Sadık Bir Âşık Olmak İstersen…
Leylâ’sı uğrunda ve onun aşkı ile çöllere düşen Mecnûn, salyaları akan, tüyleri dökülmüş bir köpeği seviyor, okşuyor ve gözlerinden öpüyordu. Bu hâli gören birisi dayanamadı; Mecnûn’a bağırdı:
“A akılsız adam! Bu ne sersemliktir! Bu hayvanı, ne sarılmış öpüyorsun?
Mecnûn cevap verdi:
“Sen ne anlarsın?! Bu köpeğin ne meziyeti var biliyor musun?! Bu kadar köyün içinde gitmiş de Leylâ’nın köyünü yurt edinmiş ve o köye bekçi olmuş!.. Bunun bir kılını arslanlara değişmem. Gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki, onun faziletini göresin!.. Leylâ’nın köyünü yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile benim için azîzdir…”
Mesnevî’de diğer bir Leylâ hikâyesi:
Devrin hükümdarı Leylâ’yı görür, hayret eder:
“Mecnûn’un perişan olmasına sebep olan Leylâ sen misin? Senin diğer hemcinslerinden bir farkın yok!..” der.
Leylâ cevap verir:
“Sen Mecnûn olmadığın için sus!..”
Şeyh Sadî Şîrâzî de;
“Leylâ’nın güzelliğine Mecnûn’un gönül penceresinden bakmalıdır. Leylâ’yı görebilmek, onun gerçek hüviyetini müşahede edebilmek, senin de Mecnûn gibi sadık bir âşık olabilmene bağlıdır. Aksi halde görülen, sûretten başka bir şey değildir. O aşka nail olmayan için Leylâ, sırf bir cisimden ibarettir” der.
Mesnevî’de geçen Leylâ hikâyeleri birer mecazdan ibarettir. Leylâ, İlahî aşk sembolü, İlahî muhabbet ufkudur.
Alican Tatlı'ın Yazısı.