Bir Oyun Kurulu Etrafımızda
Dünya oyun ve eğlenceden ibarettir. Oyunda artıyor kahkahalar. Oyunda artıyor insanların hareketleri. Aslında nasıl da vahşi görünüyorlar gözüne. En ritmik hareket yürümek değil midir? Sükunetle yürüyorsun sanki hiç durmadan Azize. Zaten zaman yürüyor, dünya kendine ait bir yörüngede yüzüyor. Ve biz bunların içinde yokuştan aşağı hızla inen bir kızaktaki gibi ahirete yol alıyoruz. Nasıl da hızlı gidiyoruz ölüme doğru. Oyunlarımız, oyunlar içinde. Taşlar takılıyor bazen ayağımıza. O zaman şöyle bir etrafımıza bakınıyoruz. Unuttuğumuz ne? Ölümü unutunca, hatırladıkların hangisi gerçek kimliğini bulur? Azize, ölümle fani olmayacak, ölümle toprağından çıkıp can bulacak birikimlerimiz olsa bu dünyada. Ölümle açılınca kilitli dolaplarımız, “bunlara mı üzülüp heder olmuşum”, “bunlara mı sevinip gülmüşüm” diye üzülmesek. Bir oyun kurulu etrafımızda Azize. Azıcık kulak kesilsek, sesini duyacağız, o kadar yakın.
Rabia Gülcan Kardaş'ın Yazısı.