Kumar, Hiç Bu Kadar Kolay Olmamıştı!
Milli piyango, at yarışları, spor loto-toto derken türlü türlü bahis oyunları çıktı piyasaya. Özellikle iddaa ve son olarak da paralı internet oyunları. Son yıllarda fırtına şiddetinde esen bu rüzgârın tek ve ortak adı: kumar. Gittikçe daha fazla çekicileştirilen, daha estetik kılıflara sokulan, zevkli hale getirilen, daha detaylara inen, daha çok takip ve işçilik gerektiren kumar oyunları. Her tarafta ve ne zaman istersen… Evet, kumar hiç bu kadar kolay olmamıştı.
Ali Düz - Murat Sözer
Milli piyango, at yarışları, spor loto-toto derken türlü türlü bahis oyunları çıktı piyasaya. Özellikle iddaa ve son olarak da paralı internet oyunları. Son yıllarda fırtına şiddetinde esen bu rüzgârın tek ve ortak adı: kumar. Gittikçe daha fazla çekicileştirilen, daha estetik kılıflara sokulan, zevkli hale getirilen, daha detaylara inen, daha çok takip ve işçilik gerektiren kumar oyunları. Takip ve işçilikten söz etmişken, bu kelimelerin kumara meşruiyet kazandırmak için öne sürülen kelimeler olduğunu da belirtelim. Ve bir parantez açalım: Mesela, iddaa oynayan ve bütün Avrupa liglerini takip eden, futbolcuların tek tek performansından takımın genel durumuna kadar tüm unsurları hesaba katan, yani bu işe ciddi bir mesai ayıran ve sonra attığı zar tutunca “abi ben o kadar uğraştım çalıştım takip ettim, analiz yaptım da kazandım, bu para haram olamaz” diyen kişiler oluyor. Özelikle üniversite öğrencilerinin rağbet ettiği bir akıl yürütme biçimi bu. İddaa ve ekip halinde oynanan internet oyunları falan söz konusu olunca…
HELALLE-HARAMLA KUMAR OYNAMA!
Bizim anlayışımıza göre, şans unsurunun devrede olduğu, kişinin ne kadar kazanıp ne kadar kaybedeceğinin belirsiz olabildiği, bir kişinin kazanırken diğer kişinin kaybettiği, yani birinin kederiyle diğerinin mutlu(!) olduğu, kişinin emeğinden çok daha fazlasını kazandığı, ortada herhangi bir imar ve inşa yokken yani topluma dokunan bir ürün olmadan bir sürü paranın döndüğü ve kazanıldığı tüm oyunlar vesaireleriyle beraber kumara girer. Ve bu oyunları kumar tanımının dışına çıkarmak için öne sürülen deliller, çoğunlukla bireysel ve psikolojik delillerdir. Nesnel kapsayıcılığı yoktur. Yani, eğer bu oyunu oynamazsam kendimi kötü hissediyorum, daha kötü şeylere meylediyorum gibi şahsi nedenlerdir.
Bünyedeki psikolojik ve manevi boşluğun, ani bir maddi gelir ivmesiyle kapatılması anlamına gelir. Ani ve yüksek kazancın doğurduğu psikolojik mutluluk şiddetiyle bünyedeki başka açıkları kapatma arzusu. Farkında olarak ya da olmadan. Fakat anlık hissedilen bu mutluluk hiçbir zaman uzun vadeli olmaz. Birçok haber ve istatistik kaybedenler bir tarafa, kazananların da aslında kaybettiğini ortaya koyuyor. Büyük paralar kazanıp da sonra hayatı tepetaklak olanların hikayelerini tüm dünya biliyor. Üretime, inşaya dayanmayan ve topluma temas etmeyen emeğin getirdiği kazanç da huzur vermiyor tabii ki. Öyle ya da böyle bir kolaycılığın ürünü oluyor kumar.
Zaten, Kur’an’da kumar kelimesi “meysir” olarak geçiyor, meysir de “yüsr” kökünden geliyor ve “kolay” anlamını taşıyor. Şu da çok önemli: Kur’an’da kumar kelimesi içkiyle beraber anılıyor ve bunların aklı örten şeytan işi birer pislik olduğu söyleniyor. Kumar oynayanların yaşadığı psikolojik gel-gitler ve kişisel psikolojik bahaneler demek ki şeytanın olaya dahil olduğu ve aklın sağlıklı kullanılmadığı durumda ortaya çıkıyor. Zaten sağlıklı bir zihin ve kalp, başkasının kederi ve kahrı karşılığında elde ettiği kazançla nasıl sevinebilir ki? Ve nasıl bu yola temayül eder. Hangi zihnin ve kalbin bu yola meylettiğine değineceğiz birazdan; ama önce sosyal anlamda mekanların ürettiği trendi ve çarpıklığı görelim.
Facebook, twitter, friendfriend ve benzeri sanal paylaşım platformları, buralarda türeyen çarpık karakterler nedeniyle sürekli eleştirilir. Bazen, haklı olarak suçun platformda değil orayı kendi niyetine göre şekillendiren insanda olduğu söylenir. Doğrudur. Fakat bu işlerde her zaman platformun, mekanın, zeminin belli bir kışkırtıcılığı, dayanılmazlığı, sürükleyiciliği oluyor. Bu yüzden kumar hadisesinde mekanların çok önemi var. Hani bazen bir yerde dedikodu yapılıyorsa ve siz de oradaysanız, mekanı terk etmek tek çözümdür ya, kumar olayında da bu oyunun oynandığı reel veya sanal mekana özellikle az da olsa eğilimi olanların hiç girmemesi gerekiyor. “Şu siteye girersem, şu mekana gidersem, şunu takip edersem kendimi tutamıyorum” diyen kişilerin itiraflarıyla dolu internet. Bunların bir kısmı kendilerine aynada bakıp “Ben de mi?” diye şaşıran insanlar. Bu insanlar sadece sosyo-kültürel düzeyi düşük kesimin insanları değil. Tehlikeyi fark edemeyecek düzeyde zekadan yoksun insanlar değiller bunlar; hatta bu oyunları en iyi derecede oynayan insanların çok zeki olabildiklerini söylemek mümkün. Zihinleri, zekaları işliyor; ama sağlıklı işlemiyor. Yani kumar aptalların değil; ama kalbi ve zihni sağlıksız çalışanların işi…
Kumar oynayanların yaşadığı psikolojik gel-gitler ve bahaneler şeytanın olaya dahil olduğu ve aklın sağlıklı kullanılmadığı durumda ortaya çıkıyor.
KAZANAN HEP ŞİRKETLER!
Mekan dedik, Facebook’taki kumar çılgınlığına bakalım: “Sosyal içerik özelliklerinin yanı sıra kumar oyunlarıyla dünyanın en büyük oyun platformu olan Facebook`ta üye sayısı 200 milyona dayandı. Günde sadece 11 milyon üyenin Teksas Hold`em oynadığı bildirildi. Facebook tabanındaki oyunların yaratıcısı olan Playfish ve Zynga adlı şirketler ise mevcut durumdan oldukça memnun. Yetkililer, sosyal oyun platformlarının gelecek 5 yıl içinde büyük ivme kazanacağını ve bir süre sonra video oyunları endüstrisinin bundan rahatsız olabileceğini kaydetti.”Şirketler, parayı götürenler durumdan memnun ve tek kaygıları diğer endüstrilerle aralarındaki ilişkiler. Memnunlar kadrosu, şunu da ekliyor: “Bu tip oyunlarda kavga ve aksiyon hakim değil. Burada oyunla oynayıcı arasında duygusal bir bağ oluşuyor. Bu oyunlara üye olan sayısı gün geçtikçe artacaktır”. Sorun da bu duygusal bağda zaten. Birileri kazanıp(!) birileri kaybederken her zaman kazanan şirketler oluyor.
Oyunları çeşitlendirip süsleyerek insanların zevklerini kışkırtan, insanları hazcı bağımlılıklara sürükleyen ve elde ettikleri gelirlerle de çeşitli evrensel kuruluşlara yardımda bulunarak göz boyamaya çalışan şirketler. Arttıkça artan sağlıksız kalabalığı ağızlarının suyu akarak izliyorlar. Neredeyse herkes yeri gelince kapitalist üretim araçlarını eleştirmekte sınır tanımaz. Fakat yüz milyonlarca insan zevkleri için para akıtmaktan da çekinmiyor.
Kumar özelliği taşıyan internet oyunları her zaman olduğu gibi özellikle gençlere saldırıyor. Üniversite gençliği gittikçe daha fazla meylediyor bunlara.
Örnekler çoksa da, olayın boyutlarını fark edebilmek için sadece facebook örneği yeterli aslında. Kumar özelliği taşıyan internet oyunları her zaman olduğu gibi özellikle gençlere saldırıyor. Üniversite gençliği gittikçe daha fazla meylediyor bunlara. Birçok kişi para kazanmanın ve kaybetmenin dışında oynama anındaki o hazza müptela oluyor. Ama sonuç olarak işledikleri bir haramdır. Bunu da biliyorlar aslında.
Öte yandan devletin de kumar oyunlarına destek verdiğini biliyoruz. Hem sıcak para dönüşü, hem de kesilen vergilerle ilgili olarak, bu işten devletin kazancı büyük. Bu sebeple bu bozulmaya göz yumuyorlar.
Liberalizmin getirdiği özgürlük arzusu, toplumun tamamında bazı düşünce ve itikat çarpıklıklarını da beraberinde getiriyor. Bize göre haram olan sadece kumar değildir. Kumardan alınan zevk de haramdır. Yani internet ortamında sahte kuponlarla oynanan poker de bir yerde haramla çok ilişkili bir şey oluyor. Ki boşa geçirilen vaktin de haram olduğunu düşünmek lazım.
Kumar oynayan kesimi belirlemek oldukça kolay. Ya okumayan ve bir ideolojisi olmayan bir kesimden bahsedeceğiz, ya lise öğrencilerinden bahsedeceğiz. Ki birçok cemaatçi lise öğrencisini de iddia kuyruğunda görmedik değil. Tüm bunların dışında bir de üniversite öğrencilerinden bahsetmek lazım. Herhangi bir ideolojisi olmayan ve üniversitede okuyan bir kesim var. Apolitiktir ve okumaz, okursa da popüler ve siyasetsiz kitaplar okur. Beraberce hazlarını coşturdukları ortamları dışında bir sanatla uğraşıları filan da yoktur. Belli bir fikir birikimleri olmaz. İşte böyle bir hayata sahip üniversite öğrencileri de kumar ve iddia oyunları oynarlar.
Kumar bağımlılığına profesyonel bir destek gerekiyor!
Psikolojik Danışman Mehmet Dinç
Kumar oynama ya da kumarbaz dendiğinde genelde sigara dumanıyla kaplı bir odada, yeşil örtülü masaların başında kirli kağıtlarla oyun oynayan insanlar veya Holywood filmlerinin Las Vegas sahneleri insanların aklına geliyor. Ancak bugün için kumar oynama şekli ve kumarbaz tipleri oldukça değişti. Bugün toplum içerisinde yaygınlığı %3- 8 arasında değişen ve oldukça geniş bir kesimin içinde yer aldığı kumar bağımlılığı zihnimizdeki görüntülerden çok daha farklı bir kitleyi içerisine alıyor.
Özellikle lise ve üniversite dönemindeki gençler arasında her geçen gün yaygınlaşan söz konusu problem kimi zaman can sıkıntısı sebebiyle internet üzerinden oynanan masum bir oyunla kimi zaman da heyecan olsun diye arkadaşlar arasında oynanan bir iddia ile başlıyor. Kazanmanın verdiği keyif ya da kaybedilenin telafisi amacıyla devam eden bu problem ciddi anlamda kronikleşme eğilimi göstermekte ve ilerleyici bir nitelik taşımaktadır. Bunun sonucunda ise kişi giderek artan miktarlarda oynama gereksinimi, kaybettiklerini geri kazanmak için yeniden oynama isteği, kumar için gereken parayı çeşitli yasadışı yollardan sağlama gibi özellikler göstermektedir. Her ne kadar bu özellikleri hiç kimse kumar bağımlısı olmadan önce kendine yakıştıramazken kumar bağımlılığı geliştikten sonra farklı davranması çok mümkün gözükmemektedir. Netice olarak da kumar bağımlılığı intihar girişimleri, iş kaybı, evlilik ve aile yaşamına ilişkin olumsuzluklarla sonuçlanmaktadır.
Bütün bağımlılıklarla ilgili söylenebilecek en önemli tavsiye olan hiç başlamamak, hiç şüphesiz kumar bağımlılığı için de geçerlidir. Hiç kimse başlarken sonuçlarının hangi noktaya geleceğini göremez ancak başladıktan sonra hızlı bir şekilde hiç hayal edemediği zararı yaşar. En tehlikelisi ise zararları küçük görüp süreç içerisinde ciddi kayıplar yaşadıktan sonra dönülmez bir yolda olduğu inancına kapılmaktır. Ancak kişi hangi noktada olursa olsun böyle bir problemi yaşaması halinde hemen geri dönmeye çalışmalı ve bu konuda mutlaka profesyonel bir destek almalıdır.
Ali Düz'ın Yazısı.