Evcilik Oyunu
“Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir.” (Ankebut, 64) Ayetin devamında asıl yurdun ahiret yurdu olduğu söylenir ki işte asıl referans noktamız orası. Dünyanın oyunlarına dalmadan, er ya da geç gideceğimiz tek yerin orası olduğunu unutmazsak, hatalara düşüp sonunda pişman olma payımız da epey azalır.
Çok satan bir çocuk eğitimi kitabında “hayat oyun ve eğlenceden ibarettir” ayeti referans alınarak, çocukla oynamanın ne kadar önemli olduğu anlatılıyor. Uzmanlara göre çocuk oyunla öğreniyor ve bu hakikaten onun gelişimi için ciddi bir ihtiyaç. Fakat ayeti mealinden alıp, önüne arkasına, tefsirine, nüzul sebebine hiç bakmazsanız ortaya böyle aslından uzak bir yorum çıkıyor.
“Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir.” (Ankebut, 64) Ayetin devamında asıl yurdun ahiret yurdu olduğu söylenir ki işte asıl referans noktamız orası. Dünyanın oyunlarına dalmadan, er ya da geç gideceğimiz tek yerin orası olduğunu unutmazsak, hatalara düşüp sonunda pişman olma payımız da epey azalır.
Gösteri ve imajın çokça geçerli olduğu bu zaman, hayatın bu eğlence ve oyun tarafına daha kolay düşmemize sebep oluyor. Sosyal medyada alıp başını giden sunum çılgınlığı kadar bir de temizlik çılgınlığı var. Derinden ve sağlam ilerleyen bir başka gösteri alanı.
Temiz olmak şikayet unsuru olacak bir konu değil. Eşyanın da insana tesiri vardır, düzensiz ev düzensiz kalbin göstergesidir. Toz, eşyanın zikrine mani olur. Eşya bize hizmet ettiği için bizim de Mevlevi zarafetinde olduğu gibi onlara iyi davranmamız, pat diye kapı kapatmamamız vs. icap eder. Bir hayvan bile yaşadığı yeri temiz tutuyorsa, eşrefi mahlukat insan da elbet kendi tıynetini yaşadığı çevrede gösterecektir. Öyle ya öğrenciyim diye, dönemden döneme çarşaf değiştirmek olmaz. Çarşaf ne abla, kanepenin üzerine kıvrılıveriyoruz diyenleri duymayalım şimdilik. Yahut anca boş tencereler bittiğinde bulaşık yıkanıyorsa, tabakları temizlemek için kas gücü gerekiyorsa vay halinize.
Sorun temizliğin eşyanın ve mekanın kullanılması için bir ihtiyaç olmayıp başlı başına amaç haline getirilmesi. Evde misafir ağırlamaktan hoşlanmayan, çocuğu bir yerleri bozar diye odaları kilitleyen, eşyayı hizmet eden değil hizmet gören bir seviyeye çıkaran ve bunu yaparken binbir çeşit kimyasalla hem evini, hem kendini hem de çevreyi kirleten bir anlayıştan dertliyiz.
Mesele her gün temizliğe iki saatini ayırmak değil (gerçi o iki saati başka nereye harcasak ne olurduk diye de düşünmek lazım; günde iki saat fıkıh çalışsak, yabancı dil için uğraşsak mesela?). Mesele temizliği hayatın merkezine almak ve bunu gönüllü olarak ‘gözetlenebilir’ bir meta haline sokmak.
Zamanını “hijyen” üst başlığı ile organize edince, bugün nereyi silsem, yarın nereyi ciflesem, camlarımı aman tozlu görmesinler, şu marketten şu deterjanı alıyım, şu markette mikro fiber bezler indirime girecekmiş kaçırmayayım diye diye tükenen günleri düşünün.
“İnsan olarak, Allah’ın halifesi olarak hayatımızın merkezine neyi koyduğumuzun farkında olmalıyız” dedik hep. İlk bilgisayar oyunlarından biri “mayın tarlası” idi. O zamanlar bu oyunu sıkça oynardım. Bir gün secdede gözlerimin önünde oyun tüm detaylarıyla beliriverdi. O günden sonra bunu bir kıstas bildim. Zihnimi olması gerekenden fazla meşgul eden hele ki bunu namazları ifsad için şeytana malzeme olacak kadar dozajı kaçan ne varsa onun için alarm zilleri çalmaya başlar. Hani dervişin biri namaza sırtına odun yükleyerek gelir ya. Sebebini soranlara da “Herkesin sırtında bir şey vardı ben de odun yüklendim geldim” der. Dervişin herkesin sırtında gördüğü, zihinlerini, kalplerini meşgul eden şeyler aslında kişilerin “dünya”larıdır.
Hanımlar için sunum, temizlik vs gibi peşinden sürüklenebilecek ne çok “dünya” var. Elbet bu hepimizin sorunu. Annelerin, babaların belki de en çok beylerin sorumluluğu. Hanımını evi tertemiz yaptığı, lezzetli yemekler pişirdiği, çocukları uslu tuttuğu sürece var sayan erkekler olma tuzağına düşmemek, hanımına, kız çocuğuna iyi, donanımlı bir kul olma çabasında gerekli ortamı hazırlamak en çok onların görevi.
Rabia Gülcan Kardaş'ın Yazısı.