Sizin Hayatınız Futbol, Bizim ise Mücadele…
Mustafa Kaman
Türkiye’deki arkadaşlarımın gündemi çok farklı… Ben birçok düşünceye burada rastladım. Mesela, sosyalizm, komünizm gibi kavramlar var burada. Bizde böyle düşünceleri savunan insanlar yok. Ortada kocaman bir savaş var ve ideoloji tartışmayız biz. Ayrıca burada gençler futbol gibi faaliyetlere çok düşkün. Sizin hayatınız futbol olmuş. Ben futbolla hiç ilgilenmem. Filistin’de 3 yaşındaki çocuk bile iyi bir siyasetçidir. Bilgi birikimimiz iyi olmak zorundadır. 1987’deki bir veriyi aktarayım, Dünyadaki entelektüel birikim olarak ilk sırada İsveç, ikinci sırada Filistin varmış.
Çok şey söylemeyeceğiz. Söz kalmadı söylenecek. Onlar canlarını ve mallarını vererek en büyük sözü söylediler. Şiirler yazıldı Gazze’ye, dualar okundu, sözler dizildi. Yahudileşenlere” lanetler okundu. “Yahudileşmek” ne demek bir kez daha gördü gözler. O mekânın canlı şahitlerinden, Gazze’li Ghassan Ahmed ile oraları konuştuk. Filistin’i konuştuk. Ghassan, şimdi Türkiye’de. 5 yıl önce gelmiş Türkiye’ye. ODTÜ de Bilgisayar Mühendisliği eğitimi alıyor.
Gazze’den Ankara’ya… Seni buraya getiren nedir?
Gazze’de üniversiteye başlamıştım aslında. Orada mühendislik eğitimime 1 yıl devam ettim. Okul yolumuz İsrail kontrolündeydi. Okula gitmek için her gün yollarda saatlerce beklemek zorunda kalıyordum. Onun için oraları bırakmak zorunda kaldım. Ailemin desteği ile Türkiye’ye geldim. Türkiye’de iki tane abim var. Birisi doktor. Uzmanlık sınavına hazırlanıyor. Diğeri ise Eczacılık bölümünde doktora yapıyor. Onların da etkisiyle buraya gelmeye karar verdim.
İstersen kısaca tarihten bahsedelim. Filistin bugüne nereden geldi?
1917 de yapılan bir anlaşma ile başlıyor her şey. Dünya savaşı sonrası İngilizler ile Fransızlar arasında yapılan gizli bir anlaşma: “Sykes Picot”. Bu anlaşmaya göre Filistin’in de bulunduğu büyük bir bölge uluslar arası yerleşime açılıyor. Ve İngilizlerin yardımı ile bölgeye dünyanın her tarafında Yahudiler yerleştiriliyor. Bu adım adım devam ediyor. 1936’da Filistin halkı bir başkaldırı gerçekleştiriyor. Ama bu yerleşim yine devam ediyor. 1948’de gayrı resmi olarak var olan İsrail, artık devlet halini alıyor ve İngilizler yerlerini İsrail’e bırakıyorlar. İsrail’e karşı ilk örgüt olarak 1960’lı yıllarda El Fetih kuruluyor. Eğer Filistin’in tarihi haritasına bakarsanız, bu gelişimleri, toprakların değişimlerini rahatlıkla görürsünüz. İsrail’in istilasını apaçık anlarsınız. İsrail’in artan zulmüne karşı, 1987’de o ünlü İntifada başlıyor. Sonra yapılan bir barış var. Yalnız yine barışlar işe yaramıyor ve 2000’de Ariel Şaron’a karşı 2. İntifada başlıyor. 2002’de Yaser Arafat Batı Şeria’yı İsraillere karşı koruyor. Sonra İsrailliler onu zehirliyor ve 2004’de şehit ediyorlar. Sonra yapılan ateşkeslere rağmen İsrail hiçbirine uymuyor.
Peki, şimdiye gelelim. Gazze’den haberleri alıyorsundur... Neler olup bitiyor orada şimdi?
Her zamanki gibi bir ateşkes bozulması var. İsrail’in iddiasına göre Hamas füzeleri buna sebep oldu. Tabii bu samimi bir iddia değil. İki ay kadar önce dayıoğlum şehid olmuş. En son saldırılarda yakın komşularımızın ve birkaç arkadaşımın şehid olduğunu öğrendim. Her gün haber almaya çalışıyorum evimden. Annem ve babam korku ile yaşıyorlar. Şu anda günde sadece 6 saat elektrik var. Temel gıda maddeleri eksiği çok fazla… Arabalar yağ ile çalışıyor. Benzin yok. İsrail’in amacı açık ve net. İsrail bayrağındaki şeritlerin anlamını biliyor musun? Onlardan biri Nil Nehri’ni diğeri Fırat’ı temsil eder. Yani, O iki nehir arasında hâkimiyet kurmak istiyorlar.
Arap ülkelerinin tutumunu nasıl buluyorsun?
Arap ülkeleri kendi halinde... Pek yardım alamıyoruz. Mısır neredeyse İsrail’le beraber çalışıyor. Refah sınır kapısını açmıyor. Yüzlerce yaralı insanımız olduğu zaman bile hastalarımızı sınırdan geçiremiyoruz. Sırf bu yüzden şehid olan yüzlerde Filistinli var. Geçtiğimiz Hac mevsiminde anne babam, kurada çıkmalarına rağmen sınır kapısı kapalı olduğu için Hacc’a gidemediler… Diğer bir örnek, Mısırlılar İsrail’e ucuz fiyattan gaz veriyorlar ama bize pahalı fiyattan bile vermiyorlar. Diğer ülkeler de düşman görünmeseler de bir şey yapmıyorlar, yapamıyorlar.
Burada, Filistin ve genç denilince aklımıza genelde taş fırlatan bir genç gelir. Sen hiç taş fırlattın mı?
Tabii ki! Taş demek bizim için direnç demek. 1987 deki 1. İntifada da sadece taş kullanıldı. 2. intifada artık taşlar yetmez oldu ve yanında tüfekler de kullanıldı. Ben de bir tank tarafından kovalandım ve çok fazla taş fırlattım her Gazzeli gibi.
İki ay kadar önce dayıoğlum şehid olmuş. En son saldırılarda yakın komşularımızın ve birkaç arkadaşımın şehid olduğunu öğrendim. Her gün haber almaya çalışıyorum evimden. Annem ve babam korku ile yaşıyorlar. Şu anda günde sadece 6 saat elektrik var. Temel gıda maddeleri eksiği çok fazla… Arabalar yağ ile çalışıyor. Benzin yok. İsrail’in amacı açık ve net. İsrail bayrağındaki şeritlerin anlamını biliyor musun? Onlardan biri Nil Nehri’ni diğeri Fırat’ı temsil eder. Yani, O iki nehir arasında hâkimiyet kurmak istiyorlar.
Türk Gençliğini nasıl buluyorsun?
Buradaki arkadaşlarımın gündemi çok farklı… Ben birçok düşünceye burada rastladım. Mesela, sosyalizm, komünizm gibi kavramlar var burada. Bizde böyle düşünceleri savunan insanlar yok. Ortada kocaman bir savaş var ve ideoloji tartışmayız biz. Ayrıca burada gençler futbol gibi faaliyetlere çok düşkün. Sizin hayatınız futbol olmuş. Ben futbolla hiç ilgilenmem. Filistin’de 3 yaşındaki çocuk bile iyi bir siyasetçidir. Bilgi birikimimiz iyi olmak zorundadır. 1987’deki bir veriyi aktarayım, Dünyadaki entelektüel birikim olarak ilk sırada İsveç, ikinci sırada Filistin varmış.
Türkiye’den nasıl beklentiler var? Tepkileri nasıl buluyorsun?
Çok güzel tepkiler var elbet. Çağlayan’da yüz binlerce kişi vardı geçen. Bunlar etkileyici. Fakat Türk halkı hükümetini bir şeyler yapmaya zorlamalı. Daha fazla baskı yapmalı. Burada bazı insanlar kötü bir anlayış hâkim. Filistin’deki durumu Türkiye’deki PKK’ya benzetenler var. Bu çok yanlış... Bizim durumumuz çok daha farklı. İsrail bizim kendi topraklarımızı aldı. Zamanla bize ufacık topraklar bıraktı. Ayrıca biz para ile toprak satmış da değiliz. Bu da yanlış bir düşünce... Bunlar hep bizi geri planda bırakmak için ortaya atılmış iddialar.
Abdülhamit…
Tabii Abdülhamit’i çok seviyoruz. Onu duyduğumuz zaman hep rahmetle yâd ediyoruz.
Şeyh Ahmet Yasin…
Lise 1 de şehrimizde yapılan bir sınavda derece yapmıştım. Bana şehadetname vermişti. Elini öpmüştüm. O çok büyük bir insan… Ama demek ki Allah böyle insanları her zaman yanına almak istiyor.
Hamas Ümmeti Savunuyor
Hamas’ın rolü nedir Gazze’de?
Ben sana sorayım: Hamas deyince aklına neler geliyor…?
Bana olumlu şeyler çağrıştırıyor tabii ki. Her ne kadar ülkemizde bazıları onları “militan” olarak etiketlemeye çalışsalar da Hamas İsrail’e karşı koyan en büyük güç görünümünde.
Tabii ki… Hamas aslında nedir biliyor musun? Sabah okullarında eğitim veren öğretmenler, dükkânlarında satış yapan esnaflar. Akşamları, bu insanlar silahlarını kuşanır ve İsrail’e karşı savaş verirler. Hamas’ı bunlar oluşturur. Halkın içinden çıkmış bir oluşumdur. Hastaneleri, okulları vardır. Filistin halkına her türlü desteği sağlarlar. Ama ne yazık ki bazıları onları teröristmiş gibi gösteriyorlar. Onlar ülkemizi savunuyorlar. Hatta onlar tüm ümmeti savunuyorlar. İslam’ın bir temsilcisi onlar. İsrailliler bunu bildikleri için Hamas hakkında olumsuz görüşlerin yayılmasını istiyorlar. Hamaslılar gönülleri ile bu işi yapıyorlar. İsrailliler ise, tamamen korktukları için… Arkadaşlarımın çoğu Hamas’ta mücadele veriyor. Bu durum oradaki insanlar için çok normal… Biz şahadeti çok seviyoruz. İsrail ise ölümden korkuyor. Bu korkusunu bastırmak istiyor. Mesela, İsrail askerleri telefon açıyorlar, “5 dakika içinde evi boşaltmak zorundasınız… Yoksa vuracağız orayı.” Diyorlar. 5 dakika bile beklemiyorlar. Vuruyorlar… İlginç bir istatistik vereyim. Şu an 11000 kadar Filistinli İsrail tarafından esir tutuluyor. Ama 1 tane İsrailli Gazze’de esir…
GENÇ'ın Yazısı.