2008 itibariyle dünyada 156 milyonu aşkın web sitesi tespit edilmişken; blogların sayısı 100 milyonu geçiyor. Aşağı yukarı 10 yıllık geçmişi olan bir uygulama için müthiş bir rakam!.. Buna rağmen; üzerine yeterince eğilmediğimiz bir konu bloglar. Hatta iddia ediyoruz; dünya internet kullanımı sıralamasında 16. sırada olan bir ülkenin vatandaşları olmamıza rağmen, blogun ne olduğundan haberi bile olmayan pek çok “internet kullanıcısı”mız var hala. Evet ya... Tarladaki adamdan söz etmiyoruz. İnternet kullanıcıları bunlar. Ama bilmemek ayıp değil. Öğretmemek ayıp. Ayıplı dergicilik yapmamak adına bloglama atladık bakalım konuya...

Teknik bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan insanların oluşturdukları, günlüğe benzeyen basit web siteleri bloglar. Genellikle tek bir sayfa üzerinde birçok yazı gösterme esasına dayanıyorlar. Technorati`den edinilen verilere göre; dünyada her yeni gün; 30 bin ila 40 bin arasında blog oluşturuluyor. Ki bu; ücretsiz oluşlarının yanı sıra, blog oluşturma ve güncellemenin; e-mail göndermekten daha fazla bir teknik bilgi gerektirmemesinin de doğal sonucu.

Blog`un Kısa Tarihi

1997 yılından beri var olan blog uygulaması; ilk olarak programcıların, ilginç internet sitelerinin linklerini, unutmamak için kendi sayfalarına yazmalarıyla başladı. 1999 yılından itibaren ortaya çıkan pek çok blog yayınlama aracıyla birlikte bloglama, sadece programcılar arasındaki bir aktivite olmaktan çıkıp, en düşük seviyede bilgisayar kullanma becerisine sahip olan, sıradan bir insanın bile anlayacağı kadar basit hale geldi.

Dönüm Noktaları

1999: Blogger, Blog Hizmetine Başladı

Bloglar, bu derece büyük bir hızla yaygınlaşmalarını; 1999 yılında Blogger`ın bu hizmeti önce ücretli, çok kısa bir süre sonra ise bedavadan vermeye başlamasına borçlular.

2003: Google Araç Çubuğuna “Blog This” Tuşunu Ekledi

2003 yılı Şubat ayında ise Google, gelecek vaad eden pek çok internet site ve uygulamasına yaptığı gibi Blogger`ı da satın aldı ve Google araç çubuğuna, ziyaret edilen sayfanın adresini doğrudan bloga girmeyi sağlayan `Blog This!` tuşunu yerleştirdi. “Altı üstü bir tuş işte!” demeyin ama. Çünkü tahmin edemeyeceğiniz kadar çok kişi; ilk defa bu düğme sayesinde blogla tanıştı. Ki blog kültürünün dönüm noktalarından biri olarak bilinir. Zaten ondan sonra önü alınamadı bu yükselişin...

Türkçe Bloglar

Bloglar tüm dünyada mazhar oldukları bu yoğun ilgi ve önlenemez yükselişten, Türkiye`deki paylarını, ortaya çıkmalarından çok sonra alabildiler. Konuyla ilgili olarak Google istatistiklerine göz attığımızda: 2005 yılında Türkçe sayfalarda "blog" kelimesinin 65.400 kez yer aldığını gözlemlerken, 2006`da bu sayının 5 milyona yaklaştığını, 2008`de ise 10 milyonun üzerine çıktığını görüyoruz. Aslına bakarsanız; söz konusu istatistikler; -her ne kadar geç de başlamış olsak- blog kavramının gündemimizde ne kadar önemli bir yer teşkil etmeye başladığının da bir göstergesi aynı zamanda.

2004-2005 yılları arasında Blogger`dan hizmet alan Türkçe blog sayısınınsa günümüze kıyasla oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Ancak bunun sebebi bloglara olan ilginin azalması değil. Aksine; Türkçe hizmet veren blog barındırma sitelerinin devreye girmesi. Ve bu sitelerin en az Blogger ya da muadilleri kadar kaliteli hizmet sunmaları. Türkçe barındırma sitelerinin artması doğal olarak Türkçe blog sayısında da çarpıcı bir artışa yol açmış gözüküyor.

2005 yılında hizmet vermeyen başlayan Türkçe blog servisi Blogcu.com, 2 sene içinde Türkiye`de en çok okunan 13. internet yayını oldu mesela... Sadece Blogcu mu? Başka birçok yerli blog servisi daha hizmete açıldı kısa bir süre içinde. Bunların arasında Mynet Blog, Milliyet, Habertürk, Vatan gibi yayın organlarının blog servisleri ve Doğan grubu ortaklığıyla 2006 ortasında yayın hayatına başlayan ve 725 bin blogu, 1 milyon 300 bin üyesi bulunan Azbuz.com`u da saymamak olmaz.

10 Maddede Blogunuzu Okutmanın Yolları

Blog nedir öğrenip, kendinize uygun olan sistemi seçtiniz ve blogunuzu açtınız. Peki insanların sizi okumasını sağlamak için neler yapmanız lazım? Bunlara da kısaca bir değinelim.

1- Amacınızı belirleyin: Blogunuzu ne için kullanacağınızı belirleyin ve ona göre; muhtemel blog sağlayıcınızın, ihtiyaçlarınıza ne kadar karşılık verdiğini değerlendirip, seçiminizi ona göre yapın.

2- Sadece bir konuda yazın: Akılda kalmak ve alanınızda güvenilir bir başvuru kaynağı olmak istiyorsanız; sadece bir konuda yazın. Bir gün sıralı otogaz sistemlerinden söz ederken, sonraki gün nişanlınızla yaptığınız kavgaları anlattığınız bir blog, emin olun asla güvenilir bir bilgi kaynağı olarak algılanmayacaktır.

3- Dikkatli Olun: İnternette kimin neyi okuduğunun tam olarak takibi yapılamadığı için yazı dilinizde insaflı ve ihtiyatlı olmanızı tavsiye ederiz. Arkadaşlarınız, tanıdıklarınız ya da patronunuz hakkında atıp tuttuğunuz bir yazının, onların eline geçmesi durumunda ne yapardınız?

4- Dürüst olun: Artık insanlar pazarlama numaraları ve blogmuş davranan reklam sitelerinden bıktı. Açık ve net olun. Kendinizi, derdinizi olduğu gibi anlatın. İnsanlar göz göre göre aldatılmayı sevmezler. Yoksa; sinekli pekmezin Bağdat`tan kör alıcısı gelir.

5- Yazdıklarınızı gözden geçirin: Yazıları yayınlamadan önce tekrar tekrar gözden geçirin. Kimse yanlış anlaşılmak, yanlış tanınmak istemez. Siz istiyorsanız o başka...

6- Sitenizi sık sık güncelleyin: Hiç kimse ayda bir güncellenen bir siteye her gün bakmaz. Kendinize belli güncelleme günleri seçip, o günlerde blogunuza ilgi gösterebilirsiniz. Böylece bir gelen insan, bir daha geldiğinde yeni yazılarla karşılaşır ve sitenizi takip etmeye devam eder.

7- Blogunuzun bir “ping”i olduğundan emin olun: Ping; index sitelerine yeni bir yazı gönderdiğinizi haber veren sistemdir ve genellikle bu, sizin yapmanız gereken bir şey değildir. Blog servisleri kendileri hallederler. Ne olduğunu fazla da bilmeniz gerekmeyen bir şey olmasına rağmen http://pingomatic.com/ adresinden pingleriniz olup olmadığını kontrol edin. Sitenizin tanıtımı konusunda önemlidir.

8- Link verin: Kaynaklarınıza ve diğer bloglara link verin. Emin olun yaptığınız jest nadiren karşılıksız kalır.

9- Sevdiğiniz konularda yazın: Yazdığınız konuyu ne kadar çok seviyorsanız; hakkında da o kadar çok bilginiz vardır. Ve sevdiğiniz konularda eğlenceli, ilginç yazılar ortaya çıkarmanız daha kolaydır. Bu da reytinglerinize yansıyacaktır.

10- Sabırlı olun: Her şeyi yaptığınız halde yine de sitenizde çok az insan geziniyor olabilir. Hemen umutsuzluğa kapılmayın. İnternet gibi devasa bir iletişim ortamında, bazı şeylerin fark edilmesi doğal olarak zaman alacaktır. Beklemeyi, sabretmeyi öğrenin.


Sinan Özgenç'ın Yazısı.