Müslüman Sıradanlaştırmayan İnsandır
M. Huzeyfe Erdemir
Bir insanın ölümü tüm insanlığın ölümü gibidir düsturuyla yetişmişler olarak ölümü duyduğumuz her an yüreğimiz titrer. Kimine seviniriz öldü diye. Sevinişimiz ölenin ölümü isteme nispetindedir. Kimine derinden üzülürüz. Hayatının baharında deriz, daha yeni evlenmişti deriz üzüntümüzün saiklerini uzatır gideriz. Cümlelerin kuruluşundan anlaşıldığı üzere ölüm bireysellik barındırır. Bir kişinin ölmesiyle o kişinin bağlamındaki hadiseleri düşünür ve üzülürüz. Lakin “sıradanlaşma” dediğimiz hadise her şeyi yiyip bitirdiği gibi ölümü de yer bitirir. Evet ölüm düştüğü yeri yakar diyenleri duyar gibiyim. Lakin bir kişinin ölümünü tüm insanlığın ölümüne nispetli düşündüğünde insan ölümün sadece düştüğü yeri değil heryeri yaktığını idrak eder. Haliyle ölümü sıradanlaştıramaz çünkü ölmek kemiyet değil keyfiyet ürünüdür. Öyle bir keyfiyet ki bir alimin ölümü ders verir tüm insanlığa yahut bir zalimin yahut da bir zenginin. Fakat İnsan ölümlerin artmasıyla orantılı olarak ölümü de sıradanlaştırıyor. Mesela şehit sayısının bir-iki olduğu haberini aldığında umursamıyor. Onun İçin şöyle yirmi-otuz şehit olacak ki üzülmeye başlayabilsin. Fakat hayat sıradanlaştırma kabul etmez hadiselerle doludur. Çünkü sıradanlaştırmak, değersizleştirmenin önemsememenin kapısını aralar.
Hayat diri tutmak için vardır bir nebze. Ruh diri tutulmalı, hatıra diri tutulmalı, öz diri tutulmalı. Kısaca yara sürekli kanatılmalı ki acısı tekraren hissedilsin ve ilk günkü canlılığını yitirmesin. Zaten Kur`an`ın ilk emrinin "İkra" olmasındaki sır, diri olmanın sürekliliğini yaşatmaktır. İnsan okudukça diridir hayatını sıradanlaştırmadıkça yenidir. Canlılığını yitiren bir anlayışı tarih çöplüğüne gönderen saik birazda sıradanlaştırılmak ve önemini yitirmek hastalığıdır.
Günümüz ise tam da bu hasletin üstüne kurulmuş ne yazık ki. Modern yaşam bize hep gündelik dirilme ve gündelik sıradanlaştırmaları sunmuş. Popüler kültür dediğimiz hadise yahutta popülerleşmiş herhangi bir mesele güncelliğini kısa süreli korumakta bir lahza sonrasında ise sıradanlaşmaktadır. Çünkü ne insanın özüne yakışmakta ne de insanda yarayı kanatma bilincini uyandırmaktadır. Karşılıklı bir güncellik tiyatrosu oynanıp gitmektedir. Fakat insanlık güncelliği değil günce eskimeyeni, her anını hatırında yaşatmayı ister ve hedefler. Gerisinden ne kendi tatmin olur ne de sıradanlaştırdığı mesele. Zaten bunun önüne geçmek değil midir Müslümanın günde beş vakit namazı kılması. Emir ve itaat! Faydası ise emri vereni her an hatırda tutmak. Bu sebeple Müslüman sıradanlaştırmayan insandır. Her mesele de şiar edinmek gerek bu düsturu.
GENÇ'ın Yazısı.