İhlassız Hareketin Hazin Sonu
Merve Karabulut
Meydan yerlerinin İbrahim’i olan,
Nemrutların ateşine karşı koyan genç arkadaşım!
15 Temmuz’da dünyaya bu milletin eğilmez, çökmez, kaçmak nedir bilmez olduğunu göstererek bir destan yazdın. Silahsız olan bizler, silahlı olan hainlere galip geldik. Çünkü dilimizde Allah Azze ve Celle vardı. Nefesimizi ve sesimizi kesmeye, bizi birbirimize düşman etmeye çalıştılar. Ümmetin son savunma hattı olan Anadolu’yu bölmeye, parçalamaya çalıştılar. Bizi en hassas yerimizden, dinimizle vurmaya çalıştılar. Başaramadılar, biz Kur’an ve sünnet istikametinde oldukça başaramayacaklar.
O gece, hepimiz Efendimiz (s.a.v.)’e zarar gelmesin diye göğsünü oklara siper eden Ümmü Umare’ydik, hepimiz cepheye koşan Nene Hatunlar gibiydik. Kurtuluş Savaşı’nda vatan için cepheye mermi taşıyan, çocuğunun üstündeki battaniyeyi alıp vatan sağ olsun diye cephanenin üzerine seren Şerife Bacı gibiydik. O gece Allah’a teslimiyetimizle koştuk meydanlara. “Allah-u Ekber!” diyerek koştuk tankların üstüne. Zafer Allah’a inananlarındır. Tankların arasından güneşi gösterene, bir deniz feneri gibi salâları bize dinletene şükürler olsun. Şimdi duamız “Allah’ım bizi zafer sarhoşu eyleme. Hamd ve istiğfar edenlerden olmayı nasip et!”
FETÖ bir cemaat gibi gösterdi yıllarca kendisini. Bir adam kürsüye çıkıp gözyaşları içinde Allah dedi. Ellerini açıp dua etti. Alnını secdeden kaldırmıyor gibi gösterdi. Kalplerde gizleneni yalnız Allah bilir, gerçek niyetlerini göremedik. Ehl-i sünnette olmamasına rağmen takiyye yaparak bukalemun gibi girdiği ortamın rengine bürünerek bizleri kendisine kör ve sağır bıraktı. Her yalancının yalanlarının ortaya çıktığı gibi bu hainlerinde açık verdikleri zamanlar oluyordu elbette. Söylediğimizde ise karşılaştığımız cevap aynı oluyordu. “Vardır bir bildiği” diyorlardı.
Kur’an ve sünnete aykırı olan, uymayan ve eksik olan bir kaide, düşünce nasıl olur da doğru olabilirdi ki. O kadar iyi gizlendiler ki göremedik, tanıyamadık. 15 Temmuz hayırlara vesile oldu bir taraftan. Hainlerin şapkaları düştü, keli göründü ve açığa çıktılar. Gizlenenler hala olabilir ve hücrelerinde tek gözleri açık bir şekilde uyuyor olabilirler. Onlar uyanmadan vazifelerimiz var elbette. Nur Cemaati’nin adını kullanarak güven kazanıp, bizleri kendilerine bağlayanlar darbe girişimiyle, masum halka ateş açarak İslam’a, cemaatlere, imamlarımıza güveni azaltmaya çalıştı. Biz İbrahim yüreklilerin, İslam’la bağı bu şekilde koparılmaya çalışıldı belki de. Ümmetin güvenilirliğini yıkmayı, yok etmeyi denediler.
En emin insanların merhamet timsali Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yolundan gidenler olduğunu, FETÖ’nün cemaatle, İslam’la, peygamberle ve imanla alakası olmadığını anlatmak gençliğin, destansı geceye şahitlik edenlerin boynunun borcudur.
Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor: “Allah dostu olan bir âlim ilmiyle Allah’ın rızasını kazanmayı murat ederse her şey ondan korkar. O ise Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmaz. Eğer ilmiyle amil olmayıp ilmiyle dünya malının (makam, şan, şöhret) peşine sürüklenirse o her şeyden korkar bir duruma düşer.” Ve yine buyuruyor ki “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez.” Neden cemaat olamadıklarını hadislerle de görüyoruz. Onlar dünyalık peşine düşüp, dinlerini sattılar. Müslümana zulmettiler! Müslümanın görevi Allah’ın da buyurduğu gibi hiçbir fitne kalmayıncaya ve yalnız Allah’ın dini hâkim oluncaya kadar çarpışmaktır. (Bakara/193)
Onlar hizmet yapmadı, onların ki Efendimizin yoluna ihanettir! Hizmet, himmet sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılır. Kendi ülkesinin namlusunu kendi anasına, babasına çevirenin Allah’tan korkusu olmaz. Dînî kavramlarımızı kirletmelerine, onları kullanarak kötülüklerinin üstünü kapatmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz!
Cemaatler toplumun manevi hayatını devam ettirmeye çalışan uzuvlar gibidir. Onları hayatımızdan çıkarırsak geriye hiçbir şey kalmaz. Osmanlı gider, Selçuklu gider, mimari gider, sanat gider, ruh gider. En son elden din gider ki böyle bir şey olmayacak Allah’ın izniyle.
Şimdi Allah’a istiğfar vaktidir. İnsanlar tankların üzerindeyken Allah onları hatırlamıştı, şimdi seccadelerin üzerinde sabaha kadar Allah’ı hatırlama, mazlumlara yardım etmeye çalışarak Allah’a hamd etme günüdür. Kur’an ve sünnet çizgisinden ayrılmayarak zaferimizi devam ettirip alçaklara fırsat vermeme günüdür bugün!
GENÇ'ın Yazısı.