Müjde, Beklenen İşaret Geldi!
Kriz tartışmaları sırasında sıkça duyduğumuz bir söz var: “ABD’nin sonu geldi artık.” Doğru mu bu söz? Evvela bu sorunun doğru ya da yanlış şeklinde kesin bir cevabı yok, bunu bilelim. Çünkü zamanın rengini belirleyen güçlerin ortaya çıkışı da kayboluşu da uzun süreçler gerektiriyor. ABD’nin sonu gelse bile bunun ortaya çıkışı uzun zaman alacak. Bu sürecin en azından birkaç nesil alabileceğini daha önce de ifade etmiştik. Burada dikkat edilmesi gereken bunun işaretlerinin ortaya çıkıp çıkmadığıdır.
Kriz bir işaret midir peki? Bence henüz değil. Aksine kriz dünya ekonomisinin Amerikan ekonomisine ne kadar bağımlı olduğunu gösteren bir alarm zili oldu. ABD’nin batmasını isteyenlerin oradaki üç-beş yatırım bankasının açgözlülüğünün nelere yol açtığını iyi hesap etmeleri gerekiyor. Çok iddialı gözükse de şu an olabilecek en kötü şeylerden birisi Amerikan tüketicisinin alım gücünün daha zayıflamasıdır.
Kimilerimize garip geliyor ama Amerikalıların ancak yılın altı ayında dışarıda yemek yiyebilecek kadar zavallı (!) duruma düşmelerine üzülmelerini –anlamasak da- algılayabilmeliyiz. Kapitalist çark bu adamlar daha fazla tüketebildiği ölçüde işliyor ancak. Aslında en büyük çarpıklık bu ama bunun konuşulacağı, tartışılacağı ve daha adil bir düzen ihtiyacının çok daha net görüleceği günler henüz gelmedi. Ama gelecek. Kriz işte bunun işareti, başka bir şeyin değil.
Peki, ABD’nin sonuna dair bir işaret yok mu? Güneşin battığı yere dair her şeyi yarım sayfalık dergi sütunlarında çözdüğüne şahit olduğunuz yazarınız böyle bir işaret aldı geçenlerde. Ortaya çıkan işaret o kadar açık ve netti ki fakir bunu saklarsam vebalde kalacağımı düşündüm.
Şaka bir yana işaret şu: 2008 Nobel ödüllerinde ABD 1950’den beri aldığı en az ödülle yetinmek zorunda kaldı. ABD’nin aldığı tek ödül, ilginçtir son dönemde “ABD çökecek” şeklindeki öngörüleri ile hayatını kazanan Paul Krugman’a (New York Times yazarı) aitti. Nobel ödüllerini dağıtan komite çok mu adil davranıyor da sen böyle bir işaret çıkarıyorsun diyene komitenin adalet değil algılar üzerinden gittiğini hatırlatmak isterim. (Bkz. Orhan Pamuk vakası) ABD bitecekse önce algılarda bitecek. Zaten orada var olmuş ve hegemonik gücünü de büyük oranda oradan devşirmişti.
Son Söz: Algı her şey, güç sadece bir şeydir.
Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.