M. Huzeyfe Erdemir

Nefret, zulüm, ihanet, korku, katliam... Bu kavramların karşısında tek başına duran kavram direnmektir. Soyut yahut somut hayat direnmenin merkezinde şekillenir. Mesela açlığa direndiği müddetçe toktur insan yahut arzularına direndiği minvalde kendini bilir insan. Ve direnmek evrensellik barındırır. Her toplumun veya insanın hayat serüveninde, yanında yahut karşısında bir direniş vardır. Fakat şu günlerde tarihin tekerrürüne nispeten yeni bir direnme türü çıktı ortaya: "Türkler Gibi Direnmek”.

Brezilya geçtiğimiz hafta ülkemizin benzerini 17-25 Aralık sürecinde yaşadığı bir darbeye sahne oldu. Yüksek mahkemenin aldığı kararla Brezilya tarihinin ilk kadın Cumhurbaşkanı görevinden alındı. Yerine Wikileaks belgelerinde ismi ABD`ye bilgi sızdıran adam olarak geçen Cumhurbaşkanı yardımcısı Michel Temer getirildi. Bu zımni darbenin karşısında duran Brezilya halkı ise protesto için sokaklara döküldü. İşte bu kalabalıkların ortaya çıkardığı bir kavram "Türkler Gibi Direnmek". Hani o 15 Temmuz gecesi halkımızın gösterdiği şanlı direnişin dünyadaki yankıları diyebiliriz. Hakikat güneş kadar parlaktır balçıkla sıvanmaz türünden bir yankı bu. Çünkü başta Batı medyası ve ABD kaynakları olmak üzere dünyanın genelinde bu tarihi gece es geçildi karalama kampanyaları yürütüldü küçümsendi. Ülkelerini yalan haberleriyle kandıran BBC, WSJ gibi haber kanalları bu hadiseye diktatörün tiyatrosu” bile dediler. Fakat dedik ya hakikat güneş kadar parlaktır balçık, çamur, mürekkep, pahalı yayıncılıklar, evrensel habercilik gibi safsatalarla sıvanmaz. Brezilya`dan yükselen "Türkler gibi direnmek" sloganları hakkımızın en net göstergesidir.

Brezilyalılara Öneri

Bu söz sloganlarda kalacak cinsten değildir. İçi doldurulmadıkça halkı yönlendiremez darbelere engel olamazsınız. Bizim büyük bir alimimiz vardır. İsmi Abdulhakim Arvasi (k.s.)… O der ki: "İnan da bir odun parçasına inan". Türkiye bu sözü özünde yeşertmiş insanlarıyla direndi ve başardı. Sokağa çıkan istisnasız her fert bir inanmanın gücü yettiğince direnişini gösterdi. Eğer başarmak istiyorsanız inanmanın eşsiz keyfiyetine varmalı ve bu inancı eylemleştirmelisiniz. Tabi tüm bunların yanında bu inancı başlangıç ateşi misali tutuşturacak bir lidere sahip olmalısınız. Bireysel inanmaları kitlesel direnmelere liderlerin ateşleyici soluğu dönüştürür. Aksi halde bağımsız fertlerin sloganik söylemlerin arkasına sığınarak hadiselere yön vermeye ve amaçlarına ulaşmaya çalışmaları boşa kürek çekmekten farksızdır


GENÇ'ın Yazısı.