İçeride ve dışarıda Türkiye yoğun bir gündem mesaisine sahip. Şimdi de bu yoğun gündeme ”DAİŞ’ten temizlenecek” iddiasıyla Musul eklenmiş oldu. Bunu iddia haline getiren ise bahsi geçen operasyonda yer alacak devletlerin bugüne kadarki operasyonlarıyla hiçbir şekilde güvenlik ve düzen sağlamaması; aksine başka sorunların ortaya çıkmasına ortam hazırlamaları... Türkiye ise gerek operasyonda gerekse de masada olarak belki de bölgenin ve dolayısıyla kendisinin güvenliğini, akıbetini düşünmek zorunda. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerinden de anlamak mümkün, ”Ülkemizin ısrarla operasyonun dışında tutulmaya çalışılması, orada da DAİŞ bahanesiyle kurulmaya çalışılan mezhep çatışması kapanını bozacağını bildiği içindir. Biz oraya onun için sokulmak istenmiyoruz. Biz bir Sünni-Şii çatışmasına evet diyemeyiz.” Yine Erdoğan’ın şu sözlerinden, neden sınır ötesi operasyonlarda yer aldığımızı; bunun kendi güvenliğimiz için olduğunu, terör gruplarını kullanmada neden batıya karşı olduğumuzu anlamak mümkün, ”Terör bumerang gibidir. Eninde sonunda gelir kendini kullananı da vurur. Uluslararası alanda terörizme karşı kararlı ve ilkeli bir iş birliği yapılmadan bu sorunun çözümü mümkün değildir.”