A. Yasin Demirci

Gazze sınavını kim nasıl verdi? Müslüman kanının Batı dünyası için hiç kıymeti harbiyesi olmadığı biliniyordu. Dolayısıyla Batı dünyasının Gazze katliamı karşısındaki duyarsızlığı kimseyi şaşırtmadı. ABD’nin gölgesindeki Arap rejimlerinin acizliği de şaşırtmadı kimseyi. Fakat bu acizliğin kimi rejimlerde ihanet noktasına ulaşması Ortadoğu sokaklarında büyük tepkilere neden oldu. Gazze’yi bir Müslüman ülkeye açılan tek kapı olan Refah kapısının açılmaması Mısır yönetimine karşı tepkileri hat safhaya çıkardı. O derece ki gösterilerde İsrail bayraklarıyla birlikte Hüsnü Mübarek’in resimleri de yakıldı. Hatta İran’da Hüsnü Mübarek’in başı için tam bir milyon dolar fiyat biçildi. Dolayısıyla Mısır rejimi bu savaşta Arap ülkeleri çapında kaybeden en büyük ülke oldu.

Hugo Chavez ile birlikte Recep Tayyip Erdoğan Gazze katliamı karşısındaki tutumları ile Arap dünyasında yıldızı parlayan liderler oldu. Hem Arap medyasında hem de gösterilerde Chavez ve Erdoğan’a dik duruşları nedeniyle övgüler yağdırıldı.

El Mısriyyun gazetesinden Hilmi Kaud yazısında Başbakan Recep Tayip Erdoğan için `Gazze`de bir Osmanlı sultanı` tanımlamasında bulunurken “Türkiye, alelade bir ülke olmadığı gerçeğini İsrailli siyasetçilerin yüzüne kamçı gibi şaklatarak bir kez daha ispat ettiği” şeklinde övgü dolu sözler etti…

Gazze’de kaybedenler veçhesinden bakıldığında, her yönüyle eşit olmayan bu savaşta İsrail, tüm dünyaya sevilmeyen, savaşta çocuk ve sivil kurbanların kanına susamış olduğunu göstererek askeri olarak olmasa da siyasi anlamda kaybedenlerin ilk sırasına yerleşti. Hamas ise askeri ve maddi anlamda büyük yara alsa da siyasi anlamda kazanan oldu.


GENÇ'ın Yazısı.