O Geceyi Unutma!
15 Temmuz 2016.
Bu tarihi asla ve asla unutma genç arkadaşım.
O gece yazılan destanı unutmamak ve nesiller boyu anlatmak boynumuzun borcudur.
O gece Türkiye’nin geleceğine kasteden düşmanlar ordumuzun içindeki hainler marifetiyle büyük bir kalkışmaya girişti, lakin milletimiz zulme boyun eğmedi, kıyam etti, darbeye izin vermedi, unutma.
Kutsal bildikleri amaçlar uğrunda her şeyi mübah gören, yıllarca devletimizin çeşitli kurumlarına, kademelerine sızmış olan zalimlere ve hainlere karşı milletimizin göstermiş olduğu o eşsiz direnişi unutma.
Darbe söylentilerini haber alır almaz yüreklerindeki iman ve vatan aşkıyla meydanlara dökülen, şu fâni hayatımızı en büyük rütbe olan şehadetle süsleyen aziz şehitlerimizi unutma.
Darbenin gerçekleşmesi hâlinde korkunç zulümler işleyecek olanlara fırsat vermeyen, tankların önüne koşarak giden ve ölümü öldüren o gencecik gazilerimizi unutma.
Masum insanlara kurşun yağdıran, milletin jetlerini milletin üzerine kaldıran, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bombalayan asker üniformalı teröristleri unutma.
O gece Menderes’in aziz hatırası canlandı gözlerde, “bu defa asla” diyerek gözyaşlarıyla sokaklara döküldü yetmişlik dedeler, unutma.
O gece zillet ve izzet arasında bir seçim yapılacaktı, “korkaklıkta zillet, cesarette izzet” vardır diyen En Kutlu Nebi’ye uyuldu ve izzeti seçtik, unutma.
O gece Suriyeli garipler, Filistinli yetimler, Afrika’daki mazlumlar, dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki müminler kalplerinin en hisli yanları ve vefa duygularıyla “Allah’ım Türkiye’ye yardım et, Allah’ım Türkiye’yi koru” diye sabahlara kadar duadaydılar, unutma.
O geceyi unutma genç arkadaşım, o gece Bedir gibi mukaddes, Malazgirt gibi muazzam ve Çanakkale gibi muazzezdir.
O gece, tıpkı Osmanlı’daki akıncı fedaileri gibi öleceğini bile bile tankların üstüne yürüdü insanlar, öle öle dirilen bir millet olduğumuzu, ölümden zerre kadar korkmadığımızı tüm dünya yeniden gördü, dostlar sevindi, düşmanlar kahroldu, unutma.
O gece Nene Hatunların torunları olan kadınlar destan yazdı, inanılmaz şecaatleri dünya durdukça yıldız misali parlayacak semalarımızda, unutma.
O gece ruhlarını Rahman’a teslim edenlerin, hayatı iman ve cihat olarak görenlerin dudaklarında “ya Allah, bismillah, Allahuekber” nidaları vardı, unutma.
O gece, bir zamanlar olduğunun aksine, ezanlar ve selalar darbelere dur dedi, karanlığı nurani bir halka gibi yarıp camilerden göğe yükselen o lahutî sesler iman, İslam, vatan aşkını harladı sinelerde, muhteşem kıyamın müjdecisi oldu, unutma.
O geceyi unutma arkadaşım, o gece sadece bizlerin kaderini değil ümmetin kaderini şekillendirecek kadar dehşetli, heybetli ve ibretliydi.
O gece Allah’ın yardımıyla tarihimizin en büyük badirelerinden birini atlattık, Rabbimiz milletimize kurulan tuzağı zalimlerin başına geçirdi, Hak’tan büyük bir inayet gördük, “attığımız zaman biz atmadık, Allah attı” genç arkadaşım, unutma.
O geceyi unutma ve unutturma, o gece zalimlerin kabusu, mazlumların ümidi olmuştur, o gece kutsal değerlerimizi kullanarak insanları aldatanların maskesi düşmüş, o gece ülkemize diz çöktürüp İslam’ın kaderinde yakılmak istenen fitne ateşlerinin en büyüklerinden biri söndürülmüştür.
O geceyi unutma ve unutturma genç arkadaşım...
O gece muazzezdir, mukaddestir.
O gece muazzamdır, muhteşemdir.
***
Eylül ayında görüşmek üzere. İslam’la, imanla, vatan millet aşkıyla ve izzetle kalın...
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.