Muhammed Bayram

Kamerun kuzeyinde Müslümanların, güneyinde ise Hristiyanların çoğunlukta olduğu bir Orta Afrika ülkesi. Ülkenin resmi başkenti Yaounde. Resmi dilleri ise İngilizce ve Fransızca. Bunun yanında yaklaşık 230 farklı yerel dil bulunmakta. Sahip olduğu doğal alanlardan ötürü “Küçük Afrika” olarak da nitelendirilen Kamerun’da nüfus ise yaklaşık 25 milyon.

Uluslararası Genç Derneği’nin gönüllülük vurgusuyla düzenlediği Ramazan programı kapsamında gittiğimiz Kamerun’daki programımız ülkenin güneyinde bulunan başkent Yaounde’de başladı. Ardından kuzeyde bulunan Maroua şehrine gittik. Maroua; Nijerya ve Çad sınırlarına yakın bir yer olan Uzak Kuzey Kamerun bölgesinde bulunur. Maroua’yı ve Kuzey Kamerun bölgesini diğer şehirlerden ayıran temel fark ise Müslüman nüfusun buralarda fazla olması. Mescitleriyle, insanlarıyla, alimleriyle ve ders halkalarıyla tam bir İslam şehri Maroua. Biz de Maroua’da bulunduğumuz sürece iftar, erzak dağıtımı, su kuyusu açılışı gibi faaliyetlere katılarak bu güzel şehrin havasını teneffüs ettik. Tabii bunun yanında her fırsatta buranın sıcakkanlı insanlarıyla konuşup, muhabbet ettik. Onlar bize ümmet bilinci konusunda, üzerimizdeki mesuliyet konusunda çokça şeyi hatırlattı. Maroua’daki günlerimiz bize gösterdi ki Afrika’da yaşayan insanların bize ihtiyacı olduğundan daha fazla bizim onlara ihtiyacımız var. Çünkü o insanların samimiyetlerinden ve Müslümanca duruşlarından öğreneceğimiz çok şey var.

Günümüzde Kamerun’da birçok sivil toplum kuruluşu çalışmalar yapmakta. Kamerun’daki insani yardım faaliyetleri, sağlık hizmetleri gibi çalışmaları yürütenlerin çoğu ise Avrupa merkezli kurumlar. Kamerun’da dünya ülkelerinin üstünlük savaşları var diyebiliriz. Her bir sektörün hakim gücü var. Eğitim alanında ise herkes varlığını korumaya çalışıyor. Kamerun’da bir çok milletin çalışmalarını gördük. İnşaat çalışmalarının çoğunu yapan Çinliler, teknik üniversitesi bulunan Almanlar, lise düzeyinde okul açan İtalyanlar, su kuyusu açan Japonlar, yetimhaneleriyle Fransızlar ve göremediğimiz birçokları bu coğrafyada çalışmakta. Türkiye merkezli olarak ise bir kaç kurum ön planda. Bunlardan biri, bizi de misafir eden ACAMAS. Vakıf 2009 yılında Kamerun’daki faaliyetlerine başlıyor. 2010 yılında ise İslam şehri Maroua’daki çalışmalarına başlıyor.

ACAMAS’ın faaliyetleri 3 başlıkta toplanabilir. Bunlar: eğitim hizmetleri, insani yardım hizmetleri, basın-yayın hizmetleri. Açılmış olan Maroua kardeşlik okulu ve kültür merkezi ile eğitim hizmetlerine devam etmekte. Kurban organizasyonu, erzak dağıtımı gibi çalışmalarla insani yardım hizmetleri yapılmakta. Kitap, dergi gibi yayınlarla da basın-yayın hizmetleri devam etmekte.

Afrika’da yapılan çalışmalar her yönüyle ayrı bir değer taşıyor. Erzak dağıtımı, su kuyusu açılışı gibi faaliyetlerle devam eden bir günde, gitmiş olduğumuz bir iftar daveti sonrası karşılaştığımız durum bize bunu tekrar hatırlattı. Kamerun’da oruç açıldıktan sonra, çok kısa bir atıştırmanın ardından namaz için mescide gidilir. Biz de orucumuzu açmış, mescide gitmiştik. Fakat girdiğimiz mescit elektrik olmadığı için karanlık, camları olmadığı için ise farklı gelmişti bize. Tabii burada mescitlerin zeminlerinin kumdan olması ise ayrı bir farktı bizim için. Tüm bunların yanında, az sonra mescit imamının ellerini açıp Türkiye’ye dua etmesi bizi duygulandıracaktı. Kılmış olduğumuz akşam namazının ardından, namazı kıldıran imam Türkiye’ye dua ediyor, Türkiye için güzellikler diliyordu. Türkiye’nin belalardan korunması için temennide bulunuyor, Türkiye’deki kardeşleri için iyilikler istiyordu. Burada anladık ki yapılan çalışmalar ülkemize mazlumların ve yoksulların duasında yer edindirmişti. Bu durum bizim için bir şükür ve gayret vesilesi oldu.

Maroua’yı asla unutmayacağım. Bizden önce gidenlerden hep duyduğumuz, “değiştirmeye değil, değişmeye gidiyorsunuz” sözlerini bizatihi yaşamış olduk. Tahta tabletlere yazarak hafız olmaya çalışan çocuklar, yalın ayak sevgi dolu gözlerle korkarak “beyaz insana” bakan yetimler, çocuklarının geleceğinin kaygısıyla her gün ağlayan garip analar, yapacak çok işimiz olduğunu gösterdi bizlere. Ve değiştirdi…


GENÇ'ın Yazısı.