Oyun bağımlılığı; modern çağ hastalıklarından biri olarak literatürde çoktan yerini aldı bile. Hatta 2006 yılının haziran ayında Avrupa`da dünyanın ilk oyun bağımlılık kliniği açıldı ve gerisi de geliyor. Bu ve benzeri kliniklerde çeşitli spor aktiviteleri, grup terapiler, meditasyon, paraşüt, doğa gezileri gibi etkinlikler yoluyla oyun bağımlıları tedavi edilmeye çalışılıyor. Oyun müptelalığı; içki, sigara, uyuşturucu... gibi kimyasal bir bağımlılık olmasa da oyun bağımlıları hemen hemen diğer bağımlılıkların yol açtığı bütün sorunları yaşıyorlar.

Sadece Oyun mu?

Bilgisayar oyunları sadece oyun mu? Yoksa artık sanal da olsa, gerçek hayatın yerine geçen, ikinci hayatlarımız mı? Bir kısmımız için zaman öldürme amaçlı kısa bir eğlenceden ibaretken, pek çokları için hayatın kendisi, tadı, anlamı ve önemi... Abartıyor muyuz? Hayır. Abartan biz değiliz... Oyun bağımlılığı; modern çağ hastalıklarından biri olarak literatürde çoktan yerini aldı bile. Hatta 2006 yılının haziran ayında Avrupa`da dünyanın ilk oyun bağımlılık kliniği açıldı ve gerisi de geliyor. Bu ve benzeri kliniklerde çeşitli spor aktiviteleri, grup terapiler, meditasyon, paraşüt, doğa gezileri gibi etkinlikler yoluyla oyun bağımlıları tedavi edilmeye çalışılıyor.

Oyun müptelalığı; içki, sigara, uyuşturucu... gibi kimyasal bir bağımlılık olmasa da oyun bağımlıları hemen hemen diğer bağımlılıkların yol açtığı bütün sorunları yaşıyorlar. Benzetmek gerekirse kumar bağımlılığı bu konuda verilebilecek en iyi örnek. Hatta kumar bağımlılığının bir başka türevi olarak da görülebilir. Çünkü düşünce sistemi her ikisinde de hemen hemen aynı: “Bu sefer başaracağım, kesin kazanacağım, tamam son bir kez daha...” Yani durum gerçekten de çok ciddi.

Hepimiz mutlaka bilgisayar oyunu oynamış hatta yer yer kendimizi iyice kaptırdığımız da olmuştur. Peki ama bağımlılıkla, geçici olarak kendini kaptırma arasındaki sınır ne? Nerede başlıyor? Nerede bitiyor? Onun da kolayı var. Oyun bağımlılığının; tıpkı diğer müptelalıklar gibi kendine özgü belirtileri var. Mesela; oyun oynarken elde ve bilekte uyuşma, hissizlik, karıncalanma ve kol ile gözde yorgunluk ilk ortaya çıkan fiziksel rahatsızlıklar. Ki bunların uzun süre devam etmesi durumunda uzmanlar bir doktora başvurmanın zamanının geldiği konusunda bizleri uyarıyorlar.

Sarsıntı, görme bozukluğu, göz veya kas seğirmesi, anlık kasılmalar, bilinç kaybı, yol şaşırma gibi belirtilerse işin artık çok daha ileri bir safhaya geldiğinin göstergesi. Ekran başında uzun saatler geçirmenin baygınlığa ve nöbet haline bile sebep olabildiği tespit edilmiş.

Oyun bağımlılarının taşıdığı sosyal belirtilerin başında aile ve arkadaşların ihmal edilmesi, sosyal ilişkilerin zayıflaması hatta yok olması; okul, iş gibi konularda umursamazlık, temizlik ve kişisel bakım, beslenme gibi konularda ihmalkarlık geliyor.

Oyun Endüstrisi

İş bu kadarla da kalmıyor. Konunun endüstriyel ve kültürel boyutları var. Tüm dünyada oyun sektörünün mali büyüklüğü 30 milyar doları aşıyor. Bu ekonomi içerisinde Türkiye`nin payı 30 milyon dolar. Yani 1000/1 Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya ve Güney Kore dünyanın en büyük oyun pazarları. Güneydoğu Asya ülkeleri ve bilhassa Güney Kore`de iş çoktan çığırından çıkmış. Mesela dünyanın en büyük oyun firmalarından biri olan Blizzard tarafından üretilen Starcraft adlı oyun neredeyse Güney Kore`nin milli sporu(!) haline gelmiş. Bu oyun G.Kore`deki bazı üniversitelerde seçmeli ders olarak okutuluyor. Aynı ülkede Starcraft`la ilgili dört tv kanalı var. Biliyoruz inanması zor ama bunlardan biri devlet kanalı! İş bunlarla kalsa yine iyi. Sinemalarda Starcraft maçları gösteriliyor. 50 saat `bilgisayar oynadığı için` ölen Koreli genç de bir Starcraft `şehidi` sayılıyor.

Bilgisayar oyunları sadece uluslararası şirketler için değil, bizzat oyun fanatikleri için de bir gelir kapısı olabiliyor. Mesela Knightonline adlı oyunda ele geçirilen sanal savaş aletleri, milyarlarca liraya karşılık gelen fiyatlarla kendilerine alıcı bulabiliyor. Sanal alete sanal para değil, bildiğimiz mangır (!)

Yoksa Sadece Kendimizi mi Kandırıyoruz?

Warcraft benzeri çevrimiçi çoklu oyunlar, dünyanın her yerinden sanal ortamda yüzbinlerce kişinin bir araya gelip, belirli karakterleri oynadığı yapay evrenler. Pek çok oyun, kullanıcıları için adeta ikinci bir hayat, ikinci bir karakter halini almış durumda. Mesela oyun dünyasında gezegen kurup galaksileri kolonileştirebilir (Ogame), mafyada cepçilikten babalığa yükselebilir (Omerta), sokak şarkıcılığından popstarlığa terfi edebilir (Popomundo), amatör kümeden aldığınız bir takımı zirveye taşıyabilirsiniz (Hat trick). Tabii sadece sanal olarak. Sorun, bütün bunların sanal, yani aslında hiçbir gerçekliği olmayan, tamamen hayal ürünü başarılar olduğunun unutulup, insanların bunlarla avunmaları, yetinmeleri...

“Cıss...” Demek İşin Kolayı

Oysa bu oyunlarda başarı sağlamak için gösterilen çaba, harcanan vakit, kullanılan yetenekler, gerçek hayattaki yanlışlıkları, çirkinlikleri gidermekte kullanılabilse; emin olun hem dünyamız hem de ahiretimiz şimdi olduğundan çok daha güzel olabilir.

“Bilgisayar oyunu oynayan herkes kesin müptela olur. Aman! Cıss! Uzak durun...” gibi bir iddamız yok. Klinik verilere göre bilgisayar oyuncularının %20`si bağımlı ya da yüksek risk altında. Her ne kadar pek çok oyunun manevi, maddi, sosyal, psikolojik ve kültürel zararlarının olduğunu düşünsek de yerine bir alternatif koymadan uzak durun demek işin kolayına kaçmak olur.

Çünkü bilgisayar oyunları istesek de istemesek de var. Ve var olmaya da devam edecekler. Üstelik hadi biz bilinçli gençler olarak kendimizi uzak tutsak bile, kardeşlerimizi, çocuklarımızı nasıl uzak tutacağız? Bayram olsun demekle bayram olmuyor ki. Bize düşen; hem kendi hayatlarımızı hem de risk grubundaki akranlarımızın hayatlarını sanal avuntulara gerek bırakmayacak şekilde faydalı ve keyfli uğraşılarla doldurmak. Hem kendimize hem başkalarına... Hem dünyamıza hem ahiretimize faydalı işler yapmak.

Alternatifi Olamaz mı?

Bunlar tamam diyelim. Ama ya aynı türün alternatiflerini geliştirmek?... Bu da ihmal edilmemesi gereken bir başka nokta. Tümüyle yabancılar tarafından tasarlanan bu oyunlar; senaryo, karakterler, olay örgüsü, dil, giyim, davranış modelleri gibi pek çok konuda kültürel mesajlar da veriyorlar. Örneğin Warcraft oyunundaki elfler, orklar, büyücüler... Tamamen Ortaçağ Avrupa`sından günümüze kalan, yer yer pagan (çok tanrılı) öğeler de içeren bir kültürel evren sunuyorlar bizlere. Peki ya bizler? İstanbul`un fethini, müslümanların Haçlı zulmüne karşı duruşunu, Emevilerin, Abbasilerin, Selçuklu`nun, Osmanlı`nın medeniyet mücadelesini anlatan oyunlar yazabilsek fena mı olur? Yoksa fethin 554. yılında elimizde kalan sadece Warcraft gazileri ve Knight fatihleri mi?..


World of Warcraft

İnsan Hariç Her Şey Var!

(Savaş Sanatları Dünyası) Dünyanın en çok satılan oyunu. ABD`de 2, Çin`de 3.5, Avrupa`da 1.5 milyon kullanıcısı var. Oyuncu sayısının dünyada 8 milyon, Türkiye`de 40 bin olduğu hesaplanıyor. 40 bin oyuncu içinde, 30`lu yaşlarda, bir işi, otomobili, evi olanlar var. Kullanıcılar elf, insan, ork gibi `masalsı` karakterlerle, demircilikten savaşçılığa birçok rolü üstleniyor, kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye çalışıyorlar.

Knight Online

Ölümden Para Kazanma Yolu!

İnternet kafelerin ekmek teknesi. İnsanlarla orkların bitmeyen savaşı. Orklar ne mi? Avrupa halk masallarının sık rastlanan öğelerinden biri. Ama sadece orkları öldürmüyorsunuz. Diğer oyuncuları öldürme, çalma, soyma gibi pek çok şey yapılabiliyor. Öldürdüğünüz her düşmanın eşyasını alıp oyunda yer alan pazarda satabiliyorsunuz. Bu pazarda kazanılan sanal parayla kullanıcı yeni eşyalar alıp daha güçlü olmaya çalışıyor. Kazanılanlar bazen gerçek parayla da pazarlanıyor.

Silkroad Online

İpek Yolu Kaşifleri

Çin`den başlayarak Orta Asya’dan geçen ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan yolda geçiyor. Knight Online`da olduğu gibi oyun içi çeşitli eşya ve servislere para ödeyerek sahip olunabiliyor.


Oynayanlar Ne Diyor?

SAMET: Oyun Rüyalarıma Giriyor!

–Yaşınız?

– 24

– Bu oyunları oynama süreniz ne kadar?

– 7 aydır oynuyorum. Genelde sabah 9 gece 12.

– En çok hangi oyunu oynuyorsunuz?

– Knight`dan başka oyun oynamam. O gerçi bi` oyun değil bi` dünya.

– Hayatı kaçırdığınızı düşünmüyor musunuz?

– Yooo... Zaten işim bilgisayar başında.

– Ama sosyal bir çevreniz yok mu? Mesela arkadaşlar akrabalar...

– Vaktim yok.

– Manevi açıdan etkilemiyor mu, sizi oyunlar rahatsız ediyor mu?

– Rüyalarıma filan giriyor. Mesela şu anda oyun açılmıyor. Kafayı yemek üzereyim. Bilgisayarı kırasım geliyor.

– Oyun sizin için ne demek anlatsanız?

– Orada bir dünya var. Arkadaşların, dostların, düşmanların... Aynı anda online milyonlarca oyuncusu olan bir oyun. Oyunda bir silah gerçek parayla mesela: 400 ytl. Başka bir hayat gibi. Bir içine giren bir daha çıkamıyor. Bu işten çok para kazanan da var.

– Nasıl?

– Oyun parası satan, oyun silahları satan...


B.E: Günde 7 Saat!

– Yaşınız?

– 12

– Oyundaki amacın ne?

– Level atlamak.

– Günde ne kadar zaman harcıyorsun bu oyun için?

– 3 saat.

– Annen baban kızmıyor mu?

– Babam fazla izin vermiyor. Zaten babam 3 saate indirdi. Yoksa 7 saat falan oynuyordum.

– Derslerini nasıl etkiliyor?

– Notlarım daha yüksek olabilirdi.

– Arkadaşlarınla ilişkilerini nasıl etkiliyor?

– Eskisi gibiyiz. Etkilemiyor. Zaten bazen birlikte oynuyoruz.


S.S: Alışkanlık Oldu!

– Yaşınız?

– 18

– Ne kadardır oynuyorsunuz?

– Valla 5-6 aydır klan savaşları oynuyorum (online). 1 kere bıraktım çünkü oyunda ceza almıştım. Çok uzun sürmedi. Daha sonra tekrar başladım arkadaşın hesabından.. Ve hala o hesaptan oynamaya devam ediyorum. Çünkü bayağı geliştim, büyüdüm ve emek harcadım. Alışkanlık oldu. Önceden oynama amacım iyi olmaktı. Şimdi ise emeklerimi bırakamamaktan oynuyorum. Hayat düzenim de ona göre oldu artık.


Sinan Özgenç'ın Yazısı.