Bugün sana insanların efendisinden bahsedeceğim. Kendisine selam vererek başladım yazıma. Biliyorum ki şu kaleme aldığım satırlara nur yağacak. Şeref bulacak sayfam, kâğıdım, dergim. Tıpkı benden önce O’nu yazıp, okuyanlar gibi… Sen de şeref bulacaksın, merak etme. Gönlün huzur bulacak, için genişleyecek.

“İnsanların efendisiyim ama bununla övünmem.” Bu sözünün büyüklüğünü hiç unutma. Hatırla O’na ait ne biliyorsan, unutma. Hep O’nu anlatsan, hep onu söylesen… Açsan ellerini sadece O’na selam versen… Ve bunu dua niyetine yapsan, dertlerin adına yapsan… Daha büyük bir iş yapmış olmayacaksın, unutma!

Hayatının her anı kayda geçmiş başka kim var? Sadece sözü değil, bakışı, duruşu, susuşu ibret… Yapışı değil yapmayışı bile örnek… Hayatın her alanında en güzel model… Hayata bile hayat katmış, onu anlamlı kılmış Kul, elçi, insan… En güzel insan… İyinin, güzelin tarifi bile kendisiyle… Onun gibisi gelmedi, gelmeyecek, sakın unutma!

Zorla çıkarıldığı beldeye dönüşü muhteşemdi. Oraya nasıl girdiğini unutma! Devesinin üzerinde sanki secde eder vaziyette, Mağluplarını gözleri ile bile incitmek istemez gibi… Af dilemek için gelenlere müşfik… Zafer gününü af günü yapışını unutma!

Bir yağmur zamanı dışarı çıkışını hatırla! Açmış ridasını ve başını göğe çevirmişti... Başına yağmur damlaları düşsün diye… Islanmış, ıslanmıştı da soranlara şunu demişti: “Onların Rableri ile ahitleri benden taze.” Bu yakınlık şuurunu, vefayı ve özlemi unutma!

Ayrılığına dayanamayan hurma kütüğünü unutma! Sahibini şikâyete gelen deve yavrusunu… O geçerken selam veren böceği, börtüyü, ağacı… Muhabbetinden yerinde duramayan dağı unutma! Hayattaki tüm yakınlarını kaybettiği halde… O’nu gördüğünde vız gelir bunlar diye sevineni… Tubba Meliki’ni, Nevfel’i, Bahira’yı unutma!

Yanındakileri, O’nunla beraber olanları unutma! Çölün vahşileri iken gökteki yıldızlar olmuşlardı. Tarih yazan, çağ açan, çağ kapatan… O’nun gibi insanlığın derdi ile dertlenen… Yüzlerinde secde izi, yediveren başaklar… İnsanlığın gelmiş geçmiş en iyileri… “Ashabım” deyişindeki şefkati, titreyişi… Veda zamanı dönüp Mescid’de… Gözleri buğulu onları seyredişini unutma!

Sana insanların efendisinden bahsediyorum. Şeref buluyorum, şeref buluyorsun… O’nu her hatırlayışımızda, anışımızda Yüreğimiz genişliyor, yüreğimiz şenleniyor Neden biliyor musun? Çünkü selamımıza karşılık veriyor, unutma!

Kainatta O’na salat eden, selam veren… Muhteşem bir koro var biliyor musun? Başta Rabbimiz Allah, sonra güzelim melekler… O’nu her anışının ihtişamını düşünsene… Ne muazzam bir ortaklığa dâhil oluyorsun Ne muazzam bir iş yapıyorsun, unutma!

Hadi O’na selam verelim tekrar… Yazımız şeref bulsun, okuyuşun şeref olsun… O’nunla bereketlensin şu anımız… O’nsuz anın bereketi olmaz, unutma!

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed Allahümme salli ala seyyidina Muhammed Allahümme salli ala seyyidina Muhammed Sakın terk etme… Sakın unutma…


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.