Pokemon Go’nun sağlık ve güvenlik zararları itibariyle geliştirilmesi ve tesviye edilmesi gereken çok özelliği var daha. Faydaları maksimize ve zararları minimize ettikçe daha başarılı bir uygulama olacaktır. Tabii onu beklemeden biz kullanıcılar da kendi sorumluluğumuzu üstlenmeli ve riskleri görmezden gelmemeliyiz.

Dünyanın geniş coğrafyasında bir nesli etkilemeyi başarmış bir çizgi filmin, yine o neslin duygusal bir bağ kurduğu akıllı telefonları üzerinden yeniden sunulduğu çarpıcı bir örnek tecrübe ediyoruz Pokemon Go ile. Bu gibi tekrar ısıtılan pilavlar çoğu zaman pek tat vermese de Pokemon Go iyi düşünülmüş “etkileşim tasarımı” ile dijital ürünlerin pazarlanmasında tarihe geçecek bir başarı elde etti. Komplo teorilerini kenara bırakırsak toplumun sağlığına etkisi açısından da değerlendirmeye değer bir olay söz konusu.

Dünyada 3 kişiden biri obez veya fazla kilolu. Obezite dünyada yılda 4 milyona yakın ölüme sebep olmakta. Fiziksel aktivitenin arttırılması, obezite ve diğer birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde vazgeçilmez bir yer tutarken toplumda fiziksel aktivitenin her geçen gün azaldığını görüyoruz. Araştırmalara göre çocukların üçte biri fiziksel olarak aktif. Yetişkinlerin sadece %5’i “günde yarım saat fiziksel aktivite” hedefine ulaşabiliyor.

Mobil ve giyilebilir teknolojiler, her gün bir yenilikle öne çıkmalarına, onlar için sağlık beyanlı yüzlerce uygulama geliştirilmesine rağmen “toplumun” sağlığına bilinen olumsuz etkilerinin yanı sıra kayda değer bir katkıları olup olmadığı hâlâ tartışmalıdır. Böyle bir tablo içinde geniş bir yaş grubundan ve farklı kültürlerden binlerce insanı sokaklarda gezerek Pokemon aramaya itmesiyle Pokemon Go’nun yaptığı etki dikkat çekici.

Ne kadar gezerseniz oyunda o kadar hızlı ilerliyor, yeni pokemonlar yakalama şansı elde ediyorsunuz. Hatta gezmediğiniz, oyundaki özel yerlere bizzat gitmediğiniz sürece oyunu oynamanız mümkün olmuyor. Bu özellikleri sebebiyle oyuncular hiç de fark etmeden uzun süre yürümüş ve günlük olarak iyi düzeyde bir egzersiz yapmış oluyor.

Dışarıda vakit geçirmenin diğer sağlık faydaları da cabası: Vücudun D vitamini üretiminin güneş ışığının etkisiyle artması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, stresin azalması… Ayrıca insanların çevrelerindeki mekanları ve az bilinen yerleri keşfetmelerini, belli noktalarda birbirleriyle buluşup “gerçek hayatta” yüz yüze iletişim kurmalarını sağladığını ve kolaylaştırdığını görüyoruz. Bu sosyal ilişkilerin ruh sağlığına da dolaylı faydaları olması muhtemeldir.

Tabii mevzu bahis bu faydalar oyun piyasaya sürüldükten sonraki birkaç aylık tecrübelerin değerlendirilmesiyle ortaya çıkan öngörülerden ibarettir. Faydalarını -ve tabii zararlarını- kesin bir şekilde ortaya koymak için “kanıt”a ihtiyaç vardır.

Ejderhalar

Sağlık açısından birtakım olumsuz etkileri de söz konusu. Bunların başında oyunun açılış ekranındaki uyarıya rağmen insanların kendilerini oyuna kaptırarak geçirdiği kazalar yer alıyor. Oyun sırasında insanı dış dünyadaki tehlikelerden koruyan en önemli sensör olan gözler ekrana sabitlenmiştir ve zihnin belli bir noktaya odaklanması sonucunda işittiğini algılaması da bir oranda azalmıştır. Oyuncular nadir çıkan bir Pokemon için tehlikeli yerlerde ve trafikte risk almakta ve bu riskler irili ufaklı kazalarla sonuçlanmaktadır.

Özellikle kavşaklarda, yaya ve taşıt trafiğinin belirgin surette ayrılmadığı yerlerden geçerken ve araç sürerken Pokemon yakalamaya çalışmanın ölümle sonuçlanma ihtimali küçümsenmemelidir.

Yukarıda sosyalleşmeye olabilecek katkısına değindik lakin bununla beraber bu gibi cazibeli oyunların aile ve arkadaşlarla olan ilişkileri olumsuz etkilemesi, oyun içi satın almaların ciddi maddi zararlara sebep olması ve iş/okulda sorunlar ve uyku problemleri de bilinen bir gerçektir. Oyunun bağlayıcı etkisi hem olumlu hem olumsuz etkiler için zemin hazırlamaktadır. Ve bağımlılık düzeyine gelmesi diğer bağımlılıklara benzer tehlikeler içermektedir.

Oyuncuların normalde gitmeyeceği muhitlere hem de yalnız olarak gitmelerinin kişisel güvenlikleri açısından risk oluşturduğu da görülmüştür. Oyunda Pokemonları belli bir yere çekmeye yarayan “lure” özelliği kötü niyetli kişiler tarafından kullanılarak Pokemonların peşinden gelen oyuncuların telefon ve paralarının gasp edildiği vakalar olmuştur. Ayrıca güvenlik güçleri açısından da Pokemon yakalama amaçlı gezintilerin yanlış anlaşıldığı ve şüphe uyandırdığı örnekler de medyaya yansımıştır.

Oyunun henüz genel kullanıma açılmaması dolayısıyla Türkiye gibi birçok ülkede uygulama dosyası doğrulanmamış kaynaklardan indirilerek kurulduğundan içerisine kötü niyetli yazılımlar yerleştirilmiş dosyalar da dijital güvenlik açısından risk oluşturmaktadır. Özellikle oyunun konum ve kamera gibi izinleri kullanıyor olması bu riski daha önemli hale getirmektedir.

Anlaşılan Pokemon Go’nun sağlık ve güvenlik zararları itibariyle geliştirilmesi ve tesviye edilmesi gereken çok özelliği var daha. Faydaları maksimize ve zararları minimize ettikçe daha başarılı bir uygulama olacaktır. Tabi onu beklemeden biz kullanıcılar da kendi sorumluluğumuzu üstlenmeli ve riskleri görmezden gelmemeliyiz.

Tatlı İlaçlar

Aslında görsel açıdan ileri, hikaye açısından çok da güçlü olmamasına ve henüz stabil olmayan sürümünün yayılmasına rağmen böyle bir başarı sağladığı için bu oyunu diğerlerinden farklı kılan özellikleri masaya yatırmak gerek.

- Mevcut bir hayran kitlesine hitap etmesi

- Konum bazlı oynanış

- İnsanlar arası ilişkiler oluşturma

- (Biraz) Artırılmış gerçeklik

Pokemon Go ilk amacı sağlık olan bir oyun değil. Sağlıkla ilgili çıktıları oluşturan özellikler (konum bazlılık ve insanlar arası ilişkiler) aslında oyunun etkileşim unsurlarıdır. Ve bu unsurların amacı insanları oyuna bağlamaktır. Başarılı bir oyun olmasının ardında da bu yatmaktadır.

Bununla beraber öncelikle sağlığı düşünerek tasarlanan mobil uygulamalar ise kullanıcılara belki didaktik geldiğinden, belki de etkileşim unsurları bu kadar maharetli yerleştirilmediğinden istenilen etkiyi oluşturmaya yetmemektedir.

Birincil amacı olmasa dahi toplumda bir sağlık faydası oluşturmayı başaran bir uygulama pek tabii itici sağlık uygulamalarından yeğdir. İkisinin bir arada olması ne kadar mümkündür tartışılır ama insanları oturdukları yerden kaldıracak, gerçek hayatla ve fiziksel aktivite ile buluşturacak bu gibi oyunlar ümit vericidir. Küresel sağlık sorunlarıyla başa çıkmak için de yepyeni imkanlar sunmaktadır.

O halde insanların bir ön kabulünü de tekrar düşünmenin zamanıdır: Keyifli olan her şey sağlıksız, sağlıklı olan şeyler de can sıkıcı olmak zorunda mı?

Tüm ilaçlar acı mı olmalı?

Sence?


Hüseyin Küçükali'ın Yazısı.