Arşın Gölgesi Ahlak ve Maneviyattan Geçer
Halis Aygün
Kulun temel vazifesi, Allah’ın rızasını kazanmak ve yeryüzünü O’nun istediği şekilde imar ve ıslah etmek için var gücüyle çalışmaktır. Rabbimizin rızasını kazanabilmek ve toplumsal düzeydeki ilişkilerimizi düzene koyabilmek her zaman ahlak ve maneviyattan geçer. Bu yazımız bir dertlenmenin neticesinde oluşmuştur. Biz gençlerin bunu dertlenmesinin asıl gayesi; Müminin sürekli hatırda tutması ve uygulaması gereken bazı ahlaki ve manevi vazifelerini sade ve sistematik bir şekilde hatırlatabilmektir. Biz Müslümanların, çocukluğundan tutun ahirete intikal edene kadar ahlakıyla kendi dönemine ve sonrasında kıyamete kadar yetişecek nesillere örnek bir önderimiz var elhamdülillah.
Dinimiz İslam kadar güzel, ahlaka önem veren başka hiçbir din ve sistem yoktur. Bu anlamda Efendimiz (s.a.v.) “Din güzel ahlaktır” buyurmuşlardır. Dinimiz, hiç şüphesiz ibadetlerin yanı sıra insanlar arası ilişkilere de çok büyük önem vermiştir. Güzel ahlakı tam olarak yaşama gayretinde olmayanların, dini vecibelerini huşulu bir şekilde yaşamaları da mümkün değildir. Cennette ehil hale gelebilmek için Efendimizin (s.a.v.) ahlakıyla ahlaklanmak zorundayız. Bizler de ibadetlerimizde derinleşmek ve o huşuyu yakalamak için bu ahlak ile ahlaklanmamız gerekir. Efendimiz (s.a.v.) bu konuyla alakalı şöyle buyurmuştur: “Kişi güzel ahlakı sayesinde gece ibadet eden ve kavurucu sıcaklıkta susuzluk çeken oruçlunun derecesine ulaşır.” Bunu yanlış anlamamak gerek. İbadet, insanın Allah’a olan kulluğunu göstermesi açısından çok önemlidir. Bununla beraber insanların içinde yaşayan bir müminin insanlar arası ilişkilerde dikkat etmesi gereken davranışlara muhakkak riayet etmesi gerekir. Unutmayın kardeşlerimiz, bizler şerefli kullarız. Her zaman, her ortamda bu dinin bayrak taşıyıcılarıyız, kendimizi böyle görmek zorundayız. Bu şekilde ibadetlerimize devam ettiğimiz sürece ibadetlerimizde cihadımızda en kamil düzeye ulaşacaktır biiznillah.
Niçin güzel ahlaklı olmalıyız ? Bunu biraz daha tefekkür edelim… Çünkü güzel ahlak, güneşin kırağıyı erittiği gibi günahları yok eder bitirir. Efendimiz (s.a.v.) kötü ahlakın da sirkenin balı bozduğu gibi güzel amelleri bozacağını belirtmiştir. Çünkü güzel ahlak, aynı zamanda Allah’a karşı yapılan bir ibadettir. Zira Efendimiz (s.a.v.) yorulmadan yapılan en kolay ibadetin, boş laf konuşmamak ve güzel ahlak olduğunu ifade etmiştir. Ahzab suresi 21. Ayette “Allah’ın Resulü’nde sizin için güzel bir örnek vardır” buyurularak müminlerin, hayatlarının bütün safhalarında onu örnek almaları tavsiye ve emredilir. Onun ahlakı, Allah’ın övdüğü ve Kur’an’ın öğrettiği temiz ahlaktır. Sahabelerin peygamberimizin ahlakı hakkında bilgi almak istemeleri üzerine Hz. Aişe (r.a.)şu tefekkürlük cevabı vermiştir. “Siz Kur’anı okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’andır.”
Aklı başında bir genç, gençlik yılları boyunca iffet, doğruluk, haya, edep timsali olan Efendimizi (s.a.v) örnek alabilir. Mesela bir öğrenci, Kur’an ayetlerini vahiy yoluyla indiren Hz. Cebrail karşısında Kur’an’ı öğrenen Efendimizi (s.a.v.) örnek alabilir. Bir tüccar, hanımı Hz. Hatice’nin ticaretini işleten, ticarette doğruluktan ve dürüstlükten ayrılmayan, Suriye’ye, Busra’ya giden kafilenin en yücesi olan Efendimizi (s.a.v.) örnek alabilir. Şimdi sen ey genç! Arşa talip olan, prangalarını bir kenara bırakan, ahlakıyla kendini İslam’ın bayrak taşıyıcısı olarak gören, firdevslerle müjdelenmek için her şey elimizdedir. Bugünden sonra bir bayrak taşıyıcı gibi evimizde, sokağımızda, okulumuzda, iş yerimizde her ortamda O’nun (s.a.v.) ahlakını yayalım. O halde Efendimizin (s.a.v.) yaptığı şu duayla bitirelim; “Ya Rabbi! Senden, sıhhat, afiyet, emanete hıyanet etmemek, güzel ahlak ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, bana bunları ver!” Amin...
GENÇ'ın Yazısı.