Hasan Aycın. Usta çizer ve yazar. Onu özellikle güçlü, derinlikli çizgileriyle tanıyoruz. Hasan Aycın, çizgilerinde, nesne(l) olandan ziyade özsel, karakteristik, insani, şiirsel, canlı olanı irdeleyen, gözümüzün önüne tüm yönleriyle insanı koyan bir çizer. Çizgi ve yazılarıyla ufkumuzu genişleten biri. Şimdi, Hasan Aycın`ın İz Yayınları`ndan "Gözgü" adlı yeni bir çizgi albümü ve "Sahipkıran" adlı ikinci romanı çıktı. Burada bahsedeceğimiz eser Sahipkıran nam- ı diğer Hamzaname. Aycın`ın çizgilerindeki duyuş, hissediş derinliği ve karakterleri ortaya koyma biçimini romanda da görüyoruz. Fakat Sahipkıran elbette bambaşka özgünlükleri de taşıyan, yeni bir roman. Hasan Aycın`ın ilk romanı "Esrarname`yi okuduğumda epey heyecanlanmıştım. Esrarname`deki özgünlükleri, yenilikleri de taşıyan daha uzun bir roman da yazsa Hasan Aycın keşke demiştim. Sahipkıran 536 sayfayla imdadımıza yetişti. Sahipkıran, temelde iyi ve kötünün savaşı, karakterlerin savaşı olarak özetlenebilir. Roman; hikâye etme, sonlandırma biçimi ve masalsı diliyle geleneksel özler; insanın karakterini, tutkularını, çelişki ve çatışmalarını ortaya koyma biçimiyle çağdaş özler taşıyor. Bu özleri özgün bir şekilde birleştirdiği için de hızlıca okunuyor, insana etki ediyor. Hem dinlendirici, huzur veren bir etki hem de kuvvet veren, epik bir hava oluşturuyor. Sahipkıran`ı ısrarla öneririm.

Sahipkıran, Hasan Aycın, İz Yayıncılık, 536 sayfa.


Ali Düz'ın Yazısı.