardından artık Sykes-Picot’un ömrünün tamamladığı ve yeni haritaların çizilmesinin elzem olduğu yönünde kanaatler dillendirildi, hâlâ daha dillendiriliyor.

Evet, şurası su götürmez bir gerçek ki bölgenin mevcut sınırlarının bu haliyle korunması bundan sonra bir hayli zor gözüküyor. Irak’ın, Suriye’nin, Yemen’in, Libya’nın, Mısır’ın hali pürmelali ortada. Kuzey Irak’ta Kürtlerin Bağdat’tan kopmasına ramak kaldı. Güney Yemen bağımsızlık hazırlığı yapıyor. Iraklı Sünnilerle, Şiileri bundan sonra nasıl bir arada tutabileceğine ilişkin bir formül bulunabilmiş değil… “DAİŞ Devleti”nin yanında şimdilerde Suriye’de “el Kaide Devleti”nin de kapıda olduğu haberleri gelmeye başladı bile… Dolayısıyla tablo vahim.

Şimdi bu vahim tablonun baş mimarı batı emperyalizmi çözüm olarak Sykes-Picot’un güncellenmesi gerektiğini öneriyor. Kurtuluş için etnik ve dini temeller ekseninde yeniden daha küçük parçalara bölünmesi gerektiğini telkin ediyor, ama direkt ama dolaylı olarak… Bir taraftan da alttan alta bu bölünmenin zeminini oluşturan politikalar izliyorlar.

Peki daha küçük devletçiklere bölünme, 100 yıldır gün yüzü görmemiş Ortadoğu’da neyi değiştirecek? Akan kanı durdurmayacağı, bölgeyi güllük gülistanlık yapmayacağı çok açık. Batı emperyalizminin çözümden kastı da bu zaten… Aman İslam dünyası güllük gülistanlık olmasın. Başını dertten, fitneden kurtarmasın ki kalkınması, kendi ayakları üzerinde durmasın, zenginliğini yönetemesin. Dışarıdan kolaylıkla kontrol edilebilir, yönlendirilebilir devletçiklerden müteşekkil bir İslam dünyası ve Ortadoğu olsun…

Sykes-Picot’un güncellenmesi operasyonunun önündeki en büyük engel olarak da Türkiye’yi görüyorlar. Dolayısıyla son dönemde içeride PKK’sından DAİŞ’ine, bilumum terör örgütlerinin harekete geçirilmesi Sykes-Picot’un güncellenmesi operasyonu ile direkt ilintili bir durum. Bu güncellemeye Türkiye’yi de dâhil etme gayretindeler. Ama başaramayacaklar inşallah. Çünkü geçmişin hasta adamı artık yok, ayakları yere çok daha sağlam basan bir Türkiye var.

Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.