Mustafa Emin Büyükcoşkun

Her yıl 2 milyon lise öğrencisi üniversite sınavına giriyor. Bunun dört katı ise alt sınıflarda hazırlanarak sırasını bekliyor. Dolayısıyla genele baktığımızda lise eğitiminin dört sene olduğunu göz önüne alırsak, her yıl ortalama 8 milyon öğrenci ÖSYS süreciyle doğrudan ilgileniyor. Liseyi gençliğin buluğ çağına erdiği bir dönem olarak addedersek, bu da demek oluyor ki ülkenin henüz kirletilmemiş dinamik bir kitlesi ÖSYS’yle muhatap olmak durumunda. Peki ÖSYS ne? 180 soruyla hayatınızın muhtemel geri kalanını 3 saat 15 dakika içerisinde belirleyebilen, buna gelene kadar da gençliğinizi zehir eden bir YÖK harikası. Ağırlaştırılmış müfredatı, hem ezberi, hem işlem yeteneğini, hem de zekayı (o da kaldıysa) gerektiren bu muhteşem sınav için durmak dinlenmek bilmeden çalışamazsanız, geleceğinizin karardığına ikna olmuş bir halde hayatınızın geri kalanını çöpçü olarak geçirmekle tehdit ediliyorsunuz. Körpe dimağların hayatı yeni yeni kavramaya başladıkları, yüreklerin isyan ateşiyle yandığı, zihinlerin bitmek bilmeyen sorularla dolduğu bir dönemde test kitaplarının arasına gömülüp, gözleri önlerine akana, gözlükleri kavanoz dibi merceklere yükseltilene kadar çalışmaya zorlandıkları bu sistem sayesinde Türkiye’de apolitik bir gençlik yetişiyor.

Apolitik demek ne demek? Apolitik olmak politikadan uzak olmak demek. Hayatını yönlendirecek, davranışlarını belirleyecek, tercihlerini değiştirecek bir politikadan uzak olmak demek. İdeolojisi yani izlediği bir yolu, belirli bir hayat tarzı, bir hayali olmamak demek. Yaşadığı topraklardan bihaber, meselelerinden ırak olmak demek. Duyarsız olmak demek. Irak’ta bombalar patlar, Filistin’de çocuklar katledilirken gülebilmek, eğlenebilmek demek. Vicdansız olmak demek. Zulme, acıya, katliama, haksızlığa, zorbalığa boyun eğmek, sesini çıkarmamak demek. Kariyerist olmak demek. Kendi geleceğinden, çıkarından, emniyetinden, rahatından başkasını, başka bir şeyi düşünmemek demek. İnanmamak demek. Yaşama biçimi olacak, vicdanıyla hesaplaşabilecek, tövbe edebilecek, çaba gösterecek bir inancı olmamak demek.

YÖK’ün yönlendirdiği MEB de bu sınav sistemi doğrultusunda düzenliği müfredat ve disiplin yönetmelikleri doğrultusunda gençleri bu yola sevk ediyor. Müfredat ve disiplin yönetmeliği arasında ne gibi bir ilişki mi var? Disiplin yönetmeliği, bu sistemde çıkabilecek olası imâlat hatalarını, her şeye rağmen ilkesinden ödün vermeyenleri, arıza tipleri etkisiz hale getirmeye yarayan bir emniyet sübabı. Gençler bu yükü taşıyamayıp bünyeleri iflas ederse devreye sistemin beyaz gömlekli tımarcıları giriyor ve gençler yüklü bedellerle psikoterapi seanslarına yollanıyor. Tabii arada bünyenin ihtiyaçlarını karşılayacak zararsız etkinlikler de mevcut. Sistemin resmi bayramlarında gençler bir ideolojiye sahip olurken, popüler kültür de sosyalleşme ihtiyacını karşılıyor. Tüketim toplumunun en kârlı müşterisi olan gençlik etkili bir şekilde kullanılan reklam endüstrisinin de birincil hedefi olmak durumunda. Markalar, bankalar, şirketler sürekli olarak medyayı kullanarak bu kârlı pazara saldırmaktalar. Hedeflerine ulaşmak içinse önlerinde hiçbir engel yok.


GENÇ'ın Yazısı.