Çok şükür ki gülümsemek itaat etmek demek değildir :)  Gülümsemek ‘kimsesizlik’ halini çekilir kılar sadece :)

Yüz yüze tanıştığım yazar sayısı azdır :) Sevdiğim bir yazarla henüz tanışmadım :) Arkadaş sayım beşi geçmez :) Akrabalar arasında edebiyatla ilgili tek kişi benim :) Kitaplarımda hatalar varsa dostça uyaracak kimsem yok çünkü dostlarım kitaplarımı okumuyor :) Annem roman adlarımdan şikâyetçi :) Bu yüzden bir yayınevi yayınladığı sürece roman yazarım, bir dergi bastığı sürece deneme. Şimdilik elimden gelen bu... Sanırım kıymetli olan da bu ‘kimsesizlik’ hali :)

Geçen gün Antalya’nın sevdiğim sahaflarından birine daldım, adı sahaf ama eski kitap yok denecek kadar az:) Parmağımla kitapların sırtında gezinirken, başka bir parmak omuzumu dürttü :) Ne okuyorsunuz hanımefendi, hangisini alacaksınız bayan, şunu okudunuz mu, şunu aldınız mı, şunu ben on beş kere okudum, şunu muhakkak almalı, şundan muhakkak haberdar olmalısınız, ben avukatım, akrabam bana komünist diyor, size bir hadis okuyayım mı, peygamber öldüğünde zırhının Yahudi bir tüccarda rehin bulunduğunu biliyor musunuz, iktidardakilerin sofralarını gördünüz mü bayan, hadi bunu da açıklayın, şuna ne dersiniz, ya buna, ya sonra şuna :) Bakın ben başörtüsüne karşı değilim, ben Hayyam hayranıyım söylemiş miydim, küfrediyorum ağız alışkanlığı takılmayın dilimde hepsi :) Size Lut kavminin helakı ile ilgili ayetleri okuyayım mı bayan, ne! siz de mi Facebook’tan bir kınama yazmadınız, ayıp etmişsiniz bayan :)

Gülümsedim :) Amca dedim, hakikati arama şekilleri türlü türlüdür. Kötülüğü kınama şekilleri türlü türlüdür, kimse kimseye kendi yolunu dayatmamalı :) Hepimiz dedim, hepimiz nasıl ki diğerlerinden farklıyız, tepkilerimizin şekli ile doğrularımızı savunma şeklimizle de farklıyız, kimi sanat ile kimi siyaset ile kimi slogan atarak tepki verir, ben kendime uygun olan şekilde veriyorum tepkimi :) Birileri silaha sarılmakta haklı mı dediniz :) Ben de hakikati arama şekli türlü türlüdür dedim, herkes hakikatin altını çizmekle meşgul, kimi kalemle çizer, kimi bıçakla, kimi ‘haksızlığın ta kendisi ile çizer :)

Sen dedi amca daha şu kitabı okumamışsın, şuna dokunmamışsın bile:) Gülümsedim :) Ben dedim yarım kalmışlığımla meşhurum. Yarım yamalak bir eş, yarım bir anne, yarım bir komşu, yarım bir okur, yarım bir derviş, tüm bu yarımlar bir tam etsin diye yazı yazmaya başladım o da yarım :) Amca tam olmanın haklı gururu ile iki dakikada seçtiği kitapları ödeyip çıktı kitapçıdan :) Onun bu kadar net olmasından alındım :) Ardından bakarken gülümsedim :) İnsanların birbirinden nefret etmesi için bir iktidara ihtiyacı yok dedim :) “öteki” yeter :) Oğuz Atay nasıl da demiş “onlar canım onlar yani biz değiliz”, sonra “cehennem ötekilerdir” demiş Sartre :) ama dünyanın en rezil gerçeği de şudur ki yerdiğin insana daha yerdiğin anda muhtaç olursun amca:) O olmadan, derdini anlatman imkânsızdır. Mağrurken seni mağdur hanesine yuvarlar dinleyici, anlamıyorlar dersin :) Amca gittin mi :) Oysa birbirimizi sevmemiz için de iktidara ihtiyacımız yok :)

Sadi’nin kılıcını bilir misin amca, “kader o insana nasıl da vurmuş deme, kınından çıkan kılıç henüz kınına girmemiştir” der Sadi :) Tepemizde bir kılıcın varlığı ile dolaşıyoruz, 28 Şubat’ta bana inen kılıç, kınına geri girmediyse bunda benim suçum ne :) O kılıç hepimizi dolaşıp ikinci tura dönerse bunda senin suçun ne :)

Amca gözden kayboldu :) Gülümsedim :) Kitap almadan çıktım kitapçıdan :) Otobüsü kaçırdım, biraz denizi seyrettim, tükenmişlik sendromu omzuma tünedi, kuş kovalar gibi ellerimi salladım :) Karşıdaki bayan el salladı yanlış anladı :) Yeniden döndüm kitapçıya beş altı kitap aldım :) Kitapçıya gülümsedim :) Bazı amcalar doğuştan muktedir dedim :) Kitapçı amcanın kendisine sürekli geldiğini katı fikirleri olduğunu aldırmamam gerektiğini söyledi :) ve ekledi sen gülümsemeseydin o bu kadar konuşamazdı :)

Ben dedim içimden :) Her lafıma bir gülümseme ekleyerek katlanıyorum zaten tüm muktedirlere :) Sanatın muktedirlerine, edebiyatın, siyasetin, sosyal hayatın ve dinsiz dindar oluşumların muktedirlerine :) Çok şükür ki gülümsemek itaat etmek demek değildir :) Gülümsemek ‘kimsesizlik’ halini çekilir kılar sadece :)


Ayşegül Genç'ın Yazısı.