"OKUR" Çıkmış, Okuruz!
OKUR Dergisi’nin çıkış haberini GENÇ’in sosyal medya hesaplarından aldım, müthiş görünüyor, emin olun okuyacağım, okutacağım! Nasıl ulaşabilirim dergiye? (Selim Sunacan)
Aylık kitap dergisi OKUR’un yayın hayatına başlaması büyük bir heyecana vesile oldu, okurlar tarafından ilgiyle karşılandı. Çok emek verildi, özenle hazırlandı. OKUR ve GENÇ iki kardeş, iki dost. Hayırlı olmasını diliyoruz. Editörü Yusuf Temizcan diyor ki: “OKUR, kitapların yalnız kalmasını istemediği için çıktı. Türkiye’de ve dünyada, bütün teknolojik gelişmelere ve her şeyin küçük ekranlara sığmasına inat, matbu olana ve bilhassa kitaba rağbet her geçen artıyor. Daha fazla yayınevi kuruluyor, daha fazla kitap basılıyor ve çok daha fazla okuyucu buluyor kitaplar. Fakat OKUR’ların yayınlanan kitapları takip etmesi ve nitelikli bilgiye ulaşması hususunda bir boşluk var. Biz bu boşluğu doldurmaya talip olduk.”
Tanıtım sayısına özel bir güzellik olarak, ücretsiz gönderiliyor. Sadece kargo size ait. Şu adrese iletişim bilgilerinizi göndermeniz yeterli: okur@okurdergisi.com
Her Gence Tavsiye Ediyorum!
Ramazan Arıtürk
Genç Dergisi’nin 11. yılını kutluyorum. Genç Dergisi’nin başarısını kutlamanın da yeterli olmadığını düşünüyorum. Genç Dergisi ve hareketini, bu toprağın istikbali olan, ikbali olan, müeddep olan, münevver olan, GENÇ derginin yoldaşları olan kardeşlerimi canı gönülden tebrik ediyorum.
Her daim yakinen takip ettiğim, müstefit olduğum, her gence hareketle tavsiye ettiğim, her gencin mutlaka takip etmesi gerektiğine inandığım bu güzel dergimize nice on yıllar diliyorum. Genç kardeşlerimize de, Genç Dergisi’ne de duam ve temennim yolunuz da bahtınız da açık olsun. Her daim misyonu olan, vizyonu olan, kim var dendiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diyerek ayağa kalkan yiğit kardeşlerime selam olsun.
GENÇ’in Patinaj Yaptığını Görmedim
Turgay Bakırtaş
Allah böyle takdir etmiş; dünyanın en tantanalı ülkelerinden birinde yaşıyoruz. Kişisel kavgalar, kurumsal kavgalar, siyasi çekişmeler, vatanı bölmek isteyenler, nifak sokucular, din tüccarları, din düşmanları, teröristler, çeteler, iftiracılar, kraldan çok kralcılar, şehir eşkıyaları, futbol magandaları, uluslararası şirketler ve daha neler neler. Her gün bir belayla uyanıyoruz, hep bir yük var sırtımızda, ayağımızda hep bir pranga.
Ve Allah bir şey daha takdir etmiş; dünyanın en “önüne bakan” memleketlerinden biriyiz. Bunca toz, duman, kir ve gürültü bizi değil geçmişe, bugüne bile saplamıyor. Geçmişte yaşamıyoruz, önümüze bakıyoruz. Tam da bu yüzden dünyanın başka herhangi bir ülkesini sadece birkaç günde çökertecek bunca olaya rağmen dimdik ayaktayız, diriyiz, canlıyız; üstümüzden tanklar geçse bile canlıyız. Uyandığımız her yeni günün sabahında yüklerimizi atıyor, zincirleri kırıyor ve sıfırdan başlıyoruz.
Bizi “mahvetmek” amacıyla şeytanın bile aklına gelmeyecek tuzakları yollarımıza kuranlar, bu tuzaklardan nasıl kurtulduğumuzu, kurtulamadıklarımızdan nasıl yaralanmadan çıktığımızı çok geç anladı. Bizim dünle değil, bugünle değil, yarınla ilgili olduğumuzu, ne olursa olsun “işimize baktığımızı” ancak fark etti. Yok etmesi gereken şeyin ne olduğu daha yeni dank etti kafasına.
Şimdi sosyal medyada, bazı televizyonlarda, kimi gazetelerde, belli üniversitelerde, tuhaf isimli vakıflarda ve janjanlı kitaplarda gördüğün boş beleş tartışmalar, “mala davara faydası olmayan” çekişmeler, polemikler var ya, işte bunlar hep bizi bugüne saplamak için, intikamcı olmamız için, nefisimizi tatlı tatlı okşayıp uykuya dalmamız için girişilmiş ucuz numaralar.
Bu basit taktiklerle kurumsallaştırmak istedikleri tembelliğe kim ne kadar katılacak bilmiyorum ama bu vatanın zor zamanlarında elini taşın altına koyan ve her ne yapıyorsa onu en iyi şekilde yapan evlatları hep oldu. Genç Dergisi, işte bu “güzel” vatan evlatlarının yuvası oldu hep; olmaya da devam ediyor. Yaşanan ya da dayatılan gündem ne olursa olsun, Genç Dergisi’nin daha bir kez bile yolundan saptığını, patinaj yaptığını, anlamsız işlerin peşinde sürüklendiğini görmedim. Artık cismi olmayan ama herkesin tanıdığı o görünmez editör, her gün dergiye uğruyor, selam veriyor, bir bardak çay içiyor ve “biz işimize bakalım arkadaşlar” diyor sanki.
Bazen bir yazarı, genellikle okuru ve daima dostu olduğum Genç Dergi’nin 11. yaşını kutluyor; dünden bugüne ona emek veren, onunla büyüyen, onun şahsında dinine, vatanına, kültürüne hizmet eden ve “işine bakan” herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.